İzmir, 23. 11. 2006
Dostlarıma
Esselamualeyküm!
Muhterem Dostlarım!
Düşünüyorum ve yine düşünüyorum: Dostları neyle müjdeleyeyim? Onlara ne ve neler ikram edeyim?..
Evet, önce şu insan vücudunda bir ihtilalin gerçekleşmesi lazım. Dünya ve dünyaya taalluk eden varlıklardan geçmemiz lazım. Ukba ve ukbaya taalluk eden her şeyden geçmemiz lazım. Dünyası olana, ukbadan bir şey veremezsin. Ukbası olanı da hal ehli yapamazsın. Halde tevhit edenler, teşehhüde erdiler.
Nedir dünya, nedir ukba?
Sana aşık olan canlar,
Mevlam geçerler cümle sevdadan.
Ehl-i dünya dünyada. Nefsinin dünyasında.
Ehl-i ukba ukbada. Nefsine göre hazırladığı ukbada.
Her biri bir sevdada
Bana Allahım gerek, bana Sultanım gerek.
Dostlar!
Vuslat-ı yarla halvet istiyoruz. Aşkla zevkle halvet istiyoruz. İşte o zaman hak mürşidin telkinine sıkı sarılıp dünya-ukba pazarında eğlenmeyeceğiz. Sultanımız buyuruyor ki: “Nefsinizle hazırladıklarınızı ben istemem. Mutu, ölünüz, kable en temutu sırrına mazhar olunuz. Rabbim Allah deyiniz. Dinim İslam, kitabım Kur’an. Halde tevhit ederek teşehhüdün sırrına eriniz.
Gelin demeyelim, “Niçin öyle, neden böyle?” Nefsimizle hazırladıklarımız, nefsimize göre yaptığımız yorumlar bizi Hak’tan uzaklaştırır.
Ne güzel söylemiş Hak dost:
Geçtim dünya deminden, hem ukbanın seyrinden
Aman Dostlar! Hak dostlar neler neler söylemişler… Allah bu söylenenleri fehmetmek, idrak etmek cümlemize nasip eylesin. Amin!
Hak mürşidin telkiniyle vücudunda ihtilal ve inkılap olmuş, halde tevhit eylemiş, şahadetin sırrına ermiş, bulmanın, bilmenin, yaşamanın zevkiyle zevkyap olmuş sevgili dervişimizi vuslattan başka ne kandırır, ne tatmin eder?
Allah fehmimizi, idrak ve kabiliyetimizi yükseltsin, açsın. Dervişimiz telkini Hak’tan almıştır. Dervişimiz hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakatle halde tevhit etmiştir. Allah hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin.
Elbetteki Muhammedi melamette ahkam-ı Þer’iyye, ahlak-ı Muhammediye rehberimiz olacaktır.
Tevhit et Hakk’ı Hak ile
Efal, sıfat ı zat ile
Gir ol vücud-u vahide
Ulu Mevlam, ne güzel kulların ne güzel dervişlerin var. Emre itaat, telkine sadakatle gönlünde yer tutanların var. Bilerek, bilmeyerek hata edenler olursa, onlara da af ilan edersin.
Muhterem Dostlarım!
Aşkla zevkle zikir yapan dervişanımız!
Aldığımız telkin ve rabıtanın, bizi bütün engellerden geçireceğinden şüphe etmeyelim. Sadakatle mürşide biat edenler, Hakk’a biat ederler, telkini Hak’tan almış olurlar. İşte bu, iman-ı kamil! Amel-i salih burada.
Dostlara sonsuz iyilikler dilerim. Telkine sadakat, hak mürşidin verdiği rabıtaya candan gönülden bağlanarak halde tevhit etmeyi, yaşayıp zevk etmeyi Allah bütün ihvana ihsan ve ikram eylesin. Amin!
Dostlar!
Cümleten Allah’a emanet olun!
HACI BABA
Hüseyin Sabri SOYYİÐİT |