40.76. Ýçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapýlarýndan girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
40.77. Onun için (Resûlüm), sen sabret! Þüphesiz Allah'ýn vâdi gerçektir. Onlara söz verdiðimiz azabýn bir kýsmýný ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasýl olsa onlar bize döneceklerdir.
40.78. Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kýssalarýný anlattýðýmýz kimseler de var, durumlarýný sana bildirmediðimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'ýn izni olmaksýzýn herhangi bir âyeti kendiliðinden getiremez. Allah'ýn emri gelince de hak uygulanýr ve o zaman bâtýlý seçenler hüsrana uðrayacaklardýr.
40.79. Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanlarý yaratandýr.
40.80. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardýr. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaþýrsýnýz. Onlarýn ve gemilerin üstünde taþýnýrsýnýz.
40.82. Onlar yeryüzünde gezip dolaþmadýlar mý ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasýl olmuþtur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakýmýndan da daha saðlam idiler. Fakat kazandýklarý þeyler onlara asla fayda vermemiþtir.
40.83. Peygamberleri onlara apaçýk bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beþeri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldýlar). Alaya aldýklarý þey kendilerini boðuverdi.
40.84. Artýk o çetin azabýmýzý gördükleri zaman: Allah'a inandýk ve O'na ortak koþtuðumuz þeyleri inkâr ettik, derler.
40.85. Fakat azabýmýzý gördükleri zaman imanlarý kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ýn kullarý hakkýnda süregelen âdeti budur. Ýþte o zaman kâfirler hüsrana uðrayacaklardýr.