10.76. Katýmýzdan onlara hak (mucize) gelince: ”Bu elbette apaçýk bir sihirdir” dediler.
10.77. Musa: ”Size hak geldiðinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar” dedi.
10.78. Onlar dediler ki: Babalarýmýzý üzerinde bulduðumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak deðiliz.
10.79. Firavun dedi ki: Bilgili bütün sihirbazlarý bana getirin!
10.80. Sihirbazlar gelince Musa onlara: Atacaðýnýzý atýn, dedi.
10.81. Onlar (iplerini) atýnca, Musa dedi ki: ”Sizin getirdiðiniz sihirdir. Allah onu boþa çýkaracaktýr. Çünkü Allah bozguncularýn iþini düzeltmez.”
10.82. ”Suçlularýn hoþuna gitmese de Allah, sözleriyle gerçeði açýða çýkaracaktýr.”
10.83. Firavun ve kavminin kendilerine iþkence etmesinden korkuya düþtükleri için kavminden bir gurup gençten baþka kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir diktatör) ve haddi aþanlardan idi.
10.84. Musa dedi ki: Ey kavmim! Eðer Allah'a inandýysanýz ve O'na teslim olduysanýz sadece O'na güvenip dayanýn.
10.85. Onlar da dediler ki: ”Allah'a dayandýk. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluðu için deneme konusu kýlma!
10.86. Ve bizi rahmetinle o kâfirler topluluðundan kurtar!”
10.87. Biz de Musa ve kardeþine: Kavminiz için Mýsýr'da evler hazýrlayýn ve evlerinizi namaz kýlýnacak yerler yapýn, namazlarýnýzý da dosdoðru kýlýn. (Ey Musa!) Müminleri müjdele! diye vahyettik.
10.88. Musa dedi ki: Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatýnda zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanlarý senin yolundan saptýrsýnlar ve elem verici cezayý görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz! Onlarýn mallarýný yok et, kalplerine sýkýntý ver (ki iman etsinler).
10.89. (Allah): Ýkinizin de duasý kabul olunmuþtur. O halde siz doðruluða devam edin ve sakýn o bilmezlerin yoluna gitmeyin! dedi.
10.90. Biz, Ýsrailoðullarýný denizden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldýrmak üzere onlarý takip etti. Nihayet (denizde) boðulma haline gelince, (Firavun:) ”Gerçekten, Ýsrailoðullarýnýn inandýðý Tanrý'dan baþka tanrý olmadýðýna ben de iman ettim. Ben de müslümanlardaným!” dedi.
10.91. Þimdi mi (iman ettin)! Halbuki daha önce isyan etmiþ ve bozgunculardan olmuþtun.
10.92. (Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret olmasý için, bugün senin bedenini (cansýz olarak) kurtaracaðýz. Ýþte insanlardan bir çoðu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler.
10.93. Andolsun biz Ýsrailoðullarýný güzel bir yurda yerleþtirdik ve onlara temiz nimetlerden rýzýk verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrýlýða düþmediler. Þüphesiz ki Rabbin, kýyamet günü onlarýn, aralarýnda ihtilaf etmekte olduklarý þeyler hakkýnda hükmedecektir.
10.94. (Resülüm!) Eðer sana indirdiðimizden (bu anlattýðýmýz olaylardan) kuþkuda isen, senden önce Kitab'ý (Tevrat'ý) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiþtir. Sakýn þüphecilerden olma!
10.95. Allah'ýn âyetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra ziyana uðrayanlardan olursun.
10.96. Gerçekten haklarýnda Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar,inanmazlar.
10.97. Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiþ olsa bile, elem verici azabý görünceye kadar inanmayacaklardýr.
10.98. Yunus'un kavmi müstesna, (halkýný yok ettiðimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halký, keþke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanlarý kendilerine fayda verseydi! Yunus'un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatýndaki rüsvaylýk azabýný kaldýrdýk ve onlarý bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandýrdýk.
10.99. (Resûlüm!) Eðer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmalarý için insanlarý zorlayacak mýsýn?
10.100. Allah'ýn izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akýllarýný kullanmayanlarý murdar (inkârcý) kýlar.