TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
 
 
Özlü Söz:Evladım,
Hanende huzur mu istiyorsun? Evine helâl lokma getir.
Hanende sevgi mi istiyorsun? Kimseyi elinin tersiyle itme.
 
HİSSEDEBİLMEK...

İzmir, 15 07 2010

Esselamualeykum

Sevgili Dostlar,

Kendimizdeki iyilikleri hissedebilmek, yaratanla, yaşatanla mülakata girebilmek… Bu iyiliklerinden, lutuf ve kereminden, sonsuz nimetlerinden dolayı Allah'a sonsuz şükürler edebilmek. Kendimizdeki iyilikleri hissedebilsek, yaşayabilsek göklere direk olur, okyanuslara köprü olur. Bu kadar iyilikler var bizde. Gelin dostlar şükreden kul olalım.

Þu insanı Allah ne kadar güzel yaratmış. Akıl, zeka, kabiliyet ihsan etmiş. Bir dil vermiş, ne büyük lütuf, kerem. Onun için tatlı dil olalım. Zikreden, fikreden, tefekkür eden olalım. Demeyelim şu niçin şöyle, bu neden böyle. Her şeyi Allah yerli yerinde yaratmış ve yaşatmakta. Bütün kainatı sıfatıyla süslemiş.

Dikkatle şu aleme nazar edelim. Þu denizlerde binlerce yüz binlerce çeşit ve lezzette balıklar yaratmış bize. Tuzlu suyun içinde tuzsuz yaşarlar. Bu kadar gemiler bu denizin üzerinde seyahat eder ne nakliyatlar yapar, ne kadar insan taşırlar. Ve bize dünyanın her yerinden sayısız nimetler ihsan ikram eder.

Biz kendimize bir ev yapıyoruz 100 metrekarelik. Oh diyoruz. Nüfusumuz kalabalıksa üç odalı, dört odalı daha geniş yapıyoruz. Allah da dostlarını kullarını beslemek için amma da büyük ev yapmış ha! Gökkubbeye bir bak! Ya sulama işi? Aydınlatma!.. Büyük sanatkar Allah, Sani-i Azam.

İstiyor ki “Kulum benimle mülakata girsin. Ben kulumu ne kadar güzel yaratmışım.” Hakikaten ne kadar güzel yaratılmış insan. Bir ilahide yazmışım:

Uzak değil çok yakınsın

Canda gönülde sen varsın

Anladım ki sen benmişsin

Allah insanı kendisiyle süslemiş. Allah insanın dışında, insan da Allah'ın dışında bir varlık değil. Bunu anlamak, hissetmek, duygulanmak, yaşamak, zevketmek…

Bu alem hikmetlerle, manalarla dolu. O kadar güzel şeylerle dolu ki bunları idrak etmek, anlamak... Mevlamız buyuruyor ki: “Ben bütün kainatı sizin için, sizi kendim için yarattım.

Dostlar,

Her halimizle Allah'a şükreden, hamd eden Allah'a kulluk eden olalım. Sultanlar Sultanının bu sonsuz lütuf ve kereminin karşısında aciziz. Gelin dostlar, acizliğimizi idrak edelim, anlayalım. O bize her nefes yeni hayat verir. Bizi besleyecek sayısız nimetler ihsan etmiştir.

Ulu Yaratanım,

Bu sonsuz ikram ve ihsanının karşısında ne kadar şükretsek, hamd etsek görevimizi yapmış sayılamayız. Bizleri hakkıyla şükreden, hamd eden, aşkla zevkle kulluk eden kullarından bir an olsun ayırma. Rahmetin, merhametin, ikram ve ihsanın sonsuz. Bize düşen şükretmek, hamd etmek, acizliğimizi idrak etmek.

Ulu Yaratanım,

Bize razı olduğun iyilikleri ver. Dilimizi Allah demekten, gönlümüzü sevginden bir an olsun mahrum etme.

Ne güzeldir kul olmak, gönülden sultana bağlanmak. İyiliklerin insanı olmak ne güzeldir!

Ulu Yaratanım,

Bize akl-ı selimle zikretmeyi, tefekkürle Allah demeyi, kaderine rıza, emrine itaat etmeyi ihsan ikram eyle Mevlâm. Bir an olsun bizi kendinden uzaklaştırma. Yakınlığını bize hissettir, zevk ettir, bu zevkten bizi mahrum etme. Amin! Amin!

Sevgili Dostlar,

Muhterem Efendiler,

Daha uyanık, daha tefekkürlü olalım. Asla kendimizi ihmal etmeyelim. Allah kulunu kendisine muhatap seçmiş. Dört yeminle “En güzel insanı yarattım. Kainatı insan için, insanı kendim için yarattım.” buyuruyor. Bu kutsi ve ulvi hitabı duyan bir kul, kendini sultanın muhataplığına hazırlayacak. Çok kıymetli bir yerde bulunduğunu idrak ederek fehmedecek.

Âyet-i kerimesinde bize diyor ki: “Beni çok zikredin. Ayaktayken, otururken, yaslanırken zikredin. Tefekkür edin.” Aşkla zevkle zikredelim dostlar. Yakınlığımızı değerlendirip idrak edelim, sonsuz manaları fehmedelim. Allah bize razı olduğu iyilikleri versin.

Mürşid-i kamil; verdiği telkin ve tevbe ile zikrullah ile Allah'a giden yolumuzu açıyor, tefekkürümüzü açıyor. Ne kadar güzel söylemiş Hak dost:

Zikredenler mest olur, Allah ile dost olur.

Bu dostluk yolunu mürşid-i kamil açar.

Bir kamil mürşide varmadan olmaz

Varıp da sözünü tutmadan olmaz

Mürşit gerektir bildire Hakk'ı sana hakkalyakin

Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş, boş imiş.

Allah cümlemize razı olduğu iyilikleri versin. Aile birliklerinize huzur versin. Zikreden, fikreden, tefekkürle Allah diyen zümre-yi salihine cümlemizi ilhak eylesin. Amin!

 

HACI BABA

Hüseyin Sabri SOYYİÐİT

E-Kitaplar
Bir Ayet

2.234. Sizden ölenlerin, geride býraktýklarý eþleri, kendi baþlarýna (evlenmeden) dört ay on gün beklerler.Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkýnda yaptýklarý meþru iþlerde size bir günah yoktur.Allah yapmakta olduklarýnýzý bilir.

[ Bakara Sûresi:234]

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.