13.26. Allah dilediðine rýzkýný bollaþtýrýr da daraltýr da. Onlar dünya hayatýyla þýmardýlar. Oysa ahiretin yanýnda dünya hayatý, geçici bir faydadan baþka bir þey deðildir.
13.27. Kâfir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli deðil miydi? De ki: Kuþkusuz Allah dilediðini saptýrýr, kendisine yöneleni de hidayete erdirir.
13.28. Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ýn zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ý anmakla huzur bulur.
13.29. Ýman edip iyi iþler yapanlara ne mutlu! Varýlacak güzel yurt da onlar içindir.
13.30. (Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiði bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiðimizi onlara okuyasýn. Onlar Rahman'ý inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O'ndan baþka tanrý yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüþ sadece O'nadýr.
13.31. Eðer okunan bir Kitapla daðlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansaydý, yahut onunla ölüler konuþturulsaydý (o Kitap yine bu Kur'an olacaktý). Fakat bütün iþler Allah'a aittir. Ýman edenler hâla bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanlarý hidayete erdirirdi? Allah'ýn vâdi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptýklarýndan dolayý ya ansýzýn büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakýnýna inecek. Allah, vâdinden asla dönmez.
13.32. Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi de ben inkâr edenlere mühlet verdim, sonra da onlarý yakaladým. (Görseydin ki) azabým nasýlmýþ!
13.33. Herkesin kazandýðýný gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koþtular. De ki: ”Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceði bir þeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boþ laf mý ediyorsunuz?” Doðrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doðru yoldan alýkonuldular. Allah kimi saptýrýrsa artýk onu doðru yola iletecek yoktur.
13.34. Dünya hayatýnda onlara sadece bir azap vardýr. Ahiret azabý ise daha þiddetlidir. Onlarý Allah'tan (onun azabýndan) koruyacak kimse de yoktur.
13.35. Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliði (þudur): Onun zemininden ýrmaklar akar. Yemiþleri ve gölgesi süreklidir. Ýþte bu, (kötülüklerden) sakýnanlarýn (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateþtir.
13.36. Kendilerine kitap verdiðimiz kimseler, sana indirilene (Kur'an'a) sevinirler. Fakat (senin aleyhinde birleþen) guruplardan onun bir kýsmýný inkâr eden de vardýr. De ki: ”Bana, sadece Allah'a kulluk etmem ve O'na ortak koþmamam emrolundu. Ben yalnýz O'na çaðýrýyorum ve dönüþ de yalnýz O'nadýr.
13.37. Ve böylece biz onu Arapça bir hüküm (hikmetli bir söz) olarak indirdik. Eðer sana gelen bu ilimden sonra, onlarýn arzularýna uyarsan, (iþte o zaman) Allah tarafýndan senin ne bir dostun ne de koruyucun vardýr.
13.38. Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da eþler ve çocuklar verdik. Allah'ýn izni olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme imkâný yoktur. Her müddetin (yazýldýðý) bir kitap vardýr.
13.39. Allah dilediðini siler, (dilediðini de) sabit býrakýr. Bütün kitaplarýn aslý onun yanýndadýr.
13.40. Biz, onlara vâdettiðimizin (azabýn) bir kýsmýný sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak (Allah'ýn emirlerini) teblið etmek düþer. Hesap yalnýz bize aittir.
13.41. Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarýndan eksilttiðimizi görmediler mi? Allah (dilediði gibi) hükmeder, O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O hesabý çabuk görendir.
13.42. Onlardan öncekiler de (peygamberlerine) tuzak kurmuþlardý; halbuki bütün tuzaklar Allah'a aittir. Çünkü O, herkesin ne kazanacaðýný bilir. Bu yurdun (dünyanýn) sonunun kimin olduðunu yakýnda kâfirler bileceklerdir!
13.43. Kâfir olanlar: Sen resûl olarak gönderilmiþ bir kimse deðilsin, derler. De ki: Benimle sizin aranýzda þahit olarak Allah ve yanýnda Kitab'ýn bilgisi olan (Peygamber) yeter.