Esselamualeyküm
Muhterem Dostlar!
Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed Mustafa (sav)’in hayatına baktığımız zaman aman Allahım, ne
tecelliler, ne zuhuratlar!
İki cihan, yüzü suyu
hürmetine yaratılan, peygamberler peygamberi Allahın dostu ve Resulü ne tecellilere
uğradı… Doğup büyüdüğü memleketini gece terk etti. 500 kilometrelik yolu
gecelerde yürüdü, gündüzleri taş kovuklarına gizlendi. Dişi kırıldı. Üzerine
köpekler salındı. Köleler, çocuklar; taşlar, dikenler attılar. Allah'ın Resulü
bir kere kahretmedi. Allah'a dua etti: “Ya Rab, onlar beni tanımıyor,
bilmiyorlar. Bana yaptıklarından dolayı onlara ceza verme. Onlara hidayet et.” Sadakat
ve samimiyetle narı nura çevirdi. Þimdi milyonlarca insan Hak Resulü ziyaret
ediyor, Kur’an’lar, zikirler hediye ediyor.
Kemalatla/olgunlukla,
sadakatle atılan temel, günden güne genişliyor. İnsanlar İslam’a sarılıyor. İslam
toplulukları, milyarların üzerinde. Anası babası olmayan, kimsesiz, çölde büyük
mücadeleye giren, küfrün yerine imanı, zulmün yerine adaleti, cehlin yerine
ilim ve irfanı getiren, dünyayı hayretlerde bırakan büyük insanın mucizesi,
kemalatı her an tecellide. Güzel ahlakıyla tatlı diliyle sonsuz merhametiyle
gösterdiği âlicenap olgunluğa dünya hayran! Elbetteki emsali ne gelmiş ne
gelecek… Allah himmetlerini üzerimizden eksik etmesin!
Dostlar!
Biz Muhammedîyiz. Yolundan
izinden gidenleriz. Allah u Zülcelal buyuruyor ki:
“Taraf-ı âliyemden Habib-i
Edibim, Sevgili Resulüm neyi getirip, size alın dediyse, onu alın. Neyi terk
edin dediyse, onu terk edin.”
Allah'ın Resulü merhamette
önder, güzel ahlakta lider, yönetimde/idarecilikte eşsiz yönetici. Öyle kamil,
öyle arif insan ki, veciz ifadeleriyle hikmetler dolu sözleriyle İslam Alemini
zulmetten nura çıkarıyor.
“Yolumdan gelen
bendendir.” buyuruyor. Yolu, hidayet olunan yol, Kur'an-ı Kerim yoludur.
“Üstünlük ne Arap’ta, ne Acem’de, ne Habeş’te; üstünlük takvada.” diyor. Müttaki
olan, Hak yolda yürüyende üstünlük. “Yürü yavrum sen Hak Resulün izinden yürü!”
O iz, saadete, selamete, huzura kavuşturur.
Allah'ın Resulü senede bir
hafta mı hatırlanacak, anılacak? Yılda bir kere, kutlu doğum haftasıyla mı
anılacak? Müminler onu beş vakit namazlarında anıyorlar. Salli barik okuyorlar.
Ezan-ı Muhammediye bir an olsun durmuyor. Ezan saatleri değişiyor, İslam alemi
ezansız an yaşamıyor. Türkiye’de Erzurum’dan Edirne’ye kadar bir saat fark
ediyor. Bu mesafeler arasındaki köyler, kasabalar, şehirler hep Allah'ın
birliğini, Hz. Muhammed’in Hak peygamber olduğunu ilan ediyor. Allahuekber
Allah büyüktür. Allah'tan başka Allah yoktur. Þehadet ederiz ki Hz. Muhammed
O’nun kulu ve elçisidir. Mekke’de okunan ezan, her tarafa yayılıyor. Aynı
noktada toplanıp, aynı noktadan gidiyor. Dünyanın her tarafında ezan-ı Muhammedî
okunuyor. Peygambere merasim yapılmadık an mı var?
O iki cihan serveridir.
Nebiler nebisidir. Allah cümlemizi şefaatine nail eylesin. Amin!
O’nu tanımak, O’nu günlük
hayatımıza taşıyıp, aynen yaşamakla olur.
O’nu tanımak, Hak Resulü
sevdiğimizi edebî bir lisanla ifade ederek, emrine itaat, telkinine sadakat,
sünnetiyle mücehhez olmakla mümkündür.
O’nu tanımak, Mucize-i
Muhammediyesi olan Kur'an-ı Kerim’e gönülden bağlanmakla olur.
Hz. Aişe-i Sıddıka
validemize bir heyet gidiyor. Bize, peygamber efendimizi anlat, tanıt,
diyorlar. O anneler annesi büyük insan: “Siz Kur'an-ı Kerim okumuyor musunuz?”
Ne ifade! Hikmetler dolu! O’nun mucize-i Muhammediyesi olan Kur'an-ı Kerim’e
sarılmamızı, onu okumamızı ve Kur’an’dan Peygamber Efendimizi tanımamızı bize
Valide Sultan söylüyor. Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed’i tanıtıyor. Güzel
ahlakıyla, güzel yönetimiyle. Büyük bir kemal sahibi, irfaniyet sahibi,
kemaliyle, irfaniyetiyle çölde bir devlet kuruyor. Çevresini hayretlere
düşürüyor.
A Canım! Kur'an-ı Kerim’in
medh ü sena ettiği, Allah tarafından sevilen insan. Hakkında “Ve ma erselnake
illa rahmetenli’l-alemin.” “Habibim biz seni rasgele, başıboş göndermedik.
Onsekiz bin aleme rahmet, merhamet etmek için gönderdik.” Buyrulan zat-ı
muhterem.
Peygamber Efendimiz
buyuruyor ki: “Küntü nebiyyen ve Adem’e beynel mai vet tin.” “Ben peygamber
iken, Adem, toprakla su arasındaydı.” Adem (as)’ın tövbesi, Hz. Muhammed
Mustafa’yı vesile kılarak dua etmesiyle kabul oldu.
- Ya Adem, nerden bildin
Hz. Muhammed’i? Nerden tanıdın?
- Cennetü’l-Ala’da
levhanızı gördüm. La ilahe illallah Muhammedün Resullah yazıyordu.
İsminize
muzaf kılmışsınız/isminize katmışsınız. Cennette meleklerin dilinde Allah'ı zikir,
Hz. Muhammed Mustafa’ya salat u selam vardı.
Hz. Adem Hz. Muhammed’in kemalini
cennetü’l-alâda görür, arş-ı alâda görür, büyük merasimlerle anıldığına şahit
olur. Cenab-ı Hak da O’nun büyüklüğünü tasdik eder. O’nu vasıta kılarak dua
edince Hz. Adem’i affettiğini ilan eder.
Biz Mekke’de doğup
Medine’de 63 yaşında vefat etmesine eyvallah diyoruz. Ona karşı değiliz. Açık
bir hakikattir. Fakat letafeti ezelle ebedi tutmuş. Manasına bir kabir
kazılmaz. 63 sene kesafetiyle dünyamıza yansımış, insanlığın örneğini
göstermiş, beşeriyeti zulmetten nura, irfaniyete ulaştırmış.
Allah'ın Resulünü iyi
tanıyanlar, onu hale getirip yaşayanlar, ahlakıyla ahlaklanıp, emrine itaatle
al denileni alıp, at denileni atanların; kemal sahibi, irfaniyet sahibi
olmalarında hiç şüphe yok.
Süleyman Çelebi der ki:
Doğdu ol saatte ol
sultan-ı din
Nura gark oldu semavat u
zemin
Muhteremler!
Süleyman Çelebi bir
mürşid-i kamilden ders almış, zikrullah ile temizlenmiş.
Allah adın zikredelim
evvela
Vacip
oldur cümle işte her kula
Bir kez Allah dese
aşk ile lisan
Dökülür cümle
günah misl-i hazan
İsm-i pakin pak olur
zikreyleyen
Her murada erişir Allah
diyen
Süleyman Çelebi Hz.’leri Mevlid-i
Þerif’te öyle veciz ifadeler kullanmış… Deme sakın şair idi. Aşka düşen aşık
idi, Hak yolda sadık ve arif idi. Hz. Muhammed’in getirdiği tevhit ile kutsi
emanet ilm-i Ledün ile Süleyman Çelebi kemale gelmiş. Bir kamil mürşitten
yetişmiş, zikri ehlinden almış. Hz. Muhammed’in Muhammediyeti, manası Süleyman
Çelebi’de zuhura gelmiş.
İşte o zikrin yaptığı
ihtilal, narı nura çevirmiş. Aşk ile Allah demiş. Anadan doğmuş gibi olmuş. Her
murada erişmiş. Muradı, vuslat-ı yârla halvettir, naz ve niyaza yükseliştir.
Kesafetten letafete geçerek buyuruyor ki:
Kim ne halidir ve mali ol
mahal
Aklı fikretmez o hali fehm
u hal
O mahale, o kutsi vadiye
ne dünya ile girilir ne de ukba ile. Çünkü bu akıl bu fikirle ol yar bulunmaz. Dünya,
ukba etkisinden kurtulan, kesafetten letafete geçen, mana aleminde vuslat-ı
yârla halvet olanlar o kutsi vadiye girebilirler.
Bu yerdir şehr-i hakikat
Bu yerde zahir olur Hak
Gören Hak’tır, görünen Hak
Muhittir ol bilâ ıtlak
Hz. Muhammed’in Ledün
ilmine aşk ve sevgisine mazhar olanlar, halde tevhit ettiler. Halde tevhit
ederek teşehhüde erdiler. Görerek, bilerek, yaşayarak şehadet verdiler. Muhammediyeti
yaşadılar da ifade edecek dil bulamadılar. Çünkü o haldir, zevktir. Yaşanılır,
kelama dökülmez. Allah bütün dostlara, aşkına, sevgisine düşen sevgililere
ikram ihsan eylesin. Allah bizi Muhammediyete mazhar kılsın.
Allah'ın emri: “Beni
sevenler Muhammedime tabi olsunlar. O zaman ben de onları sever ve affederim,
bağışlarım.”
Allah bize çok iyilikler
versin. Rızasını, sevgisini versin. Kur'an okumak, manasını fehmetmek, Hakk'ı–batılı
fark etmek, iman-ı kamille olgunlaşıp irfaniyete ermek, hoşgörülü, tatlı dilli
olmak, yaratılış gayesini fehmetmek, kesret vahdet tevhit etmek, iyilikte, tenezzül/tevazuda
yarışmak, hak mürşidin emrine itaatle rızasını kazanmak Mevla cümlemize nasip
etsin. Amin! Amin!
Hüseyin
Sabri SOYYİÐİT
1
Þer-i
pak-i Ahmed’e eyle riâyet sıdk ile
Hürmet
saygı eyle ana, gönlüne sürûr gele
Hak’la
miraç olunur ibâdât u taat ile
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
2
Hakk’ı
seven tabi olsun nebiler nebisine
Ehl-i
sünnet itikadı rehberdir velisine
Kulak
ver dinle server-i enbiyanın sesine
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
3
Âyet,
hadis, sünnetle yol gösterir ümmetine
Felâh
bulmak isteyenler sarılsınlar bu dine
“Kad
eflehel müminun” Hak mürşid ile biline
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
4
“Evvele
mâ halekallâhu nuri” buyuransın
“Küntü
nebiyyen” hadisiyle evveli tutansın
Peygamber-i
İzâmın Hâtem-en Nebîsi sensin
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
5
“Subhanellezi
esra” hakkınızda nüzûl etti
Sizin
için ev edna’nın sır perdesi açıldı
Âşıkla
mâşukun miraç olayı zuhur etti
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
6
Kutsîyet,
ulvîyet, kemâlat sizinle bulunur
Nefs-i
mutmainne olanlara aynen görünür
Mürşidin
telkîni ile gönül eri olunur
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
7
Uruç,
nüzûl ile miracın yolunu açansın
Salât-ı
hamse’yi bizlere emanet edensin
“Men
reani fekad rael Hak” diyen yine sensin
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
8
Mevlâ’mızdan
duamız hâlis, muhlis kul olmaktır
Ahde
vefa, emre itaat, Hak yoldan gitmektir
Zâhir
bâtından maksat, Sabri kendini bilmektir
Essalât
u vesselâm Muhammed Mustafa’sına
1
Aşkın zevkin cana safa
Telkînindir bize şifâ
Mevlâm buyurdu “ve kefâ”
Canım Muhammed Mustafa
2
Nurun ziya saldı bize
Rehber oldun hepimize
Doğar envar kalbimize
Canım Muhammed Mustafa
3
Zulmü, küfrü yıkan sensin
Telkînimi verenimsin
İnse, cinne Peygambersin
Canım Muhammed Mustafa
4
Vahdettendir ilhamınız
Bize sonsuz ikramınız
“Men reani hak” dediniz
Canım Muhammed Mustafa
5
Büründünüz örtünüze
Kul oldunuz Rabbinize
Düştü sevgin kalbimize
Canım Muhammed Mustafa
6
Adaletle hükmettiniz
Hakk’ı bize öğrettiniz
Rehber Kur’an’ı verdiniz
Canım Muhammed Mustafa
7
Hak buyurdu: “Habîbimsin”
Âsilerin
şefi’isin
Havz-ı kevser sahibisin
Canım Muhammed Mustafa
8
Kur’an sizi methediyor
Âşıkların hamdediyor
Sizi seven Allah diyor
Canım Muhammed Mustafa
9
Gelmeseydin sen bizlere,
Telkîn ile bilenlere,
Nur doğmazdı gönüllere
Canım Muhammed Mustafa
10
Hak ilmini öğrettiniz
Ayne’l-yakîn gösterdiniz
Hakka’l-yakîn yaşattınız
Canım Muhammed Mustafa
11
Sensiz hayat yoktur bize
Sonsuz şükür Rabbimize
Sabri gönlün vermiş size
Canım Muhammed Mustafa
Canlar sana olsun feda
1
Alem-i
İslama müjdeler olsun
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
Yeryüzü
şenlensin, gökler sevinsin
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
2
Gizli
hazinenin babı açıldı
Nur-u
Muhammed’in nuru saçıldı
Akl-ı
evvel ile kalem yapıldı
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
3
Melekler
var oldu nur-u Ahmed’den
Felekler
var oldu nur-u Ahmed’den
Alemler
var oldu nur-u Ahmed’den
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
4
Cümle
varlıkların heyulasıdır
Alemlerin
tek Mustafasıdır
Evvelin
ahirin efendisidir
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
5
Zat-ı
Hakk’ın ismine muzaf olan
Habibullah
sırrına mazhar olan
Rahmet-i
Rahmanın elçisi olan
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
6
Ademi
kurtardı toprak olmaktan
Alemi
kurtardı helak olmaktan
İftihar
eyledi beşer olmaktan
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
7
Enbiyalar
onun yolun gözledi
Ümmeti
olmaya dua eyledi
Vasfını
yâd edip haber eyledi
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
8
Karanlık
gecenin nurlu sabahı
Amine
Hatunun nurlu evladı
Cihanın
sultanı, canların canı
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
9
Kabenin
putları yere serildi
Kisranın
sarayı çöktü yıkıldı
Mecusinin
odu, ocağı söndü
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
10
Yeryüzüne
indi binlerce melek
Nur
ile bezendi döşendi döşek
Þefaat
diledi Rabbinden bebek
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
11
İsmini
annesi koydu Muhammed
Rüyasında
ona söylendi Ahmed
Ahmed
i Mustafa Muhammed Mahmud
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
12
Yerler
gökler ona selam veriyor
Dağlar
taşlar ona tazim ediyor
Muhammedü’l-Emin
çok seviliyor
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
13
Ramazan
ayının yirmi yedisi
Rabbi’l-Aleminin
sır hazinesi
İnzal
oldu Muhammed’e cümlesi
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
14
Muhammed
Mustafa elinde Kur’an
Ashabı,
ümmeti izinde her an
Kutlu
doğum ile gönülden doğan
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
15
Ruhumuz
nuruna pervane senin
Canımız
uğruna fedadır senin
Kur’anın,
sünnetin şifadır senin
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
16
Nasip
oldu bize elini öptük
Hak
mürşitten Hakk’a biat eyledik
Þuhud
üzre olup şehadet ettik
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
17
Ya
Rab bizi ahde sadık kul eyle
Muhammed
Mustafa’na ümmet eyle
Hasan
Hilmi daim Hakk’ı zikreyle
Nebiler
serveri Ahmed geliyor
|