TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
Canlı Yayın
Canli Yayini izlemek için tiklayin

Canlı yayın tarihleri:
Cuma: Cuma namazı sonrası (İzmir'e göre)
Cumartesi: 20.00 - 22.00
İlahiler
·Lâ ilâhe illallah.
·Aşk ile Allah dedikçe.
·N’olur halim Cân Sultanım !
·Hak’tır bizim sevdiğimiz
·Bize lütf-i Hüdâ’dır bu!
·Hû derim Allah
·Aşkın bana ver Allah’ım,
·İlhâm ihsân et Allah’ım!
·Ya Rab! Sen bu zâtın hikmetin bildir
·Ma’nâya gel ma’nâya.
·Cânım kurban cânânıma.
·Her yüzden nazarım sen.
·Dikkat et dostum, şekle aldanma.
·Hamd ederim, Mevlâm sana.
·Uzak durma yakın gel
·Zâhir bâtın Hû’dur Allah.
·Gel gitme yavrum gafil yoluna.
·Hidâyet Allah’tan, gayrıdan bilme.
·Allah Allah diye diye.
·Dedim: Elhamdulillâh!
·Yokmu bana el tutan?
·Gündüz gece arıyorum.
·Dîvâne gönül aşka tutuldun!
·Cânda cânânını incitme sakın!
·Gönüllerde binlerce ah u feryat var.
·Yüzüne bakan sende hiç gayrullah görmesin.
·Hak rızası bundadır.
·Davet Hak’tan duysana.
·Zikrederiz Allah deriz.
·Zaferin mübarek olsun kardeşim!
·Hamd et haline mü’minsin cânım.
·Mevlâm düşürme gaflete.
·Sevgili Habîbinin hürmeti için et zuhûr!
·Sâdık olan cânlar gelsin.
·Cân u cânânım merhaba.
·Bâtıl bizim neremizde?
·Pîr Seyyid’dir rehberimiz!
·Sadâkatle gel, tevhide boyan.
·Gönüldedir zevk u sefâ.
·Allah sana emretti.
·Gönül bize yârdan haber versene.
·Hak dostuna gayriyet hiç yakışmaz.
·Kerîmsin Mevlâm, duamız kabul et!
·Güzel ahlâk açar gönül kapısın!
·Âşık olana, Mevlâ cemâlini gösterir.
·Uyandır kalbini, şükret.
·Vicdân ile düşünsene!
·Nazarımız Hak’tır bizim
·Haremine gir, dedik de suç mu ettik?
·Bu âleme niçin geldin, görevin ne senin?
·İnsan olan anlar bizi.
·Hak aşkınız daim olsun.
·Kuvvet, kudret Mevlâ’nındır
·Hidâyet olmazsa Hak’tan,
·Niçin feryat etmez bilmem !
·Lâyık kul olmayı nasîb et bize.
·Yakar aşkın ciğerimi!
·Mevlâm hidâyet eylesin!
·“Re’sul hikmete mehafetullah”dır.
·Hak’tır bizim şuhûdumuz.
·Tevbe et, pişman ol de Allah Allah!
·İmdâda yetişti Pîr Sultanımız.
·Deme sakın: Ben dervişim.
·Þükürler olsun Mevlâ’ya!
·Sen vallahi cân u cânânımızsın!
·Essalât u vesselâm Muhammed Mustafa’sına...
·Sâdıklarla bile ol, gafillerle olma.
·Estağfirullah, tevbe Ya Rab! diyelim.
·Sevelim, sevilelim mü’min kardeşler.
·Îmânla ahlâkla varılır Sırr-ı Tevhid’e.
·Harfle savtle olmaz îfâ !
·Sabırla selâmet bulunur inan.
·Tevhidin özü budur.
·Þuhût, tefekkürle Allah diyelim Hû Allah.
·Allah sizden razı olsun!
·İlahi Mevlâm rızandan ayırma.
·Mevlâm yolun âsân etsin!
·Hak zikrini ihsân etsin.
·Sonsuz hamd ü senâlar Mevlâ’ya!
·Beni benden alan sensin.
·Lûtfet, kerem kıl cânânım benim!
·Sev mürşidi, gel sen bize.
·Emr-i Hak’tır ibadât u taat etmek,
·Kenz-i mahfinin sırrı onlarda.
·Þükrederim Rabbim sana.
·Gönlümüze giren bilir.
·Asker oğlum göreslendik.
·Çok şükür elhamdülillah!
·Paha olmaz asla size.
·Þükürler olsun Mevlâ’ya.
·Allah diyen âşıklarda kalmaz gam keder.
·Her an diyem Allah Allah.
·Hak sevgisi var bizde
·Sohbetimiz dost iledir.
·Sonsuz rahmet ruhunuza.
·Haccımız mübarek olsun kardeşim.
·Mutlu olur sizi seven.
·Kâmil îmân ver Allahım.
·Birdir Allah yok şeriki!
·Sonsuz şükür Rabbimize!
·Himmetine her an muhtacız Efendim!
·Bahr-i Ummân derler sana.
·Hak orucun kabul etsin.
·Buldum cânda cânânımı.
·Cânım Muhammed Mustafa.
·Rabbim sevgisine mazhar kılsın!
·Nazar kıl sen bu aleme, gör neler var...
·Gerçek insan, gündüz gece Allah der.
·Tenezzül, tevâzuyla gerçek insan bunlar.
·Ârifiyet ver Allah’ım!
·Halk içinde mecnûn olan dîvâneye bak.
·İlâhî Rabbim, hikmetinden suâl olunmaz.
·Ezelden Hak sözü vermiştir bunlar!
·Âşıklıktır rehber bize.
·“Hesap, muhasebemde vekilim Allah’tır” de.
·Gayemizi dil ifade etmekten acizdir.
·Hû, lâ ilâhe illalah.
·Hamd ü senâ Rabbimize.
·Cân u cânânımsın benim !
·Þâhit Mevlâm kalbimize.
·Merhametin sonsuz senin!
·Mahrum olmaz Allah diyen.
·Sen kendini ne sanırsın?
·Hû Mevlâm Hû Mevlâm, aşkın bana ver Mevlâm.
·Yuvalarında huzûr sevgi ver Allah’ım!
·Hak mürşidden aldık ilham.
·Hak Lâ ilâhe illâllah...
·Kelâm anı anlatamaz.
·Hak hidâyet etmedikçe
·Telkînimiz rehber bize.
·Þâh-ı Merdân’ı önder bilelim.
·Hak zikrini verdin bize.
·Bize sâdık olan gelsin.
·Bir lâhza ayırma beni senden!
·Hak mürşitten olur ihsân.
·Himmet edin dostlar bize.
·İkrâm eyle, gül yüzüme.
·Ne güzeldir ne güzel!
·Ey Rabbim bizi mahrûm-i dîdar eyleme!
·Bizi sevgine lâyık kıl Ulu Mevlâm!
·Himmet olur inan, şüphen olmasın.
·Gerçek insan işte bunlar.
·Gel ey yolcu dinle sohbet.
·Hak Mürşidi bilmedikçe.
·Âsân olur yollar sana.
·Ne güzeldir, ne güzeldir!
·Rahmetinden mahrûm etme!
·Cân mürşitten olur ihsân.
·Sen öğrettin Cân Sultanım!
·Dosta vuslat etmek için.
·Allah Allah diye geldim!
·Beni ifna eden sensin,
·Gelin yavrularım tevhide gelin.
·Hak’tır bizim sevdiğimiz.
·Mürşidimin telkînidir.
·Emre mutî olur isen,
·Hak mürşitten olur ihsân!
·Bilmek için sâdık gerek!
·Mutlak îmân telkîniniz!
·Zikret Hakk’ı, gir meydana.
·Sonsuz hamd ü senâ Mevlâm!..
·Biz, Melâmi kurbanıyız.
·Tut elimiz ezel-ebed.
·Yol ver bize ulu dağlar, geçelim!
·Zikret Mevlâ’yı Mevlâ’yı!
·Boşa durma, hikmet ara.
·Cemrelerin var hikmeti
·Bize âşık, sâdık derler.
·Ne güzeldir insan olmak,
·Kâmil îmân kalbimizde.
·Nice yüz bin hamd ü senâ!
·Rabbim rızandan ayırma.
·Hak Erenler, aşka çare var mıdır?
·Sultanımız vardır bizim.
·Dikkat et kendine gel!
·Cân mürşidim cânım feda!
·Gelin Dostlar, aşk ile ALLAH diyelim!
·Kerîmsin, Rahimsin Ulu Mevlâm!
·Ya Rab, kul olabilmek için tut elimiz!
·Dikkat et, sakın taş atmayasın!
·Ulu Mevlâm, hikmetlerinden suâl olmaz!
·Hakk’ın zikriyle feth u bâb olur dostlar.
·Kur’an-ı Kerim’in ikiz kardeşidir.
·Bunlar, salât-ı daimün’dedirler.
·Allah şerrinden korusun!
·Derdimin dermânısın Efendim.
·Açar güller handân olur.
·“İhdinas sırate’l-müstakim”den gidenlerdir.
·Cânda cânânla tevhit etmenin ta kendisidir!
·Enfüste, âfâkta ne varsa Hakk’ındır.
·İhvânımız urûç, nüzûl etmenin sırrını bilirler.
·Hak’la bâtılı seçen îmânımız var!
·Hakiki insan, Hakk’ı, bâtılı fark edendir.
·Dinin ahkâmı Þeriat’tır.
·Kerim Allah, Rahim Allah!
·Vatandaki bayram başka!
·Allah Hak yolda bize anlayış versin.
·Bayrağımın sallandığı yerdir vatanım.
·Hak Resûl’e erem dersen.
·Mürşidimin nasîhatı.
·Nasip eyle Mevlâm bize!
·Allah gönlünüzün muradını versin.
·Lütfet, kerem kıl âciz kuluna!
·Allah deyin huzûr bulun!
·Allah Allah Kerim Allah!
·Sermayemiz sadâkattir,
·Ne güzeldir derviş olmak!
·Emre mutî olmak gerek.
·Þirk-i hafîden bizleri koru Mevlâm!
·Hakk’ın muhâtabı insan.
·Gül bizimdir, gül kokarız!
·Cânım kurban Mevlâm sana!
·Ruhundan ruh verdin bize.
·Dikkat eyle, sohbet dinle!
·Kullarının suçuna bakmazsın Mevlâm!
·Takdire razı olanlardan et bizi!
·Sadâkatın rehber senin.
·İmtihandır dikkat eyle!
·Huzûr ver Allah’ım ümmet-i Muhammed’e!
·“Vatan sevgisi îmândandır!” bunu bilelim.
·İslâm’ın dışında yol arayanlar.
·Dervişler güzel ahlâkla sevilirler.
·Yolunuz açık olsun!
·Fenafillâh vardır bizde.
·Tevbe, istiğfar var dillerinde.
·Bize hayat O’ndan gelir.
·Sana saygı şeref bize!
·Derviş olamaz derviş !
·Ben beni bilmenin hayrâniyem!
·Ben sanırdım zikrederim.
·Þayet dervişim dersen.
·Her gününüz bayram olsun !
·Gel, Melâmet sırrına gel...
·Ya Rab, bizi uzak eyleme Evlâd-ı Resûl’den!
·Sâdık kul ol, gel sen bize.
·Yürü yavrum, sen, Hak Resûl’ün izinden yürü !
·Bilen, bilinen birdir.
·Halde tevhid edelim.
·Þekilde kalma, gel ma’nâyı fehmet!
·Aşkta mihmânımdır benim.
·Hak yolunun sâdıkıyız.
·Melâmiler derler bize.
·Halk yüzünden Hakk’ı sevsin.
·Zikrederim Allah derim.
·Razı olur Rabbin senden.
·Râbıtamız Hak’tır bizim.
·Hak o zaman razı olur!
·Hakk’ın takdîrine razı olacaksın!
·Güzel ahlâk yolun açar.
·Hikmetler var dervişlikte
·Gelin dostlar muhabbete!
·Bağlantısı zikrullahtır.
·Güzel ahlâklarıyla sevilir bunlar!
·Perde hicap olmaz size.
·Kâmil îmân buna derler!
·Âşık, sâdık, ârif insan!
·Dostun haremine aşkla girenleriz!
·Dosta vuslet etmek için
·Ehl-i tevhit derler bize.
·Sevgilinin sohbetine gönül verenleriz!
·ALLAH diyen dil var bizde.
·Kur’an-ı Kerim’de hikmetler vardır.
·Mürşidin himmetiyle ilhâm olur Hak’tan bize!
·Keyfiyeti anlatamam!
·Telkînimiz mutlaktandır, renge şekle aldanmayız.
·Mürşidimin ikrâmıdır!
·Yüzünüze âlem hayran!
·İhsân eyle dervişlere!
·Nasip etti Mevlâm bize!
·Hak Resûl’ün vatanıdır.
·Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
·Tefekkürle Allah deriz.
·Gel dervişim zikredelim.
·Gönül eri dervişlerdir.
·Lütf-i Hüda’dır,
·İstiyorum, ilâhiler yazayım,
·Anlatılmaz hâlimiz var!
·Cânım, ruhum mürşidimdir!
·Sâdık kuldan hacı olur.
·Haccen mebrûr inşaAllah!
·Gel dervişim bilişelim!
·Her hâliyle örnek insan!
·Aşkın bana hayat verir!
·Hak nûruyla çok güzelsin!
·Güzelliğin anlatılmaz!
·Ehl-i tevhit nâra yanmaz.
·Lütfeyle Mevlâm bize.
·Dervişlerin emelidir!
·Râbıtanda bulacaksın
·Hak erenler safındadır.
·Melâmileriz!
·Melâmiyiz, zikrederiz.
·Þifa olan telkîn bizde!
·Emre sâdık olmak gerek!
·İlhâm olur Mevlâmızdan!
·Haşret Mevlâm ihvânımız!
·Kar kapadı yolumuzu.
·Ulu Mevlâm bizi mahrum eyleme!
·Sonra pişmanlık fayda vermez...
· Emre sâdık dervişleriz
·Dosta vuslat etmek için
·Hak erenler bu yoldadır
·Hak mürşidin telkîniyle
·Hû desin Mevlâm
·Nasip eyle Mevlâ cümle ihvana
· Allah diyelim Allah
·Hak yoldadır can dervişler

Toplam 307 lahi kaytl
Mart 30, 2005 03:15 S CST

Küçükköylü Ahmet Efendi'yle İlgili Hatıra

17667 Okunma
  Bu Sayfay Yazdr   PDF Dosyas Olutur   Bir Arkadana Gnder


İzmir, 02. 06. 2003

 

Küçükköylü Ahmet Efendi’yle İlgili Hatıra

 

Babam ilârahmetillâh, Hacı Ahmet Aras ve ben, üçümüz, Çanakkale yoluyla İstanbul’a gittik. Babam, durmadan şoföre “Oğlum namaz! Oğlum ikindi namazını geçirmeyelim. Namaz!”

Adam oyaladı, vakit geçiyordu. Peder kalktı ayağa. Þoförün yanına gitti. Araba da doluydu. Var sesiyle “Namaz!” diye haykırdı. Þoför mecburen kenara çekti ve biz, üçümüz, ikindi namazını edâ ettik.

Peder:

- Oğlum, bu millet namaz kılmaz mı? diye sordu bana.

Ne cevap vereceğimi bilemedim. Peder, ona da öfkelendi. “Bu nasıl Müslümanlık?” diye söylendi.

İstanbul’a gittik. Hacı Tevfik Babanın evinde misafir olduk.

Nakşi şeyhi olan, Küçükköy’de Ahmet Efendi’yi ziyarete gidelim, dediler. Hacı Tevfik Baba, Hacı Muhittin Baba, Hacı Ahmet Aras ve ben, dördümüz, Küçükköy’e gittik.

Bu Hacı Ahmet Efendi, Nakşi şeyhi, aslen Oflu veya Rizeli. Erzurum’a gitmiş. Orada hocalık yapmış. Oradan da çocukları vasıtasıyla İstanbul’a, Küçükköy’e getirilmiş.

Biz de Hacı Babalarla ziyaretine gittik. 4-5 kişi de zaten yanında vardı. Yaşı 85’lerde. Çok mütevazı, ilim sahibi. Herkes elini, cüppesini, kolunu öpüyor. Sonradan da birkaç kişi geldi. 10-15 kişiyi bulduk. Tahtadan yapılmış bir geniş sofada oturuyordu. Yâni tahta divanda. Herkes hürmet saygı ile O’nu dinliyordu. Ahmet Aras ile ben elini öpmek istedik. Öptürmedi, elimizi vurdu. Biz de elimizi öperek, O’na saygı kabilinden başımıza koyduk ve kapı dibinde oturduk; o cemaatın dışında. Orada yapılan hareketlerin biraz ifrat olduğunu, aşırı olduğunu muhakeme yaptım.

Birisi sordu:

- İmam-ı Azam’ın durumuna ne dersiniz?

Tabi ki soran da, oradakiler de hep hoca.

- Maalesef, maalesef! Sapıttı. Onu zindana attılar, milleti bozmasın diye. Ve zindanda eza ceza ile öldürüldü. Diye söyledi. Ben O’nun için 60 senedir ağlıyorum.

- Peki, ne yapmıştı?

- Akaid’de “Sıfat, zâtın aynıdır.”diye söylemişti. Halk buna tepki yapınca, “Sıfat, zatın gayrıdır.”dedi. Ve yine bunu da halk, hazmedemeyince “Canım ne ayrıdır, ne gayrıdır.” Sapıttı, üç türlü cevap verdi. Zamanın hükümdarına bunlar anlatıldı. O günkü kadının fetvalarıyla içeriye alındı. Maalesef çok tehlikeli bir duruma düştü. Bu da Cafer-i Sâdık’a biat ettikten sonra –bu hâller- oldu.

Ama, biz bunu halktan gizli tutarız. Demeyiz ki, O, îmânsız gitti. O bizim mezhep sahibimiz. Siz sordunuz, siz de hocasınız, diye anlatıyorum. Buraya kadar Hocaefendinin izahı, ifadesi.

Ben şahsen buraya kadar çok zor sabrettim:

- Bir dakika! Bir dakika! Muhterem Efendiler! İmam-ı Azam için “îmânını kurtaramamış” diyenlerin îmânından ben şüphe ederim. Onlar taklittedirler!

Bir sessizlik oldu. Uzun bir salonun giriş kapısının yanında oturuyordum. yanımda Hacı Ahmet Aras vardı. Bana doğru döndüler. Ben yine:

-Bir dakika Efendiler! Beni dinleyin! İmam-ı Azam Hz.’leri Cafer-i Sâdık’tan maya-yı Muhammediye’yi, ilm-i Ledün’nü manen tahsile başladığı zaman kendisinde büyük olaylar, tecellîler zuhûra gelmiştir. Ledün ilmi, hikmet ve mânâ ilmidir. Herkesin buna akıl erdirmesi mümkün değildir. Aynen İmam-ı Azam’ın söylediklerini aşkla, zevkle söylüyorum, îmân ediyorum.

“Sıfat zâtın aynı” ifadesini kullandığı zaman, Makam-ı Ruh’taydı. Kurb-i ferâiz’deydi. Zâtından zâtına mazhar düşmüştü, bu zât-ı muhterem. Bu hâle gelebilmesi için Cafer-i Sâdık’tan fenâfillah mertebelerini görmüştü. Þirk fiilinden fiilulllaha, şirk sıfatlarından sıfatullaha, şirk vücudundan vücudullaha mazhar düşen, “mûtu kable en temûtu” sırrına mazhar olan İmam-ı Azam Hz.’leri, Peygamberimizin Ledün ilmini Peygamberin torunundan tahsil ediyordu. Fena-yı zâttan tecellî-yi zâta mazhar olan bu zât-ı muhterem “sırr-ı feeynema”yı müşahade etti. “El vahde bi lâ kesre” kesretsiz bir vahdet. Burada sıfat, zatın aynıdır. Hz. İsa’nın makamı. Makam-ı Ruh. Öyle bir hâl ki, Süleyman Çelebi’nin ifade ettiği gibi:

Kim ne hâlidir ve mâli ol mahal

Aklı fikretmez o hâli fehm u hâl!

Öyle bir zevk, öyle bir hâl... Harfle, sözle, kelâmla ifade edilemeyecek şekilde! Gölgelerin kaybolduğu... Kesretin ortadan kalkıp, vahdet tecellîsine mazhar olan bu zât-ı muhterem İmam-ı Azam “halk Hak” bir vücut demiş, Hak’tan gayrı bir şey görememiş. “Sıfat, zâtın aynıdır.” ifadesin kullanmıştır.

Ve yine bu zât-ı muhterem halkın tepkisine göre ifadesini değiştirmemiştir. Makamı değişmiş, Makam-ı Ruh’tan Tafsilât-ı Muhammediye’ye, Hazretü’l-Cem’e geçirilmiştir. “Hüvez zâhir” olan Hak, “Hüvel bâtın” olmuştur. Hz. Muhammed’in doğuşu! Fark makam! Bu makama “kulluk makam” denir ki, burada “Sıfat, zâtın gayrıdır!” demiştir.

Makamları değiştikçe, makamdan makama seyr ü sülûk eden bu zât-ı muhterem, bizlere ifadeleriyle, akaidiyle ders veriyordu.

Hak zâhir, “Sıfat, zâtın aynıdır.” diye buyurdu.

Hak bâtın, “Sıfat, zâtın gayrıdır.” dedi. Ama bu zât-ı muhteremin gayesi, kesret vahdet tevhit etmekti. Mânâ-yı tevhîdi ikmâl için mürşidi tarafından ders değiştirildi. Kavseyn sahibi oldu.

Makam-ı Cem’den vahdet şuurunu, zevk ve mânâsını aldı.

Makam-ı Hazret’te, yani Tafsilât-ı Muhammediye’de kulluk şuuruna, yaşantısına girdi. Öyle kul ki, fenâfillahtan süzülmüş, Hakk'ı diyet etmiş, kesret vahdet tevhit etmiş.

Kavseyn’de kesret vahdet tevhit eden zât-ı muhterem “Ne aynıdır, ne de gayrıdır!” demiştir.

İlm-i Ledün meratip ve makamatını yaşayarak, yazarak, en güzel ifadeleriyle bizi tenvir eden bu zât-ı muhterem, ilm-i Ledün uğruna canını da feda etmiştir.

Cafer-i Sâdık’a biat ettikten sonra “İki senem olmasaydı, helâk olurdum!” diye buyuran üstâdımız katiyetle ifade edeyim ki, îmân-ı kâmil, amel-i salih üzerine ten kafesinden mânâ âlemine kanat açmıştır.

O cemiyette âcizane bunları ifade ettiğim zaman, oturduğu yerden bir ok gibi fırlayarak, o yaşlı hâlinde, yanındaki cemaatin omuzlarına basarak –elleriyle-koştu geldi. Kapı dibinde oturuyordum. Bana sarıldı. Ellerime, dizlerime sarılarak ağlıyordu. Sevinç gözyaşları döküyordu.

- Kim bu zât-ı muhterem? Kimsin? 60 senelik göz yaşlarımı durdurdun. Bu söylediklerine can u gönülden inanıyorum ve sana dua ediyorum, binlerce teşekkür ediyorum. Söyle Allah aşkına, sen kimsin?

Kayınpeder, amcazâde Hacı Tevfik Efendi:

- O bizim oğlumuz, damadımız, talebemiz, ifade edince,

- Yok, yok Hacı Tevfik Efendi! Bu başka âlemden gelme. Sizden bunda bir şey yok. Bugüne kadar hiçbir âlim, bunu bize böyle izah edemedi, etmedi. Hiçbir kitap böyle yazmadı. Söyle –hem ağlıyor, hem söylüyor- söyle Allah aşkına sen kimsin?

- Ben, O sultanın izinden giden, aynı dersleri gören, fenâfillah olan, zât-ı Hakk’ın mazharı. “Hüvel evvelü, vel ahiru, vez zâhiru vel bâtın” ayet-i kerimesinin mensubu, hâlde tevhît edip, yaşayan, zevk eden o Cafer-i Sâdık’ın bendeleriyiz.

Muhteremler!

Muhiddin-i Arabî’nin suçu mu vardı? Vahdeti zuhûra geldi de darağacına çıktı. Þeyh Bedrettin, “Halkın yüzünden Hakk'ı sevelim. Gelin dostlar, yarınlara bir şey bırakmayalım. Hüdâ gün gibi zâhir!” dedi de o da dâr üzre miraç eyledi. Seyit Nesimî’nin derisi yüzüldü.

“ittifâki” hadîsini ihtilâfa çevirdiler de yaptıkları katliamları örtmeye çalıştılar.

Kerbela’da Hz. Hüseyin’in başı neden kesildi? 72 evlâdı şehit edildi?..

Hani müslümanın elinden, dilinden, azalarından kimseye zarar gelmezdi? Hani biz, imha değil ihyâ edecektik? Hani biz düşeni kaldıracaktık?!.

İlmin zâhirinde kalıp, bâtınî mânâlarından nasipdar olmayanlar, olamayanlar neler neler yaptılar, ama yine de tatmin olmadılar, olamadılar...Yezidîler astılar, kestiler, hadisat ve olaylar yaptılar, ama yine de tatmin olmadılar, olamadılar... 

Kerbela’da bizim başımız kesildi. Seyit Nesimî’de bizim derimiz yüzüldü. Þeyh Bedrettinle dâra biz çıktık. Muhittin-i Arabî’yle canı biz verdik. Onlar benim aynımdırlar.

Kerbela olayı İslâm’ın yüz karası. Yezid, muaviye soyunun kahpece oyunları. Allah bize acısın. Onlar fırsat buldukça aynını, daha şiddetlisini yaparlar. Biz imkân buldukça onları îmâna, tevhîde davet ederiz.

Derdimizi halka anlatamadık. Anlamak da istemediler. Nefisleri buna engel. Nefs-i emmarelerini aşamadılar.

Ben yine Sultanlar Sultanına iltica ediyorum. Can u gönülden sevip, dualar ediyorum:

Tut elimiz ezel ebed. Yüce sultan bizi bize bırakma. Bizi bir an olsun gaflete düşürme. Dilimizi Allah demekten mahrum etme. Vallahi tarih boyunca yaralıyız, üzgünüz. Allah dostlarına neler yapmadılar, neler yapmadılar!..

Surette ayrı gözüksek de, tarihlerimiz birbirinden uzak olsa da biz yine yek vücuduz.

Kerbela olayının acıklı vakasını aynen gönlümde, ruhumda yaşıyor, hissediyorum. Tazeliğini bugün olmuş gibi taşıyorum. Ve yine Allah yolunda canlarını feda edip Hakk’ı diyet eden bu zât-ı muhteremleri ruhumuzda, gönlümüzde yaşıyor, hissediyor, aynı acıyı bütün dostlar ile paylaşıyoruz. Paylaşarak azaltmıyoruz. aynı hâlle hâllenmek, aynı acıyı duymak, hissetmek... Bunu ifade etmek istiyorum.

Gelin Dostlar!

Kader diyelim. Sevgilinin imtihanı, nazdaki niyazı, zâtına mazhar kılışı, fena-yı tamda bekanın zevkini verişi, can dostları ölümsüzlüğe geçirip, ebediyen yâd edişi. Hikmetinden sual olmaz. Fenâfillah olan nâra yanmaz.

Olayları kader nehrine atmazsak tahammül kolay değildir.

Allah, rızasından, sevgisinden, kadere rıza göstermekten bizi mahrum etmesin. Amin!

Yazılacak o kadar çok şeyler var ki... Buna ne zaman yeter, ne de imkân!

Allah'a emânet olun, derim.

       

HACI BABA

 

Hüseyin Sabri SOYYİÐİT

     



Telif Hakk © Tasavvuf Derneği
Tm Haklar Sakldr.


Kategori: Hatıralar
Anahtar Kelimeler: Yok
aretle: Share/Save/Bookmark

[ Geri Dn ]
E-Kitaplar
Bir Ayet

12.77. (Kardeþleri) dediler ki: ”Eðer o çaldýysa, daha önce onun bir kardeþi de çalmýþtý.” Yusuf bunu içinde sakladý, onlara açmadý. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasýnýz! Allah, sizin anlattýðýnýzý çok iyi bilir.

[ Yusuf Sûresi:77]
Kimler Bağlı
Ho geldin, Misafir
Üye adı
ifre
 

Kayt Ol
ifremi Unuttum
Sitemizde uan:
29 Ziyareti, 0 ye
Toplam 29 kişi var.
Arşiv
· Efendiyle Hemdem Olma
· Küçükköylü Ahmet Efendi'yle İlgili Hatıra
· Hacı Dursun Efendi'yle İlgili Hatıra
· Benim Yıkadığım Cennete Gider
· Gençlerden Beklenenler
· Akıldır kişiyi mesul eden
· Ey Allah İçin Yaratılan İnsan!
· Nedir Þeriat?
· Bu Halimizle mi?!.
· Demek hayrihi ve hayrihi ha!..
· Ehli Tevhidin görevi
· Zikrin önemi
· Yürü yavrum Hak Rasulün izinden yürü
· Hayatta En Güzel Þey: Huzur!..
· Hak Mürşidim Yol Gösterdi
· Sevgili Gençler
· Kadere rıza
· Mezarlığın Ötesinde mi?!.
· Kadere Rıza!
· Yolculuk! Yolcular!..
· Tarikatların Dejenere Oluşu!
· Vatan Sevgisinde Bir Vücut Olmak!
· Vücuda Hürriyetin Gelişi!..
· İki Zıt Bir Yerde Bulunmaz!..
· Yabanda Gezenlerden Olma!..
· Seni Sana Anlatmak!..
· Allah'ın Hikmet Hazinesi: İnsan!
· Niçin Seviyorum?..
· Muhterem Kimdir?
· Hak'tan Gayrı Değiliz!..
· Oğuz ve Sevda evladıma
· Sevgili Kızım
· Kader kaleminin bana yazdığı...
· Dilin Dikeni Kırılacak
· İyilik
· Rahmetin Yağışı
· Mürşidi Kamil
· Güzel Ahlak
· Hak Yolun Yolcuları
· Hakka Giden Hak Yolcuları
· Sevgili Dostlarım!
· Muhterem Dostlar!
· Hanım Kardeşler!
· Huzur, îmân-ı kâmilde
· Kardeşime ve Oğluma
· Zirve-yi Tevhide Giden Yolun Yolcuları!
· Ezelden ebede koşturan yolcu!
· Hayırlı Bayramlar
· Hüseyin Sabri Soyyiğit Efendi'nin Özgeçmişi
· Ana Temel İhmâle Gelmez
· Gayrullaha Düşürmesin
· Râbıtamız Hakk’adır.
· Fetih İki Kısımdır
· Kadere rıza ancak iman-ı kâmille…
· Gerçek iyilik!
· Hedefimize Ulaşabilmek İçin!
· İslâm’ın ana kaidesi
· EFENDİLERE HİTAP
· Kendine dönebilse...
· Bugünün yarını yok!
· Hacı Baba, neler yaptınız?
· İlk Emir: Oku!
· Selâm
· NE İSTİYORSUN!..
· KİÞİYİ HUZURA ÇIKARTAN ABDEST
· Melâmeti günlük hayata uygulamak
· Sadâkat sadâkat sadâkat!..
· Ne kadar sadâkat o kadar huzur
· Birbirinden Ayrılmaz
· BABALAR DİKKAT!
· ANALARIN AYAÐI ALTINDA
· Âfakî ve Enfüsî Mücadele / 31. 01. 2004
· BAYRAM VE HUZUR
· İnsanı vuslata getiren nedir?
· Allah'ın zikri yeter
· Akıl erdiremiyorum
· Urucun nüzûlün yolu
· Þiarımız, Ceza Değil; Aftır!
· Hakikatin elbisesi
· Hz. Muhammed (s.a.) Neyi Getirdiyse…
· Namaz Kılmak
· Oruç tutmak
· Hacca Gitmek
· Zekât Vermek
· HADDİNİ BİLMEK
· Birbirinden ayrılır mı!
· TAKLİTTEN TAHKİKA
· Müminler kardeştirler
· İslâm’da, imanda kardeşlik
· KUTLU DOÐUM
· Kalplerin huzura kavuşması
· İman ve amel-i Salih
· sevginin hâkim olması
· Zorlukları hâlleden ne?
· VAR ONLARLA KAL
· Nâr Nura Döndü mü?
· Engelleri kaldırmak
· Temizlik imandandır
· Tek düşüncemiz…
· Allah'ın zikri yeter
· Melâmeti anlatmak
· BİR MELÂMİ NASIL OLMALIDIR!
· Melâmet bir meşreptir
· Melâmet anlayışımız
· Melâmet’in özünü Muhafaza
· İlâhî aşk
· Seyyid M.Nurül Arabi Efendi Hazretleri
· Niyazi-i Mısri Efendi Hazretleri
· Pirizrenli H. Ömer Lütfi Efendi Hazretleri
· Hasan Fehmi Tezdoğan Efendi Hazretleri
· Ahmet Kumanlıoğlu Efendi Hazretleri
· Kurban Bayrami Mesaji 10.01.2006
· Muhterem İmam Efendiler ve Sevgili İhvanlarım
· 05.10.2006 Bayram Mektubu
· 12.10.2006 Ramazan sonrası uyarı mektubu
· Melametin Tanimi
· Ey Allah için yaratılan Hz. İnsan!
· Yürü Yavrum, Sen, Hak Resulün İzinden Yürü!..
· Dostlarıma
· İzmir, 28. 12. 2006
· İzmir, 04. 01. 2007
· Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak!..
· Mânevî Mes’uliyetin Ağırlığı!..
· ZİKİRSİZ OLMAZ!
· Zikir ne yapar?
· Ana temel ihmâle gelmez
· Gizli Þirkten Kurtulmak / İzmir, 07. 02. 2007
· Yare Vuslat Ettiren Telkin / İzmir, 18. 02. 2007
· Hakikat İlmi, Mensuplarına Verilmeli! / 22. 02. 2007
· NİÇİN "MUHAMMEDİ MELAMİYİZ" DİYORUZ! / 08. 03. 2007
· Yokluğu Sermaye Etmek! / 22. 03. 2007
· HAK DOSTLARININ KÖKÜ KESİLDİ Mİ? / 25. 03. 2007
·  CANIM ANACIÐIM! / 26. 03. 2007
· HAYAT NEHRİNDEKİ HALİMİZ!.. 05. 06. 2007
· Þeriatla Hakikat: Beden ile Ruh! / 06. 06. 2007
· MEYVELİ AÐAÇLAR: İLİM SAHİPLERİ!.. 12. 06. 2007
· AMAN DOSTLAR, DİKKAT!.. 20. 06. 2007
· İYİ İNSAN OLMAK... / 22. 06. 2007
· HAKİKAT KAPISINI ARALAMAK... / 25. 06. 2007
· ALLAH'A MUHATAP: İNSAN! / 28. 06. 2007
· GÖNÜL KALESİNE TEVHİT BAYRAÐINI ÇEKMEK / 12. 07. 2007
· GÖZÜMÜZE HİÇBİR ÞEY PERDE OLMASIN! / 29. 11. 2007
· KOMÞU KARDEÞTİR, AYRICA DA MÜ'MİN KARDEÞTİR! /10. 12. 2007
· KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDERİM! / 19. 12. 2007
· Akl-ı Selim / 14. 01. 2008
· HEM ALLAH'A HEM DE HZ. MUHAMMED (A.S)'A TABİ OLALIM 15. 01. 2008
· SOHBETLERİ ANLAYABİLMEK!..
· GÜZEL AHLAK / 27. 02. 2008
· DÜNYA-UKBA PAZARINDAN GEÇMEK! / 27. 02. 2008
· KENDİNİ BİLMEK / 06. 03. 2008
· HAK MÜRÞİDİN KIYMETİNİ BİLMEK! / 12. 03. 2008
· İLAHİ DÜZENE HİZMETTE KATKIMIZ OLMALI! /10. 07. 2008
· EN BÜYÜK DÜÞMAN! / 20. 07. 2008
· SEVGİLİ DOSTUM HACI ALİ EFENDİ / 21. 07. 2008
· ÞERİATIN İÇİNDE HAKİKAT MEVCUTTUR
· SEVGİLİ DOSTLAR
· 17. 11. 2009 tarihli mektup
· HAYIRLI BAYRAMLAR...
· 
· YA RAB, BİZİ UZAK EYLEME EVLAD-I RESULDEN
· SIR VE HİKMET HAZİNESİ İNSAN
· İYİLİKLERİN İNSANI OLALIM
· DERVİÞ KİMDİR?
· GÖNÜL YIKMAYALIM!
· TEVHİDE HİZMET
· ALLAHIN RAHMETİNE, MERHAMETİNE, MAÐFİRETİNE ÇOK MUHTACIZ!
· DERVİÞ OLAYIM DER İSEN / CAN MÜRÞİDİN TELKİNİYLE
· KENDİMİZİN GÜVENİNİ KAZANMAK
· ALLAH MUHABBETİ
· ZİKRULLAH
· YÜRÜ YAVRUM, HAK RASUL'ÜN İZİNDEN YÜRÜ!
· KUTLU DOÐUM
· MEVLA GÖRELİM NEYLER...
· NEBİLER SERVERİ AHMED GELİYOR
· CANLI ÖRNEK OLABİLMEK
· İNCİTME SAKIN
· DERVİÞLİK!...
· HİSSEDEBİLMEK...
· Ruhtan Ruh Alan Bizler
· SAFA GELDİN YA RAMAZAN
· BAYRAM MEKTUBU
· KURBAN BAYRAMI VESİLESİYLE...
· HALDE TEVHİD EDENLER!
· GÖNLÜMÜZDE DOÐSUN HER AN!
· iNSAN: GÜZEL VARLIK!
· HUZURDA OLDUÐUMUZU İDRAK EDELİM!
· HAYIRLI RAMAZANLAR OLSUN!
· NEDİR EN ZOR ÞEY?
· DALGAYI DENİZİN, DENİZİ DE DALGANIN DIÞINDA GÖRME!
· O SENDE İKEN, SEN O'NU GAYRIDA ARAMA!
· ALLAH'IN YAKINLIÐINI YAÞAMAK!
· VARIRSIN VAHDET İLİNE
· KUTLU DOÐUM
· Dostlarımızı Ziyaret!
· Bereketli Ziyaret!
· DOSTLARIMIZI ZİYARET!
· DOSTLARIMA

Toplam 197 kayıt var

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.