TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
Canlı Yayın
Canli Yayini izlemek için tiklayin

Canlı yayın tarihleri:
Cuma: Cuma namazı sonrası (İzmir'e göre)
Cumartesi: 20.00 - 22.00
İlahiler
·Lâ ilâhe illallah.
·Aşk ile Allah dedikçe.
·N’olur halim Cân Sultanım !
·Hak’tır bizim sevdiğimiz
·Bize lütf-i Hüdâ’dır bu!
·Hû derim Allah
·Aşkın bana ver Allah’ım,
·İlhâm ihsân et Allah’ım!
·Ya Rab! Sen bu zâtın hikmetin bildir
·Ma’nâya gel ma’nâya.
·Cânım kurban cânânıma.
·Her yüzden nazarım sen.
·Dikkat et dostum, şekle aldanma.
·Hamd ederim, Mevlâm sana.
·Uzak durma yakın gel
·Zâhir bâtın Hû’dur Allah.
·Gel gitme yavrum gafil yoluna.
·Hidâyet Allah’tan, gayrıdan bilme.
·Allah Allah diye diye.
·Dedim: Elhamdulillâh!
·Yokmu bana el tutan?
·Gündüz gece arıyorum.
·Dîvâne gönül aşka tutuldun!
·Cânda cânânını incitme sakın!
·Gönüllerde binlerce ah u feryat var.
·Yüzüne bakan sende hiç gayrullah görmesin.
·Hak rızası bundadır.
·Davet Hak’tan duysana.
·Zikrederiz Allah deriz.
·Zaferin mübarek olsun kardeşim!
·Hamd et haline mü’minsin cânım.
·Mevlâm düşürme gaflete.
·Sevgili Habîbinin hürmeti için et zuhûr!
·Sâdık olan cânlar gelsin.
·Cân u cânânım merhaba.
·Bâtıl bizim neremizde?
·Pîr Seyyid’dir rehberimiz!
·Sadâkatle gel, tevhide boyan.
·Gönüldedir zevk u sefâ.
·Allah sana emretti.
·Gönül bize yârdan haber versene.
·Hak dostuna gayriyet hiç yakışmaz.
·Kerîmsin Mevlâm, duamız kabul et!
·Güzel ahlâk açar gönül kapısın!
·Âşık olana, Mevlâ cemâlini gösterir.
·Uyandır kalbini, şükret.
·Vicdân ile düşünsene!
·Nazarımız Hak’tır bizim
·Haremine gir, dedik de suç mu ettik?
·Bu âleme niçin geldin, görevin ne senin?
·İnsan olan anlar bizi.
·Hak aşkınız daim olsun.
·Kuvvet, kudret Mevlâ’nındır
·Hidâyet olmazsa Hak’tan,
·Niçin feryat etmez bilmem !
·Lâyık kul olmayı nasîb et bize.
·Yakar aşkın ciğerimi!
·Mevlâm hidâyet eylesin!
·“Re’sul hikmete mehafetullah”dır.
·Hak’tır bizim şuhûdumuz.
·Tevbe et, pişman ol de Allah Allah!
·İmdâda yetişti Pîr Sultanımız.
·Deme sakın: Ben dervişim.
·Þükürler olsun Mevlâ’ya!
·Sen vallahi cân u cânânımızsın!
·Essalât u vesselâm Muhammed Mustafa’sına...
·Sâdıklarla bile ol, gafillerle olma.
·Estağfirullah, tevbe Ya Rab! diyelim.
·Sevelim, sevilelim mü’min kardeşler.
·Îmânla ahlâkla varılır Sırr-ı Tevhid’e.
·Harfle savtle olmaz îfâ !
·Sabırla selâmet bulunur inan.
·Tevhidin özü budur.
·Þuhût, tefekkürle Allah diyelim Hû Allah.
·Allah sizden razı olsun!
·İlahi Mevlâm rızandan ayırma.
·Mevlâm yolun âsân etsin!
·Hak zikrini ihsân etsin.
·Sonsuz hamd ü senâlar Mevlâ’ya!
·Beni benden alan sensin.
·Lûtfet, kerem kıl cânânım benim!
·Sev mürşidi, gel sen bize.
·Emr-i Hak’tır ibadât u taat etmek,
·Kenz-i mahfinin sırrı onlarda.
·Þükrederim Rabbim sana.
·Gönlümüze giren bilir.
·Asker oğlum göreslendik.
·Çok şükür elhamdülillah!
·Paha olmaz asla size.
·Þükürler olsun Mevlâ’ya.
·Allah diyen âşıklarda kalmaz gam keder.
·Her an diyem Allah Allah.
·Hak sevgisi var bizde
·Sohbetimiz dost iledir.
·Sonsuz rahmet ruhunuza.
·Haccımız mübarek olsun kardeşim.
·Mutlu olur sizi seven.
·Kâmil îmân ver Allahım.
·Birdir Allah yok şeriki!
·Sonsuz şükür Rabbimize!
·Himmetine her an muhtacız Efendim!
·Bahr-i Ummân derler sana.
·Hak orucun kabul etsin.
·Buldum cânda cânânımı.
·Cânım Muhammed Mustafa.
·Rabbim sevgisine mazhar kılsın!
·Nazar kıl sen bu aleme, gör neler var...
·Gerçek insan, gündüz gece Allah der.
·Tenezzül, tevâzuyla gerçek insan bunlar.
·Ârifiyet ver Allah’ım!
·Halk içinde mecnûn olan dîvâneye bak.
·İlâhî Rabbim, hikmetinden suâl olunmaz.
·Ezelden Hak sözü vermiştir bunlar!
·Âşıklıktır rehber bize.
·“Hesap, muhasebemde vekilim Allah’tır” de.
·Gayemizi dil ifade etmekten acizdir.
·Hû, lâ ilâhe illalah.
·Hamd ü senâ Rabbimize.
·Cân u cânânımsın benim !
·Þâhit Mevlâm kalbimize.
·Merhametin sonsuz senin!
·Mahrum olmaz Allah diyen.
·Sen kendini ne sanırsın?
·Hû Mevlâm Hû Mevlâm, aşkın bana ver Mevlâm.
·Yuvalarında huzûr sevgi ver Allah’ım!
·Hak mürşidden aldık ilham.
·Hak Lâ ilâhe illâllah...
·Kelâm anı anlatamaz.
·Hak hidâyet etmedikçe
·Telkînimiz rehber bize.
·Þâh-ı Merdân’ı önder bilelim.
·Hak zikrini verdin bize.
·Bize sâdık olan gelsin.
·Bir lâhza ayırma beni senden!
·Hak mürşitten olur ihsân.
·Himmet edin dostlar bize.
·İkrâm eyle, gül yüzüme.
·Ne güzeldir ne güzel!
·Ey Rabbim bizi mahrûm-i dîdar eyleme!
·Bizi sevgine lâyık kıl Ulu Mevlâm!
·Himmet olur inan, şüphen olmasın.
·Gerçek insan işte bunlar.
·Gel ey yolcu dinle sohbet.
·Hak Mürşidi bilmedikçe.
·Âsân olur yollar sana.
·Ne güzeldir, ne güzeldir!
·Rahmetinden mahrûm etme!
·Cân mürşitten olur ihsân.
·Sen öğrettin Cân Sultanım!
·Dosta vuslat etmek için.
·Allah Allah diye geldim!
·Beni ifna eden sensin,
·Gelin yavrularım tevhide gelin.
·Hak’tır bizim sevdiğimiz.
·Mürşidimin telkînidir.
·Emre mutî olur isen,
·Hak mürşitten olur ihsân!
·Bilmek için sâdık gerek!
·Mutlak îmân telkîniniz!
·Zikret Hakk’ı, gir meydana.
·Sonsuz hamd ü senâ Mevlâm!..
·Biz, Melâmi kurbanıyız.
·Tut elimiz ezel-ebed.
·Yol ver bize ulu dağlar, geçelim!
·Zikret Mevlâ’yı Mevlâ’yı!
·Boşa durma, hikmet ara.
·Cemrelerin var hikmeti
·Bize âşık, sâdık derler.
·Ne güzeldir insan olmak,
·Kâmil îmân kalbimizde.
·Nice yüz bin hamd ü senâ!
·Rabbim rızandan ayırma.
·Hak Erenler, aşka çare var mıdır?
·Sultanımız vardır bizim.
·Dikkat et kendine gel!
·Cân mürşidim cânım feda!
·Gelin Dostlar, aşk ile ALLAH diyelim!
·Kerîmsin, Rahimsin Ulu Mevlâm!
·Ya Rab, kul olabilmek için tut elimiz!
·Dikkat et, sakın taş atmayasın!
·Ulu Mevlâm, hikmetlerinden suâl olmaz!
·Hakk’ın zikriyle feth u bâb olur dostlar.
·Kur’an-ı Kerim’in ikiz kardeşidir.
·Bunlar, salât-ı daimün’dedirler.
·Allah şerrinden korusun!
·Derdimin dermânısın Efendim.
·Açar güller handân olur.
·“İhdinas sırate’l-müstakim”den gidenlerdir.
·Cânda cânânla tevhit etmenin ta kendisidir!
·Enfüste, âfâkta ne varsa Hakk’ındır.
·İhvânımız urûç, nüzûl etmenin sırrını bilirler.
·Hak’la bâtılı seçen îmânımız var!
·Hakiki insan, Hakk’ı, bâtılı fark edendir.
·Dinin ahkâmı Þeriat’tır.
·Kerim Allah, Rahim Allah!
·Vatandaki bayram başka!
·Allah Hak yolda bize anlayış versin.
·Bayrağımın sallandığı yerdir vatanım.
·Hak Resûl’e erem dersen.
·Mürşidimin nasîhatı.
·Nasip eyle Mevlâm bize!
·Allah gönlünüzün muradını versin.
·Lütfet, kerem kıl âciz kuluna!
·Allah deyin huzûr bulun!
·Allah Allah Kerim Allah!
·Sermayemiz sadâkattir,
·Ne güzeldir derviş olmak!
·Emre mutî olmak gerek.
·Þirk-i hafîden bizleri koru Mevlâm!
·Hakk’ın muhâtabı insan.
·Gül bizimdir, gül kokarız!
·Cânım kurban Mevlâm sana!
·Ruhundan ruh verdin bize.
·Dikkat eyle, sohbet dinle!
·Kullarının suçuna bakmazsın Mevlâm!
·Takdire razı olanlardan et bizi!
·Sadâkatın rehber senin.
·İmtihandır dikkat eyle!
·Huzûr ver Allah’ım ümmet-i Muhammed’e!
·“Vatan sevgisi îmândandır!” bunu bilelim.
·İslâm’ın dışında yol arayanlar.
·Dervişler güzel ahlâkla sevilirler.
·Yolunuz açık olsun!
·Fenafillâh vardır bizde.
·Tevbe, istiğfar var dillerinde.
·Bize hayat O’ndan gelir.
·Sana saygı şeref bize!
·Derviş olamaz derviş !
·Ben beni bilmenin hayrâniyem!
·Ben sanırdım zikrederim.
·Þayet dervişim dersen.
·Her gününüz bayram olsun !
·Gel, Melâmet sırrına gel...
·Ya Rab, bizi uzak eyleme Evlâd-ı Resûl’den!
·Sâdık kul ol, gel sen bize.
·Yürü yavrum, sen, Hak Resûl’ün izinden yürü !
·Bilen, bilinen birdir.
·Halde tevhid edelim.
·Þekilde kalma, gel ma’nâyı fehmet!
·Aşkta mihmânımdır benim.
·Hak yolunun sâdıkıyız.
·Melâmiler derler bize.
·Halk yüzünden Hakk’ı sevsin.
·Zikrederim Allah derim.
·Razı olur Rabbin senden.
·Râbıtamız Hak’tır bizim.
·Hak o zaman razı olur!
·Hakk’ın takdîrine razı olacaksın!
·Güzel ahlâk yolun açar.
·Hikmetler var dervişlikte
·Gelin dostlar muhabbete!
·Bağlantısı zikrullahtır.
·Güzel ahlâklarıyla sevilir bunlar!
·Perde hicap olmaz size.
·Kâmil îmân buna derler!
·Âşık, sâdık, ârif insan!
·Dostun haremine aşkla girenleriz!
·Dosta vuslet etmek için
·Ehl-i tevhit derler bize.
·Sevgilinin sohbetine gönül verenleriz!
·ALLAH diyen dil var bizde.
·Kur’an-ı Kerim’de hikmetler vardır.
·Mürşidin himmetiyle ilhâm olur Hak’tan bize!
·Keyfiyeti anlatamam!
·Telkînimiz mutlaktandır, renge şekle aldanmayız.
·Mürşidimin ikrâmıdır!
·Yüzünüze âlem hayran!
·İhsân eyle dervişlere!
·Nasip etti Mevlâm bize!
·Hak Resûl’ün vatanıdır.
·Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
·Tefekkürle Allah deriz.
·Gel dervişim zikredelim.
·Gönül eri dervişlerdir.
·Lütf-i Hüda’dır,
·İstiyorum, ilâhiler yazayım,
·Anlatılmaz hâlimiz var!
·Cânım, ruhum mürşidimdir!
·Sâdık kuldan hacı olur.
·Haccen mebrûr inşaAllah!
·Gel dervişim bilişelim!
·Her hâliyle örnek insan!
·Aşkın bana hayat verir!
·Hak nûruyla çok güzelsin!
·Güzelliğin anlatılmaz!
·Ehl-i tevhit nâra yanmaz.
·Lütfeyle Mevlâm bize.
·Dervişlerin emelidir!
·Râbıtanda bulacaksın
·Hak erenler safındadır.
·Melâmileriz!
·Melâmiyiz, zikrederiz.
·Þifa olan telkîn bizde!
·Emre sâdık olmak gerek!
·İlhâm olur Mevlâmızdan!
·Haşret Mevlâm ihvânımız!
·Kar kapadı yolumuzu.
·Ulu Mevlâm bizi mahrum eyleme!
·Sonra pişmanlık fayda vermez...
· Emre sâdık dervişleriz
·Dosta vuslat etmek için
·Hak erenler bu yoldadır
·Hak mürşidin telkîniyle
·Hû desin Mevlâm
·Nasip eyle Mevlâ cümle ihvana
· Allah diyelim Allah
·Hak yoldadır can dervişler

Toplam 307 lahi kaytl
ubat 26, 2008 11:11 S CST

DÜNYA-UKBA PAZARINDAN GEÇMEK! / 27. 02. 2008

12745 Okunma
  Bu Sayfay Yazdr   PDF Dosyas Olutur   Bir Arkadana Gnder


Dünya, ukba pazarIndan geçmek!

 

Esselamüaleyküm

Muhterem Dostlar!

Âyet,Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.”[1] diyor.

Allah’a nihayetsiz hamd ü senâ, habibine nihayetsiz salat ü selam olsun. "Taraf-ı âliyemden habib-i edibim, iki cihan serveri hatemü’l-enbiyam Hz. Muhammed Mustafam (s.a.) neyi getirip de size alın dedi ise onu alın. Resulüm, tarafımdan size neyi terk edin dedi ise, onu terk edin." Bir emir bu!

Biz size Allah ve Resulü’nün emirlerini tebliğ ediyoruz. Kendimizden bir şey söylemeye hakkımız yoktur.

Yahudiler dediler ki:

-Muhammed kendisi uyduruyor, konuşuyor, âyet diyor. Cenab-ı Hak buyurdu ki:

“Onun konuşması, kendisine vahyedilenden başkası değildir. Ona bu Kur'an'ı üstün bir güç sahibi olan Cebrail öğretmiştir.”[2]

O peygamber (s.a.), kendine ne vahyoldu ise, ondan haber veriyor. Kendinden hiçbir şey söylemiyor.

Burada size yapılan sohbetler, va’z u nasihatların hepsi Allah ve Resulü’ne dayanarak yapılır. Buradaki emir: “Habibim neyi getirip alın dedi ise, onu alın, neyi atın dedi ise onu atın.”

Biz bu cemaatimize nefs-i emmâreden kaynaklanan neler var ise, onları terk edin, diyoruz. Konuşurken nefsin karıştı mı, sus. Nefsine uyarak konuştunsa dilini ısır, sus. Nefsinizle yaptığınız ibadet bile Allah’ın yanında hiç geçerli değil. Nefsin karıştığı her şey necistir/pistir. İşte burası, nefsi tezkiye eden, terbiye eden yerdir.

Size neyi alın diyoruz? Allah’ın sevgisini alın diyoruz, aşkını alın diyoruz, muhabbetini alın diyoruz, emirlerini alın, diyoruz.

Gayemiz bu cemaati Allah ve Resulü’ne sevdirmek! Bu cemaati sırattan, mizandan geçirmek! Harem-i ismete getirmek! Evinde melek anne, yani elinden, dilinden, azalarından zarar gelmeyen insan haline getirmek.

Peygamberimize soruyorlar:

- Ya Resulallah, sevdiklerini bize tanıt da biz de onları sevelim.

Siz bunu söylemek istemez misiniz? Bunu öğrenmek istemez misiniz? Peygamber Efendimiz (s.a.) buyuruyor ki:

- Benim sevdiklerimin elinden, dilinden, azalarından kimseye zarar gelmez.

Peygamber bunları seviyor. Meselâ siz soruyorsunuz, bu cevabı alıyorsunuz. 1400 sene evveline gitmek mümkün değil, ama Hz. Muhammed (s.a.)’i lisana getirmek mümkün.

İşte biz de o Muhammedî lisanla size sohbet ederek diyoruz ki: “Elleriniz hayra çalışacak. Diliniz hayra çalışacak. Vücudunuzdan şerre kapı açılmayacak. Þerre açılan kapı, cehenneme açılan kapıdır. Cehennemin yedi kapısı vardır. Cennetin sekiz kapısı vardır.

Þu insan vücudunda cehenneme açılan kapıları kapatmak emelimizdir! Burada cehenneme açılan kapıları kapatırsanız, sizin için cehennem yok artık. O yedi kapı, insan vücudundan cehenneme açılır. İçi nâr-ı cahim olur. İçi perişan olur. Gözlerinden haram girer. Gözlerinden cehenneme kapı açılır. Ağzından cehenneme kapı açılır. Kulaklarından cehenneme kapı açılır. Ellerinden cehenneme kapı açılır. Ayaklarından cehenneme kapı açılır. Yedi cehennem kapısı insanda.

İstiyorum ki cemaatim, cehennemin kapısını kapasın, göz Hakk’a baksın. Dil Hakk’ı zikretsin, muhabbetullah yapsın. Kulaklar muhabbetullah dinlesin. El düşeni kaldırsın, acı doyursun, hizmet etsin. Halka hizmet, Hakk’a hizmet olduğu şuuruna ersin. Sırat-ı müstakim olan doğru yoldan dosdoğru yürüsün.

Biz şu insan vücudunda cehenneme açılan kapıları kapatmak için çalışıyoruz. Dedikodu, malayani cehenneme yol açıyor. Ona zikrullah veriyoruz. Zikrullah ile ağzını temizleyip Allah’a bağlanıyor. Cehenneme kapı kapanıyor; cennete kapı açılıyor. Cennetin kapısı, ağzın kapısıdır. İşte o ağzından cennete kapıyı açabilmeliyiz. Lebinden yani ağzından havz-ı kevser, hikmetler, manalar dökülüyor.

Söyler kelâm bakar sana

Görmez gözü hiç masiva

Vermiş gönül Hak’tan yana

Hep gördüğü didar, hep cemâl olur.

Dili, Hakk’ın kelâmını söyler; zikrullah yapar; muhabbetullah yapar.

 Ağzından cennet kapısı açıldığı gibi bu sefer gözlerinden de cennete kapı açılır. Gözü hiç masiva görmez, hiç gayrullah görmez. Hakk’a gönül vermiş. Hep gördüğü didâr olur, cemâl olur. Cennetten cemâle bakacağız ya! Ben istiyorum seni cennet yapayım!

Gir kâmil gönlüne cennet dilersen

Fedhulü buyurdu Kur’an içinde

Hak mürşidin gönlüne girip yer tutabilmek için cehennemin cennete dönmesi lâzım. Gel dervişim zikredelim.

Eliniz hayra çalışsın. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

- Elinden, dilinden, azalarından zarar gelmez dostumun.

Ben de onun dostunu anlatıyorum. Yahut o kendi anlatıyor kendi dostunu.

Ben susayım o sohbet etsin:

Sevdiğim, düşeni kaldırandır. Sevdiğim, açı doyurandır, fakire, çocuklara merhamet edendir. Ellerinle hayra çalıştığın zaman, efalullah ile fail-i mutlak ile Allah gücü, kuvveti ile çalışıyor. Ellerinden hayra çalışıyor, vuran değil, veren el, kaldıran el, yediren el, Allah için hizmet eden el oluyor.

Kulaklarından muhabbetullah duyuyorsun, dedikodular gidiyor.

Gitti kesret, geldi vahdet

Oldu halvet dost ile

Kulağın zikrullah dinliyor.

Ehlullah demiş ki:

Çok da verme kendini dünyaya bir dem çek elin

Kati ağırdır beyim, döndüremezsin bu dolap.

Nefsin dünyasına, iğvasına/sapıtmasına, nefsin hevâsına, kötü düşüncelere çok da verme kendini. Ne var dünyada? Nefis doymaz, ejderha gibidir. Ne verirsen daha ister, ister, ister... Ne zaman elhamdulillah diyeceğiz? Yeter artık! İşte zikir veriyoruz. Zikredenler mest olur, Allah ile dost olur.

Biz ne zaman sevilen kul olacağız? Ne zaman peygambere sevilen ümmet olacağız? Vakit geçiyor artık! Ne zaman vurana elsiz olacaksın? Ne zaman taş atana ekmek vereceksin? Ne zaman sövene dilsiz olacaksın?

İstiyorum ki, benim dervişim nefsine hiç uymasın; ama hiç uymasın. Nefse uyduğu zaman, nefis onu helâk eder.

Bakınız birçok fabrikalarda kalite kontrol vardır. Kumaşı dokurken kumaş azıcık hatalı ise kontrolden geçmez. Þimdi deseler ki, Allah’ın Resulü oturuyor içerdeki odada. Fakat O’nun yanına kalite kontrolden geçenler gidecek, biat edecekler.

Ben de istiyorum ki bu cemaatimi kalite kontrolden geçirerek gönül âlemine alayım.

Gönül şehri sarayında gözüm gördü dilârayı

Nice inkar edem zahit ki gördüm ben o bedrayı.

Allah ve Resulü’nün harem-i ismetine girebilmek, mahremiyetine girebilmek ne lütuf! Benim içerdeki odada deyişim bakayım itiraz gelecek mi diyedir. Ne demek içerdeki oda? Candan, gönülden içeridir O.

Yüzüne bakan sende hiç gayrullah görmesin. Melekler, zikrinize, bağlılığınıza, samimiyetinize, sevginize kıyam dursunlar, el pençe kıyam dursunlar! Huriler size hayran olup mest ü hayran olarak hizmetinize koşsunlar.

- Niye efendim?

- Nefsi mücadelede muzaffer olmuş dervişim. Gönül kalesine tevhid bayrağını çekmiş dervişim. Gönül kapısını açmış, nârı nura, kahrı lütfa çevirmiş. Þu insan vücudunun içerisindeki nefs-i emmârenin gurur, kibir, haset, inat ateşini söndürmüş. Allah Allah Allah diyerek söndürmüş.

İçin dışın tertemiz, abdestli olacaksın. Þu cemaatimi huzura çıkartmak, gönüle koymak, vuslat-ı yarla halvete getirmek için elenmişiz varlıklardan, süzülmüşüz benliklerden, var olmuşuz Hak varlıktan, gül bizimdir gül kokarız.

Davamız; bu cemaati bütün varlıklardan süzebilmek, dünya ukba pazarından geçirebilmek, vuslat-ı yarla halvete getirebilmektir.

Gönül ister mi ki şu cemaat kalite kontrolden geçerken “Hadi sen kalite kontrolden geçemezsin!” densin. Allah korusun! Ne kadar zor! İşte gıpta edilecek yer bu. Yarışacak yer burası. Tenezzül tevazu ile buradan geçilecek.

Sakın bu işi yarına atmayın. Bu işin yarını yok! Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem. Bu an, bu zevk, bu hâl! Allah ihvanımıza anlayış versin, feyiz versin, aşk versin, muhabbetullah versin.

Nihayet harem-i ismetten bahsederiz, vuslat-i yarla halvetten bahsederiz, zikrullahın yapacak olduğu büyük kemalâttan bahsederiz de, bir yere kadar geliriz. Süleyman Çelebi Hz.leri buyuruyor ki:

Kim ne halidir ve mali ol mahal,

Aklı fikretmez o hâli fehm u hâl.

Öyle bir mahal, öyle bir alem, mekan yok, kelâm yok, söz yok. Bî hurûfu lafz u savt sohbet bilen anlar bizi. Harf yok, söz yok, kelâm yok. Burada ruhu şad olsun Efendim derdi:

-Bir gece harfsiz, sözsüz, kelâmsız sohbet edeceğiz.

Ben sizi sözsüz, kelâmsız bir aleme davet ediyorum. Mana olarak öyle bir geceyi yapamadık, ama ne zaman ki vuslat-ı yarla halvet eyledi, uçtu kafesten, başında bekledim.

Dedim:

-Böyle mi yapacaktın kelâmsız, harfsiz sohbeti? Ey güzeller güzeli, ey canımın cananı, ruhun ezel ebed şad olsun!

İstiyorum ki yarına hiçbir şey bırakmayalım. Yarınlar, hâl olsun. Allah ihvanımızı sevsin; sevsin, sevdiklerinden ayırmasın!

Hacca giderken erkekler beline bir büyük havlu sararlar, bir de omuzuna alırlar. Başka bir şey yok. Hatunlar geniş elbise giyerler. Bunlar onların kefenidir. İhram demek, kefen demek. Huzura gitmek, sevgiliyle buluşmak, bilişmek, kaynaşmaktır. Mikat vardır. Mikatta ihrama girilecek. Ordan ileri ihramsız geçemezsin. Dünyan alınıyor, malın mülkün alınıyor, her şeyin alınıyor, tertemiz ihramlarla boy abdesti, abdest alıyorsun. Sarılıyorsun kefenine lebbeyk Allahümme lebbeyk işte geldim ya rabbi huzurunda hazırım, emret.

Bizim de şu mukaddes vadimiz, ihram giyecek kadar mukaddestir. Buraya gelirken zikrullah ile gelinir, muhabbetullah ile gelinir. Bugün buraya gelirken bir taneniz çok aşkla zevkle gelmiş, onu bana yansıtıyor.

Öyleyse buraya gelirken dünyandan çık artık, istemiyorum dünyanı. Buraya gelirken ukbandan çık. Nefsin cennetini de istemiyorum. Ne dünya ne ukba. Vuslat-ı yarla halvete geliyorsun, muhabbetullaha geliyorsun. Hak dostlardan bir tanesi:

İstemem ben dünyayı

Hem istemem ukbayı

Buldu gönül Mevlayı

Bildirdi beni bana.

İstiyorum ki benim cemaatim, buraya gelirken biraz silkelensin, hazır olarak gelsin. Biraz aşka tutulsun. Buraya gelirken zikrullah ile tefekkür ile gelsin.

Beytullaha, Allah’ın evine giderken tabii ki edeple ahlâkla gidiyorsunuz.. Allah’a giderken nasıl gideceğiz?

Gel gönüle gir gönüle

Gönüldedir zevk u safa.

İstiyorum ki cemaatimin ayağına hiçbir şey engel olmasın. Gönlüne hiçbir şey takılmasın. Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem. Allah bize anlayış versin.

Sizi harfsiz, kelâmsız, sözsüz bir aleme getirmeye çalışırken gene o alemden kelâm etmeye çalışıyorum. Merhametimle bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Sohbetimin başında söyledim, amaç, bu cemaati Allah ve Resulü’ne sevdirmek, dünya ve ukba çekiciliğinden kurtarmak. Gönlünde Allah ve Resulü’nün miracını yaptırmak. Gönlünü Allah ve Resulü’ne karargâh eylemek.

Onun için gelirken güzelce abdestinizi alıyorsunuz, zikrullah ile geliyorsunuz. Bakalım Rabbim bugün bize ne lütfedecek, ne ikram edecek? Onun ziyafetindeyiz hep beraber. Allah ve Resulü’nün ziyafetinde bulunuyoruz.

Bu söylenilen kutsî vadiye siz de gelirken ihramlı gelin. zikrullah ile, tevhid ile mana ihramı giyin. Mukaddes vadiye gelirken dünyanız, ukbanız herşey dışarda kalsın. Pazardaki patlıcanı düşünürsen, ıspanağı düşünürsen burada hiç yerin yok. Yerleri sakın doldurmayın. İstemiyorum ben. Dünya ve ukbada eğlenme artık. Dost bekliyor! Allah bize çok iyilik versin.

Allah ihvanımıza çok feyiz versin, aşk versin, bol sevgi versin, iyilik versin! Allah hanelerinize huzur versin



[1] Haşr, 59/7

[2] Necm, 53/4-5



Telif Hakk © Tasavvuf Derneği
Tm Haklar Sakldr.


Kategori: Mektuplar
Anahtar Kelimeler: Yok
aretle: Share/Save/Bookmark

[ Geri Dn ]
E-Kitaplar
Bir Ayet

9.82. Artýk kazanmakta olduklarýnýn cezasý olarak az gülsünler, çok aðlasýnlar!

[ Tevbe Sûresi:82]
Kimler Bağlı
Ho geldin, Misafir
Üye adı
ifre
 

Kayt Ol
ifremi Unuttum
Sitemizde uan:
35 Ziyareti, 0 ye
Toplam 35 kişi var.
Arşiv
· Efendiyle Hemdem Olma
· Küçükköylü Ahmet Efendi'yle İlgili Hatıra
· Hacı Dursun Efendi'yle İlgili Hatıra
· Benim Yıkadığım Cennete Gider
· Gençlerden Beklenenler
· Akıldır kişiyi mesul eden
· Ey Allah İçin Yaratılan İnsan!
· Nedir Þeriat?
· Bu Halimizle mi?!.
· Demek hayrihi ve hayrihi ha!..
· Ehli Tevhidin görevi
· Zikrin önemi
· Yürü yavrum Hak Rasulün izinden yürü
· Hayatta En Güzel Þey: Huzur!..
· Hak Mürşidim Yol Gösterdi
· Sevgili Gençler
· Kadere rıza
· Mezarlığın Ötesinde mi?!.
· Kadere Rıza!
· Yolculuk! Yolcular!..
· Tarikatların Dejenere Oluşu!
· Vatan Sevgisinde Bir Vücut Olmak!
· Vücuda Hürriyetin Gelişi!..
· İki Zıt Bir Yerde Bulunmaz!..
· Yabanda Gezenlerden Olma!..
· Seni Sana Anlatmak!..
· Allah'ın Hikmet Hazinesi: İnsan!
· Niçin Seviyorum?..
· Muhterem Kimdir?
· Hak'tan Gayrı Değiliz!..
· Oğuz ve Sevda evladıma
· Sevgili Kızım
· Kader kaleminin bana yazdığı...
· Dilin Dikeni Kırılacak
· İyilik
· Rahmetin Yağışı
· Mürşidi Kamil
· Güzel Ahlak
· Hak Yolun Yolcuları
· Hakka Giden Hak Yolcuları
· Sevgili Dostlarım!
· Muhterem Dostlar!
· Hanım Kardeşler!
· Huzur, îmân-ı kâmilde
· Kardeşime ve Oğluma
· Zirve-yi Tevhide Giden Yolun Yolcuları!
· Ezelden ebede koşturan yolcu!
· Hayırlı Bayramlar
· Hüseyin Sabri Soyyiğit Efendi'nin Özgeçmişi
· Ana Temel İhmâle Gelmez
· Gayrullaha Düşürmesin
· Râbıtamız Hakk’adır.
· Fetih İki Kısımdır
· Kadere rıza ancak iman-ı kâmille…
· Gerçek iyilik!
· Hedefimize Ulaşabilmek İçin!
· İslâm’ın ana kaidesi
· EFENDİLERE HİTAP
· Kendine dönebilse...
· Bugünün yarını yok!
· Hacı Baba, neler yaptınız?
· İlk Emir: Oku!
· Selâm
· NE İSTİYORSUN!..
· KİÞİYİ HUZURA ÇIKARTAN ABDEST
· Melâmeti günlük hayata uygulamak
· Sadâkat sadâkat sadâkat!..
· Ne kadar sadâkat o kadar huzur
· Birbirinden Ayrılmaz
· BABALAR DİKKAT!
· ANALARIN AYAÐI ALTINDA
· Âfakî ve Enfüsî Mücadele / 31. 01. 2004
· BAYRAM VE HUZUR
· İnsanı vuslata getiren nedir?
· Allah'ın zikri yeter
· Akıl erdiremiyorum
· Urucun nüzûlün yolu
· Þiarımız, Ceza Değil; Aftır!
· Hakikatin elbisesi
· Hz. Muhammed (s.a.) Neyi Getirdiyse…
· Namaz Kılmak
· Oruç tutmak
· Hacca Gitmek
· Zekât Vermek
· HADDİNİ BİLMEK
· Birbirinden ayrılır mı!
· TAKLİTTEN TAHKİKA
· Müminler kardeştirler
· İslâm’da, imanda kardeşlik
· KUTLU DOÐUM
· Kalplerin huzura kavuşması
· İman ve amel-i Salih
· sevginin hâkim olması
· Zorlukları hâlleden ne?
· VAR ONLARLA KAL
· Nâr Nura Döndü mü?
· Engelleri kaldırmak
· Temizlik imandandır
· Tek düşüncemiz…
· Allah'ın zikri yeter
· Melâmeti anlatmak
· BİR MELÂMİ NASIL OLMALIDIR!
· Melâmet bir meşreptir
· Melâmet anlayışımız
· Melâmet’in özünü Muhafaza
· İlâhî aşk
· Seyyid M.Nurül Arabi Efendi Hazretleri
· Niyazi-i Mısri Efendi Hazretleri
· Pirizrenli H. Ömer Lütfi Efendi Hazretleri
· Hasan Fehmi Tezdoğan Efendi Hazretleri
· Ahmet Kumanlıoğlu Efendi Hazretleri
· Kurban Bayrami Mesaji 10.01.2006
· Muhterem İmam Efendiler ve Sevgili İhvanlarım
· 05.10.2006 Bayram Mektubu
· 12.10.2006 Ramazan sonrası uyarı mektubu
· Melametin Tanimi
· Ey Allah için yaratılan Hz. İnsan!
· Yürü Yavrum, Sen, Hak Resulün İzinden Yürü!..
· Dostlarıma
· İzmir, 28. 12. 2006
· İzmir, 04. 01. 2007
· Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak!..
· Mânevî Mes’uliyetin Ağırlığı!..
· ZİKİRSİZ OLMAZ!
· Zikir ne yapar?
· Ana temel ihmâle gelmez
· Gizli Þirkten Kurtulmak / İzmir, 07. 02. 2007
· Yare Vuslat Ettiren Telkin / İzmir, 18. 02. 2007
· Hakikat İlmi, Mensuplarına Verilmeli! / 22. 02. 2007
· NİÇİN "MUHAMMEDİ MELAMİYİZ" DİYORUZ! / 08. 03. 2007
· Yokluğu Sermaye Etmek! / 22. 03. 2007
· HAK DOSTLARININ KÖKÜ KESİLDİ Mİ? / 25. 03. 2007
·  CANIM ANACIÐIM! / 26. 03. 2007
· HAYAT NEHRİNDEKİ HALİMİZ!.. 05. 06. 2007
· Þeriatla Hakikat: Beden ile Ruh! / 06. 06. 2007
· MEYVELİ AÐAÇLAR: İLİM SAHİPLERİ!.. 12. 06. 2007
· AMAN DOSTLAR, DİKKAT!.. 20. 06. 2007
· İYİ İNSAN OLMAK... / 22. 06. 2007
· HAKİKAT KAPISINI ARALAMAK... / 25. 06. 2007
· ALLAH'A MUHATAP: İNSAN! / 28. 06. 2007
· GÖNÜL KALESİNE TEVHİT BAYRAÐINI ÇEKMEK / 12. 07. 2007
· GÖZÜMÜZE HİÇBİR ÞEY PERDE OLMASIN! / 29. 11. 2007
· KOMÞU KARDEÞTİR, AYRICA DA MÜ'MİN KARDEÞTİR! /10. 12. 2007
· KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDERİM! / 19. 12. 2007
· Akl-ı Selim / 14. 01. 2008
· HEM ALLAH'A HEM DE HZ. MUHAMMED (A.S)'A TABİ OLALIM 15. 01. 2008
· SOHBETLERİ ANLAYABİLMEK!..
· GÜZEL AHLAK / 27. 02. 2008
· DÜNYA-UKBA PAZARINDAN GEÇMEK! / 27. 02. 2008
· KENDİNİ BİLMEK / 06. 03. 2008
· HAK MÜRÞİDİN KIYMETİNİ BİLMEK! / 12. 03. 2008
· İLAHİ DÜZENE HİZMETTE KATKIMIZ OLMALI! /10. 07. 2008
· EN BÜYÜK DÜÞMAN! / 20. 07. 2008
· SEVGİLİ DOSTUM HACI ALİ EFENDİ / 21. 07. 2008
· ÞERİATIN İÇİNDE HAKİKAT MEVCUTTUR
· SEVGİLİ DOSTLAR
· 17. 11. 2009 tarihli mektup
· HAYIRLI BAYRAMLAR...
· 
· YA RAB, BİZİ UZAK EYLEME EVLAD-I RESULDEN
· SIR VE HİKMET HAZİNESİ İNSAN
· İYİLİKLERİN İNSANI OLALIM
· DERVİÞ KİMDİR?
· GÖNÜL YIKMAYALIM!
· TEVHİDE HİZMET
· ALLAHIN RAHMETİNE, MERHAMETİNE, MAÐFİRETİNE ÇOK MUHTACIZ!
· DERVİÞ OLAYIM DER İSEN / CAN MÜRÞİDİN TELKİNİYLE
· KENDİMİZİN GÜVENİNİ KAZANMAK
· ALLAH MUHABBETİ
· ZİKRULLAH
· YÜRÜ YAVRUM, HAK RASUL'ÜN İZİNDEN YÜRÜ!
· KUTLU DOÐUM
· MEVLA GÖRELİM NEYLER...
· NEBİLER SERVERİ AHMED GELİYOR
· CANLI ÖRNEK OLABİLMEK
· İNCİTME SAKIN
· DERVİÞLİK!...
· HİSSEDEBİLMEK...
· Ruhtan Ruh Alan Bizler
· SAFA GELDİN YA RAMAZAN
· BAYRAM MEKTUBU
· KURBAN BAYRAMI VESİLESİYLE...
· HALDE TEVHİD EDENLER!
· GÖNLÜMÜZDE DOÐSUN HER AN!
· iNSAN: GÜZEL VARLIK!
· HUZURDA OLDUÐUMUZU İDRAK EDELİM!
· HAYIRLI RAMAZANLAR OLSUN!
· NEDİR EN ZOR ÞEY?
· DALGAYI DENİZİN, DENİZİ DE DALGANIN DIÞINDA GÖRME!
· O SENDE İKEN, SEN O'NU GAYRIDA ARAMA!
· ALLAH'IN YAKINLIÐINI YAÞAMAK!
· VARIRSIN VAHDET İLİNE
· KUTLU DOÐUM
· Dostlarımızı Ziyaret!
· Bereketli Ziyaret!
· DOSTLARIMIZI ZİYARET!
· DOSTLARIMA

Toplam 197 kayıt var

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.