25.51. (Resûlüm!) Þayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarýcý (peygamber) gönderirdik.
25.52. (Fakat evrensel uyarýcýlýk görevini sana verdik..) O halde, kâfirlere boyun eðme ve bununla (Kur'an ile) onlara karþý olanca gücünle büyük bir savaþ ver!
25.53. Birinin suyu tatlý ve susuzluðu giderici, diðerininki tuzlu ve acý iki denizi salýveren ve aralarýna bir engel, aþýlmaz bir sýnýr koyan O'dur.
25.54. Sudan (meniden) bir insan yaratýp onu nesep ve sýhriyet (kan ve evlilik baðýndan doðan) yakýnlýða dönüþtüren O'dur. Rabbinin her þeye gücü yeter.
25.55. (Böyle iken inkârcýlar) Allah'ý býrakýp kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen þeylere kulluk ediyorlar. Ýnkârcý da Rabbine karþý uðraþýp durmaktadýr.
25.56. (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarýcý olarak gönderdik.
25.57. De ki: Buna karþýlýk, sizden, Rabbine doðru bir yol tutmayý dileyen kimseler (olmanýz) dýþýnda herhangi bir ücret istemiyorum.
25.58. Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarýnýn günahlarýný O'nun bilmesi yeter.
25.59. Gökleri, yeri ve ikisinin arasýndakileri altý günde yaratan, sonra Arþ'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dýr. Bunu bir bilene sor.
25.60. Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiði zaman: ”Rahmân da neymiþ! Bize emrettiðin þeye secde eder miyiz hiç!” derler ve bu emir onlarýn nefretini arttýrýr.
25.61. Gökte burçlarý var eden, onlarýn içinde bir çerað (güneþ) ve nurlu bir ay barýndýran Allah, yüceler yücesidir.
25.62. Ýbret almak veya þükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardýnca getiren de O'dur.
25.63. Rahmân'ýn(has) kullarý onlardýr ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attýðýnda (incitmeksizin) ”Selam!” derler (geçerler);
25.64. Gecelerini Rablerine secde ederek ve kýyam durarak geçirirler.
25.65. Ve þöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabýný üzerimizden sav. Doðrusu onun azabý gelip geçici deðil, devamlýdýr.
25.66. Orasý cidden ne kötü bir yerleþme ve ikamet yeridir!
25.67. (O kullar), harcadýklarýnda ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasýnda orta bir yol tutarlar.
25.68. Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttuklarý) baþka bir tanrýya yalvarmazlar, Allah'ýn haram kýldýðý cana haksýz yere kýymazlar ve zina etmezler. Bunlarý yapan, günahý (nýn cezasýný) bulur;
25.69. Kýyamet günü azabý kat kat arttýrýlýr ve onda (azapta) alçaltýlmýþ olarak devamlý kalýr.
25.70. Ancak tevbe ve iman edip iyi davranýþta bulunanlar baþkadýr; Allahý onlarýn kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok baðýþlayýcýdýr, engin merhamet sahibidir.
25.71. Kim tevbe edip iyi davranýþ gösterirse, þüphesiz o, tevbesi kabul edilmiþ olarak Allah'a döner.
25.72. (O kullar), yalan yere þahitlik etmezler, boþ sözlerle karþýlaþtýklarýnda vakar ile (oradan) geçip giderler.
25.73. Kendilerine Rablerinin âyetleri hatýrlatýldýðýnda ise, onlara karþý saðýr ve kör davranmazlar;
25.74. (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydýnlatacak eþler ve zürriyetler baðýþla ve bizi takvâ sahiplerine önder kýl! derler.
25.75. Ýþte onlara, sabretmelerine karþýlýk cennetin en yüksek makamý verilecek, orada hürmet ve selamla karþýlanacaklardýr.
2.228. Boþanmýþ kadýnlar, kendi baþlarýna (evlenmeden) üç ay hali (hayýz veya temizlik müddeti) beklerler.Eðer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmýþlarsa, rahimlerinde Allah'ýn yarattýðýný gizlemeleri kendilerine helâl olmaz.Eðer kocalar barýþmak isterlerse, bu durumda boþadýklarý kadýnlarý geri almaya daha fazla hak sahibidirler.Erkeklerin kadýnlar üzerindeki haklarý gibi, kadýnlarýn da erkekler üzerinde belli haklarý vardýr.Ancak erkekler, kadýnlara göre bir derece üstünlüðe sahiptirler.Allah azîzdir, hakîmdir.