33.51. Onlardan dilediðini geriye býrakýr, dilediðini de yanýna alýrsýn. Boþadýðýn hanýmlarýndan arzu ettiðini tekrar yanýna almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onlarýn mutlu olmalarýna, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razý olmalarýna daha uygundur. Allah, kalplerinizde olaný bilir. Allah hakkýyle bilendir, halîmdir.
33.52. Bundan sonra artýk baþka kadýnlarla evlenmen, elinin altýnda bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoþuna gitse bile, bunlarýn yerine baþka hanýmlar alman sana helâl deðildir. Allah her þeyi gözetler.
33.53. Ey iman edenler! Siz zamanýný gözetlemeksizin, bir yemeðe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiðiniz vakit girin. Yemeði yediðinizde hemen daðýlýn, sohbete dalmayýn. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadýr. Ama Allah, hakký söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanýmlarýndan bir þey istediðiniz zaman perde arkasýndan isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onlarýn kalpleri için daha temiz bir davranýþtýr. Sizin Allah'ýn Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanýmlarýný nikâhlamanýz asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katýnda büyük (bir günah) týr.
33.54. Bir þeyi açýða vursanýz da, gizleseniz de þüphe yok ki Allah, her þeyi gayet iyi bilmektedir.
33.55. Onlara (Peygamber'in hanýmlarýna), babalarý, oðullarý, kardeþleri, kardeþlerinin oðullarý, kýz kardeþlerinin oðullarý, kadýnlarý (mümin kadýnlar) ve ellerinin altýnda bulunan câriyelerinden dolayý bir günah yoktur. (Ey Peygamber hanýmlarý!) Allah'tan korkun; þüphesiz Allah, her þeye þahittir.
33.56. Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.
33.57. Allah ve Resûlünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiþ ve onlar için horlayýcý bir azap hazýrlamýþtýr.
33.58. Mümin erkeklere ve mümin kadýnlara, yapmadýklarý bir þeyden dolayý eziyet edenler, þüphesiz bir iftira ve apaçýk bir günah yüklenmiþlerdir.
33.59. Ey Peygamber! Hanýmlarýna, kýzlarýna ve müminlerin kadýnlarýna (bir ihtiyaç için dýþarý çýktýklarý zaman) dýþ örtülerini üstlerine almalarýný söyle. Onlarýn tanýnmasý ve incitilmemesi için en elveriþli olan budur. Allah baðýþlayandýr, esirgeyendir.
33.60. Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalýk bulunanlar (fuhuþ düþüncesi taþýyanlar), þehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaþmaný ve onlarý þehirden sürüp çýkarmaný sana emrederiz); sonra orada, senin yanýnda ancak az bir zaman kalabilirler.
33.61. Hepsi de lânetlenmiþ olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanýr ve mutlaka öldürülürler.
33.62. Allah'ýn önceden geçenler hakkýndaki kanunu budur. Allah'ýn kanununda asla bir deðiþiklik bulamazsýn.
33.63. Ýnsanlar sana kýyametin zamanýný soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katýndadýr. Ne bilirsin, belki de zamaný yakýndýr.
33.64. Þu muhakkak ki, Allah kâfirleri rahmetinden kovmuþ ve onlara çýlgýn bir ateþ hazýrlamýþtýr.
33.65. (Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardýmcý bulacaklardýr.
33.67. Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptýrdýlar, derler.
33.68. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onlarý büyük bir lânetle rahmetinden kov.
33.69. Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayýn. Nihayet Allah onu, dedikleri þeyden temize çýkardý. O, Allah yanýnda þerefli idi.
33.70. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doðru söz söyleyin.
33.71. (Böyle davranýrsanýz) Allah iþlerinizi düzeltir ve günahlarýnýzý baðýþlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluþa ermiþ olur.
33.72. Biz emaneti, göklere, yere ve daðlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluðundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doðrusu o çok zalim, çok cahildir.
33.73. (Allah bu emaneti insana vermek sûretiyle), münafýk erkeklere ve münafýk kadýnlara, müþrik erkeklere ve müþrik kadýnlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadýnlarýn da tevbesini kabul buyuracaktýr. Allah baðýþlayandýr, merhamet edendir.