4.126. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ýndýr ve Allah her þeyi kuþatmýþtýr. (Hiçbir þey O'nun ilim ve kudretinin dýþýnda kalamaz).
4.127. Senden kadýnlar hakkýnda fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açýklýyor: Kitap'ta, kendileri için yazýlmýþý (mirasý) vermeyip nikâhlamak istediðiniz yetim kadýnlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karþý âdil davranmanýz hakkýnda size okunan âyetler (Allah'ýn hükmünü apaçýk ortaya koymaktadýr). Hayýrdan ne yaparsanýz þüphesiz Allah onu bilmektedir.
4.128. Eðer bir kadýn kocasýnýn geçimsizliðinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endiþe ederse, aralarýnda bir sulh yapmalarýnda onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayýrlýdýr. Zaten nefisler kýskançlýða hazýrdýr. Eðer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanýz þüphesiz Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr.
4.129. Üzerine düþüp uðraþsanýz da kadýnlar arasýnda âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapýlýp da diðerini askýya alýnmýþ gibi býrakmayýn. Eðer arayý düzeltir, günahtan sakýnýrsanýz Allah þüphesiz çok baðýþlayýcý ve esirgeyicidir.
4.130. Eðer (eþler) birbirinden ayrýlýrsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleþtirir (diðerine muhtaç olmaktan kurtarýr); Allah'ýn lütfu geniþ, hikmeti büyüktür.
4.131. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ýndýr. Sizden önce kendilerine Kitap verilenlere ve size ”Allah'tan korkun” diye emrettik. Eðer inkâr ederseniz biliniz ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ýndýr. Allah hudutsuz zengindir, ziyadesiyle övgüye lâyýktýr.
4.132. Göklerde ve yerde olanlar Allah'ýndýr. Vekil olarak Allah yeter.
4.133. Ey insanlar! Allah dilerse sizi yokluða gönderip baþkalarýný getirir; Allah buna kadirdir.
4.134. Kim dünya mükâfatýný isterse (bilsin ki) dünyanýn da ahiretin de mükâfatý Allah katýndadýr. Allah her þeyi iþiten ve her þeyi görendir.
4.135. Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendini, ana-babanýz ve akrabanýz aleyhinde de olsa Allah için þahitlik eden kimseler olun. (Haklarýnda þahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakýndýr. Hislerinize uyup adaletten sapmayýn, (þahitliði) eðer, büker (doðru þahitlik etmez), yahut þâhidlik etmekten kaçýnýrsanýz (biliniz ki) Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr.
4.136. Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiði Kitab'a ve daha önce indirdiði kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ý, meleklerini, kitaplarýný, peygamberlerini ve kýyamet gününü inkâr ederse tam manasýyle sapýtmýþtýr.
4.137. Ýman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarýný arttýranlarý Allah ne baðýþlayacak, ne de onlarý doðru yola iletecektir.
4.138. Münafýklara, kendileri için acý bir azap olduðunu müjdele!
4.139. Müminleri býrakýp da kâfirleri dost edinenler, onlarýn yanýnda izzet (güç ve þeref) mi arýyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnýzca Allah'a aittir.
4.140. O (Allah), Kitap'ta size þöyle indirmiþtir ki: Allah'ýn âyetlerinin inkâr edildiðini yahut onlarla alay edildiðini iþittiðiniz zaman, onlar bundan baþka bir söze dalýncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayýn; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafýklarý ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.
4.141. Sizi gözetleyip duranlar, eðer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, ”Sizinle beraber deðil miydik?” derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), ”Sizi yenip (öldürebileceðimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadýk mý?” derler. Artýk Allah kýyamet gününde aranýzda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir.
4.142. Þüphesiz münafýklar Allah'a oyun etmeye kalkýþýyorlar; halbuki Allah onlarýn oyunlarýný baþlarýna çevirmektedir. Onlar namaza kalktýklarý zaman üþenerek kalkarlar, insanlara gösteriþ yaparlar, Allah'ý da pek az hatýra getirirler.
4.143. Bunlarýn arasýnda bocalayýp durmaktalar,ne onlara (baðlanýyorlar) ne bunlara. Allah'ýn þaþýrttýðý kimseye asla bir (çýkar) yol bulamazsýn.
4.144. Ey iman edenler! Müminleri býrakýp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçýk bir delil mi vermek istiyorsunuz?
4.145. Þüphe yok ki münafýklar cehennemin en alt katýndadýrlar. Artýk onlara asla bir yardýmcý bulamazsýn.
4.146. Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sýmsýký sarýlýp dinlerini (ibadetlerini) yalnýz onun için yapanlar baþkadýr. Ýþte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakýnda büyük mükâfat verecektir.
4.147. Eðer siz iman eder ve þükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah þükre karþýlýk veren ve her þeyi bilendir.
4.148. Allah kötü sözün açýkça söylenmesini sevmez; ancak haksýzlýða uðrayan baþka. Allah her þeyi iþitici ve bilicidir.
4.149. Bir iyiliði açýklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüðü (açýklamayýp) affederseniz, þüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir.
4.150. Allah'ý ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayýrmak isteyip ”Bir kýsmýna iman ederiz ama bir kýsmýna inanmayýz” diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasýnda bir yol tutmak isteyenler yok mu;
5.12. Andolsun ki Allah, Ýsrailoðullarýndan söz almýþtý. (Kefil olarak) içlerinden on iki de baþkan göndermiþtik. Allah onlara þöyle demiþti: Ben sizinle beraberim. Eðer namazý dosdoðru kýlar, zekâtý verir, peygamberlerime inanýr, onlarý desteklerseniz ve Allah'a güzel borç verirseniz (ihtiyacý olanlara Allah rýzasý için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarýnýzý örterim ve sizi, zemininden ýrmaklar akan cennetlere sokarým. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doðru yoldan sapmýþ olur.