TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
Kasm 15, 2005 01:29 CST

İnsanı vuslata getiren nedir?

13253 Okunma
  Bu Sayfay Yazdr   PDF Dosyas Olutur   Bir Arkadana Gnder


 İhvanımızı Kur’an’dan ayırma Mevlâm

          Hak yolda vuslatın zevkini tattır Mevlâm

         Zikrimiz, fikrimiz seninle olsun Mevlâm

         Yuvalarında huzur sevgi ver Allah’ım

 

 

 

                      

İnsanı vuslata getiren nedir?

 

 

Derviş Kızlarım!

Allah’ın selâmı, iyilikleri, merhameti üzerinizden eksik olmasın. Allah sizi ve sizin sevdiklerinizi sevsin, korusun.

Yolumuz âşıklık, sâdıklık, âriflik yoludur. Aşk olmazsa hiçbir şey kemâle gelmez. Bizi vuslata getiren, sevgilinin harem-i ismetine ulaştıran, aşktır.

Aşksız, muhabbetsiz olur mu derviş?

Dervişi ezelden çün Allah sevmiş.

Aşk öyle yakıcı bir ateş ki târife girmeyen bir hâl… Kemâle eren, olgunlaşan, sevgilinin harem-i ismetine giren bütün Hak dostlar, aşkla yetiştiler. Âşık, maşuk yolunda yer ile yeksan gerek.

İlâhî aşk, hakiki aşktır. İşte ben bu yolda bütün dostların aşka tutulmasını istiyorum. Aşk; hasedi, inadı, gururu, kibiri, bütün benlikleri yıkar, yakar, yok eder. Süleyman Çelebi’nin buyurduğu gibi:

Bir kez Allah dese aşk ile lisân

Dökülür cümle günah misl-i hazân.

Derviş Kızlarım!

Bu yolda, yâni Hak yolda âşık olacağız, fakat sâdık olacağız. Öyle sâdık bir derviş ki emre itaat eden, telkine sadâkat gösteren, al denileni alan, at denileni atan. Sadâkatiyle Allah’ın rahmetini coşturan.

Sadâkatin yolun açar

Dostun diyarına uçar.

Sâdık insan, sevip sevip çok sevilen insandır. Allah sâdık kulunu kapıda koymaz. Bütün insanların kemâlatı, olgunlukları, sadâkatleri nispetindedir.

Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadâkat gösteren dervişler kemâle erdiler. Sizden istediğim Hak yolda sâdık olacak, emre itaat ederek, al denileni alıp at denileni atacaksınız yavrum.

Derviş Kızlarım!

Biz size neyi alın deriz? Allah’ın zikrini, aşkını, muhabbetini, tatlı dili, hoşgörüyü, kadere rıza, emre itaat etmeyi, insanlara en tatlı sözü konuşmayı, iyilikte, tevâzuda yarışmayı… Canım, Allah’ın razı olduğu bütün iyilikleri almanızı isteriz. Biz iyilikte, tevâzuda yarışacağız.

Ben de istiyorum ki siz derviş kızlarım, tatlı dilinizle, güler yüzünüzle, güzel ahlâkınızla etrafınıza nur saçasınız. Karanlıklara mahkûm olanları, tevhidin nuruyla aydınlatasınız.

Bakın hanım kızlarım!

Sizler iyiliklerin melek annesi olacaksınız. Size gelen huzur bulsun, sevgi bulsun, muhabbet bulsun. Allah bütün dervişanımı sevgisine mazhar kılsın inşallah.

Sadâkatinizin nispetinde Allah ve Resûlü’nden mânâ ve hikmetler tahsil edeceksiniz. Öyle sâdık derviş olacaksınız ki melekler size gıpta etsin, hayran olsunlar.

Tabiî ki biz Hak mürşidin emrine itaat, telkin ettiği tevhide can ü gönülden sadâkat göstereceğiz. İnşallah Hz. Sıddîk gibi sadâkatle kemâle ermek Allah bize ihsan eylesin. Amin!

Âşıklık, sâdıklık illâ âriflik gerekir hanım kızlarım. Ârifiyet yüksek makamdır. Ârif, her hâliyle örnek insan. Sözü sohbeti kontrollü ve murakabeli. Yaşantısı halk içerisinde farklıdır. Gelirine göre giderini ayarlar. Niçin, niye, nedenlere takılmaz.

Ârif insan, kaderine rıza gösteren, emre itaat ile Hak yolda emin adımlarla yürüyendir. Ârifiyet kemâl makamdır.

Ârif insanın yüzüne âlem hayran. Sözünde, sohbetinde nefsaniyet yoktur. Nefs-i emmaresinden geçmiş, nefs-i mutmainneye mazhar düşmüş. Onun idaresinde olan insanlar, ona hayrandır. Çünkü onda Allah ve Resûlü söz sahibidir. Nefs-i mutmainneye ermiş, “Dönünüz”[1] emrini duymuş. Vuslat-i yârla halvettedir. Nazda niyâzdadır.

Bu zat-ı muhteremlerin idaresinde olmak, bunlara hizmet etmek aman Allah’ım ne fazilet ne şeref! Çünkü bu zat-ı muhteremler aşka tutulmuşlar, varlıklarını Hak’ta yok etmişler. Zikri ehlinden talim etmişler. Nefsaniyettten Rahmânîyete ulaşmışlardır. “Hak geldi, bâtıl gitti.”[2] âyetinin mazharıdırlar.

Bunlar iç temizliği zikrullah ile yapmışlar. Dış temizliği şeriatın ahkâmıyla, ahlâkıyla yapmışlar. Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadâkatle, sadâkat örnekleri vermişler. Ârifiyete yükselmişler de gönüller fethetmişler.

Onlar Kur’an’ın canlı örneği. Naz ve niyâza yükselmiş, ol dost ile hemdem olmuşlar. Bu zat-ı muhteremler, fenâ-yı tamda bekâya erenlerdir. Canda cânanla tevhid etmenin safasına nâil olmuşlardır.

Allah bizi bu Hak dostların yolundan izinden, himmetinden bir an olsun mahrum etmesin.

Derviş Kızlarım!

Öyle ârife hanımlar olacaksınız ki sözünüz sohbetiniz kontrollü ve murakabeli olacak. Öfkesini yenen, gönül kalesine tevhid bayrağını çeken, kendisinde Allah ve Resûlü’nü söz sahibi eden, sizler olacaksınız yavrum!

Hanenizde nereye uzanırsanız besmele ile uzanacaksınız. Tatlı dilini kullanan, sözünde sohbetinde nefsânîyet olmayan, sizler olacaksınız yavrum. Kanaatkâr, sabırlı, metanetli, mütevazı, alçakgönüllü, iyilikte yarışan, kadere rıza gösteren, emre itaat ile al denileni alan, at denileni atan sizler olacaksınız yavrum.

Ben istiyorum ki size gelen huzur bulsun, sevgi muhabbet bulsun. En tatlı dili, en güzel hâli, ahlâkı sizde bulsun inşallah! Tevhidin hâliyle hâllenip zevkiyle zevkiyap olduk mu neler neler, ne güzellikleri yaşayacağız inşallah!

Derviş Kızlarım!

Hanenizi cennet edin. Haneniz, Hak ile bâtılın, helâle haramın seçildiği, kendisinde zikrullah, ibadat u taat edilen, hikmetler hazinesi, Allah ve Resûlü’nün razı olduğu hane-yi saadet olsun inşallah!

Sevin birbirinizi Allah için Resûl için, gönüller fethedin. Allah razı olduğu iyilikleri ebediyen üzerinizden almasın. Sizi ve aile birliklerinizi ebediyen Allah’a emânet ederim.

 Sevgili Kızlarım!

Biz aşırı uçlara karşıyız. Aşkın, sevginin, muhabbetin yanındayız. Tahsile, ilme, tekniğe, fenne çok kıymet verenleriz. Melâmîlik münevver insanların yoludur. Kör taassuplara, bâtıl itikatlara, nefsânî hareketlere karşıyız. Yolumuz vuslata giden, Hakk’a giden ârifler yoludur.

Hanım Kızlarım!

Bu yolda şeriatın bütün emirlerine harfiyen riayet etmeliyiz! Haramdan sakınmalıyız. Yalandan, bilhassa kul haklarından çok sakınmalı ve bunlara dikkat etmeliyiz. Dinimizin bütün emirlerine harfiyen riayet edeceğiz yavrum.

Ne mutlu Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından sakınanlara!

Ne mutlu Hak Resûlün yolundan, izinden gidenlere!

Ne mutlu “emr-i bil maruf ve nehyi anil münker”i günlük hayatında kullananlara!..

Siz dostlarıma samimi ifadelerle Kur’an yolundan gitmenizi tavsiye ediyorum. İnsanlara iyilik etmenizi, birbirinizi çok sevmenizi, hanelerinizi huzur, sevgi mu- habbet hanesi yapmanızı istiyorum.

Hanelerinizin Allah ve Resûlü’nün razı olduğu, sevdiği kişilerin haneleri olmasını tavsiye ile Allah’tan sonsuz iyilikler diliyorum.

Selâm ve dualarımla Allah’a emânet olun, derim.

 

11. 02. 2004



[1] Fecr, 89/28

[2] Isra, 17/81



Telif Hakk © Tasavvuf Derneği
Tm Haklar Sakldr.


Kategori: Sohbetler
Anahtar Kelimeler: Yok
aretle: Share/Save/Bookmark

[ Geri Dn ]
E-Kitaplar
Bir Ayet

98.8. Onlarýn Rableri katýndaki mükâfatlarý, zemininden ýrmaklar akan, içinde devamlý olarak kalacaklarý Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoþnut olmuþ, onlar da Allah'tan hoþnut olmuþlardýr. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O'na saygý gösterenler) içindir.

[ Beyyine Sûresi:8]

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.