39.26. Bu suretle Allah, dünya hayatýnda onlara rezilliði tattýrdý. Ahiret azabý daha büyüktür. Keþke bunu bilselerdi!
39.27. Andolsun ki biz, öðüt alsýnlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.
39.28. Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.
39.29. Allah, çekiþip duran birçok ortaklarýn sahip olduðu bir adam (köle) ile yalnýz bir kiþiye baðlý olan bir adamý misal olarak verir. Bu ikisi eþit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarýn çoðu bilmezler.
39.30. Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
39.31. Sonra þüphesiz, siz de kýyamet günü, Rabbinizin huzurunda davalaþacaksýnýz.
39.32. Allah'a karþý yalan uyduran, kendisine gelen gerçeði (Kur'an'ý) yalan sayandan daha zalim kimdir? Kâfirlerin yeri cehennemde deðil mi?
39.33. Doðruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, iþte kötülükten sakýnanlar onlardýr.
39.34. Onlar için Rableri yanýnda diledikleri her þey vardýr. Ýþte bu, iyilik edenlerin mükâfatýdýr.
39.35. Böylece Allah, onlarýn geçmiþte yaptýklarý en kötü hareketleri bile örtecek ve yaptýklarýnýn en güzeline denk olarak mükâfatlarýný verecektir.
39.36. Allah kuluna kâfi deðil midir? Seni O'ndan baþkalarýyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptýrýrsa artýk onun yolunu doðrultacak biri yoktur.
39.37. Allah kime de hidayet ederse, artýk onu saptýracak yoktur. Allah, mutlak güç sahibi ve intikam alýcý deðil midir?
39.38. Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattý? diye sorsan, elbette ”Allah'týr” derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ý býrakýp da taptýklarýnýz, O'nun verdiði zararý giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanýrlar.
39.39. De ki: ”Ey kavmim! Elinizden geleni yapýn; doðrusu ben de yapacaðým! Artýk yakýnda bileceksiniz!”.
39.40. ”Kendisini rezil edecek azap kime geleceðini, ve sürekli bir azabýn kimin üzerine konacaýný.”
39.41. (Resûlüm)! Þüphesiz biz bu Kitab'ý sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artýk kim doðru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmýþ olur. Sen onlarýn üzerinde vekil deðilsin.
39.42. Allah, ölenin ölüm zamaný gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarýný alýr da ölümüne hükmettiði caný alýr, ötekini muayyen bir vakte kadar býrakýr. Þüphe yok ki, bunda iyi düþünecek bir kavim için ibretler vardýr.
39.43. Yoksa onlar Allah'tan baþkasýný þefaatçýlar mý edindiler? De ki: Onlar hiçbir þeye güç yetiremezler ve akýl erdiremezlerse de mi (Þefaatçý edineceksiniz)?
39.44. De ki: Bütün þefâat Allah'ýndýr. Göklerin ve yerin hükümranlýðý O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
39.45. Allah, tek olarak anýldýðý zaman, ahirete inanmayanlarýn içlerine sýkýntý basar. Ama Allah'tan baþkasý anýldýðý zaman hemen yüzleri güler.
39.46. De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aþikârý da bilen Allah! Kullarýnýn arasýnda, ayrýlýða düþtükleri þeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
39.47. Eðer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydý, kýyamet gününde azabýn fenalýðýndan (kurtulmak için) elbette bunlarý fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Âllah tarafýndan, hiç hesaba katmadýklarý þeyler ortaya çýkmýþtýr.
39.48. Onlarýn kazandýklarý kötülükler (o gün) açýða çýkmýþ, alaya aldýklarý þey, kendilerini sarmýþtýr.
39.49. Ýnsana bir zarar dokunduðu zaman bize yalvarýr. Sonra, kendisine tarafýmýzdan bir nimet verdiðimiz vakit, ”Bu bana ancak bilgimden dolayý verilmiþtir” der. Hayýr o, bir imtihandýr, fakat çoklarý bilmezler.
39.50. Bunu onlardan öncekiler de söylemiþti; ama kazandýklarý þeyler onlara fayda vermedi.