9.26. Sonra Allah, Resûl'ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin görmediðiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. Ýþte bu, o kâfirlerin cezasýdýr.
9.27. Sonra Allah, bunun ardýndan yine dilediðinin tevbesini kabul eder. Zira Allah baðýþlayan, esirgeyendir.
9.28. Ey iman edenler! Müþrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yýllarýndan sonra Mescid-i Haram'a yaklaþmasýnlar. Eðer yoksulluktan korkarsanýz, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Þüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.
9.29. Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kýldýðýný haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaþýn.
9.30. Yahudiler, Uzeyr Allah'ýn oðludur, dediler. Hýristiyanlar da, Mesîh (Ýsa) Allah'ýn oðludur dediler. Bu onlarýn aðýzlarýyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuþ kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onlarý kahretsin! Nasýl da (haktan bâtýla) döndürülüyorlar!
9.31. (Yahudiler) Allah'ý býrakýp bilginlerini (hahamlarýný); (hýristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oðlu Mesîh'i (Ýsa'yý) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan baþka tanrý yoktur. O, bunlarýn ortak koþtuklarý þeylerden uzaktýr.
9.32. Allah'ýn nûrunu aðýzlarýyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoþlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
9.33. O (Allah), müþrikler hoþlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kýlmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.
9.34. Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoðu insanlarýn mallarýný haksýz yollardan yerler ve (insanlarý) Allah yolundan engellerler. Altýn ve gümüþü yýðýp da onlarý Allah yolunda harcamayanlar yok mu, iþte onlara elem verici bir azabý müjdele!
9.35. (Bu paralar) cehennem ateþinde kýzdýrýlýp bunlarla onlarýn alýnlarý, yanlarý ve sýrtlarý daðlanacaðý gün (onlara denilir ki): ”Ýþte bu kendiniz için biriktirdiðiniz servettir. Artýk yýðmakta olduðunuz þeylerin (azabýný) tadýn!”
9.36. Gökleri ve yeri yarattýðý günde Allah'ýn yazýsýna göre Allah katýnda aylarýn sayýsý on iki olup, bunlardan dördü haram aylarýdýr. Ýþte bu doðru hesaptýr. O aylar içinde (Allah'ýn koyduðu yasaðý çiðneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müþrikler nasýl sizinle topyekün savaþýyorlarsa siz de onlara karþý topyekün savaþýn ve bilin ki Allah (kötülükten) sakýnanlarla beraberdir.
9.37. (Haram aylarý) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptýrýlýr. Allah'ýn haram kýldýðýnýn sayýsýný bozmak ve O'nun haram kýldýðýný helâl kýlmak için (haram ayýný) bir yýl helâl sayarlar, biryýl da haram sayarlar. (Böylece) onlarýn kötü iþleri kendilerine güzel gösterilmiþtir. Allah kâfirler topluluðunu hidayete erdirmez.
9.38. Ey iman edenler! Size ne oldu ki, ”Allah yolunda savaþa çýkýn!” denildiði zaman yere çakýlýp kalýyorsunuz? Dünya hayatýný ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatýnýn faydasý ahiretin yanýnda pek azdýr.
9.39. Eðer (gerektiðinde savaþa) çýkmazsanýz, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandýrýr ve yerinize sizden baþka bir kavim getirir; siz (savaþa çýkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her þeye kadirdir.
9.40. Eðer siz ona (Resûlullah'a) yardým etmezseniz (bu önemli deðil); ona Allah yardým etmiþtir: Hani, kâfirler onu, iki kiþiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çýkarmýþlardý; hani onlar maðaradaydý; o, arkadaþýna. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet saðlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediðiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanlarýn sözünü alçalttý. Allah'ýn sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
9.41. (Ey müminler!) Gerek hafif, gerek aðýr olarak savaþa çýkýn, mallarýnýzla ve canlarýnýzla Allah yolunda cihad edin. Eðer bilirseniz, bu sizin için daha hayýrlýdýr.
9.42. Eðer yakýn bir dünya malý ve kolay bir yolculuk olsaydý (o münafýklar) mutlaka sana uyup peþinden gelirlerdi. Fakat meþakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, ”Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çýkardýk” diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onlarýn mutlaka yalancý olduklarýný biliyor.
9.43. Allah seni affetti. Fakat doðru söyleyenler sana iyice belli olup, sen yalancýlarý bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?
9.44. Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarýyla canlarýyla savaþmaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir.
9.45. Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri þüpheye düþüp, kuþkularý içinde bocalayanlar senden izin isterler.
9.46. Eðer onlar (savaþa) çýkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazýrlýk yaparlardý. Fakat Allah onlarýn davranýþlarýný çirkin gördü ve onlarý geri koydu; onlara ”Oturanlarla (kadýn ve çocuklarla) beraber oturun!” denildi.
9.47. Eðer içinizde (onlar da savaþa) çýksalardý, size bozgunculuktan baþka bir katkýlarý olmazdý ve mutlaka fitne çýkarmak isteyerek aranýzda koþarlardý. Ýçinizde, onlara iyice kulak verecekler de vardýr. Allah zalimleri gayet iyi bilir.
9.48. Andolsun onlar önceden de fitne çýkarmak istemiþler ve sana nice iþler çevirmiþlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ýn emri yerini buldu.
9.49. Onlardan öylesi de var ki: ”Bana izin ver, beni fitneye düþürme” der. Bilesiniz ki onlar zaten fitneye düþmüþlerdir. Cehennem, kâfirleri mutlaka kuþatacaktýr.
9.50. Eðer sana bir iyilik eriþirse, bu onlarý üzer. Ve eðer baþýna bir musibet gelirse, ”Ýyi ki biz daha önce tedbirimizi almýþýz” derler ve böbürlenerek dönüp giderler.