Her okuyuşta siz Kur’an’ın hikmeti ile dolun
Ayrılmayın cân dostlarım Kur’an yolunda olun
Þüphe ve şirkü evhamu hayâl ile kalmayın
Vahdette birlikte olun, Hak’ta Resûl’de olun
Bugünün yarını yok!
Esselâmualeyküm
Muhterem Dostlarım!
Allah’ın selâmı, sevgi ve muhabbeti üzerinizden eksik olmasın. Mevlâ gönlünüze sevgi ve muhabbet ihsan eylesin. Amin!
Þu bir gerçek ki mektup uzaklığın ifadesidir. İstiyorum sizinle her zaman görüşeyim, sizi ziyaret edeyim. Buna da gerektiği gibi muvaffak olamıyorum. Herhalde yaşlılık etkisini gösteriyor. Hoşgörünüze sığınarak kusura bakmayacağınıza inanıyorum. Allah hepinizden razı olsun. Amin!
Düşünüyorum, tefekkür ediyorum, şimdiye kadar özetle neler söyledik dervişânımıza? Hak mürşidin telkinine sadâkatle şirk-i hafi olan nispet varlıklardan soyunun. Hak mürşidin telkini, enfüsünüzde ihtilâl yapsın. Nefsâniyet, gayriyet, ikilik yıkılsın. Giy Melâmet hırkasını, nâm u nişanın kalmasın.
Telkini mutlaktan veren Hak mürşidin himmetleri üzerimizden eksik olmasın. O zat-ı muhteremler bizi zandan, evhamdan, şüpheden geçiriyor, kelâm-ı Hak’la bize sohbet ediyorlar. Bize öyle telkin veriyorlar ki dil tariften âciz. Bizi harem-i ismete hazırlıyorlar. Sevgilinin mahremiyetine hazırlanmak ne güzel!
“Süzülün varlıklardan, elenin benliklerden, var olun Hak varlıktan.
Fenâfillâha uğradıktan sonra dilin en tatlısını, sözün en güzelini siz söyleyin.
Hoşgörülü, iyilikte yarışan, tevâzuda kemâl bulan, ahsen-i takvim olup güzel ahlâkla süslenen siz olun.” Bu zat-ı muhteremler bu telkinleri yapıyorlar.
Bütün ârif-i billâh olan kâmiller, böyle seyr-i sülûk ettiler, fenâ-yı tamda bekâyı buldular. Sıfatullah ile giyindiler. Allah, dostlarına kendi sıfatlarını giydirir, tecellî-yi sıfata mazhar kılar. Hakk’ın sıfatlarını Hakk’ın rızası doğrultusunda kullanan kullarına işte buyuruyor: “Sevdiğim kulumun diyeti olurum.”
Ne mutlu Hakk’ı diyet etmiş, nefs-i mutmainnenin sırrını çözmüş olana! Bütün dava, emri, Hak’tan alarak sâdık derviş olabilme. O telkîn, bütün müşkilâtları hall ü âsan eder.
Muhterem Efendiler!
Niyâzi Sultan buyuruyor ki:
Yıkıldı kal’a-yı fikrim yapıldı dinim imanım
Fenâyım Hak’ta vallahi ne bilim kaldı ne tânım.”
İşte zat-ı muhterem çok kıymetli ifadeler kullanarak Hakk’ı diyet ettiğini, yoklukta ebedî varlığa ulaştığını ifade ederek bize ne güzel ışık tutuyor.
Hasan Fehmi Efendimiz de:
Sermayemdir yokluğum
Hak varlığıdır kârım
Muhteremler!
Muhasebeden, muhakemeden şahadet âlemine yükselelim. Telkine sadâkatle görerek, bilerek, yaşayarak şahadet verelim. Bugünün yarını yok! Yarınlara hiçbir iş bırakmayalım. Yürü hâl ehli ol! Hâlde tevhid etmek, halkla Hakk’ı bir vücut görmek, kesrette vahdeti, vahdette kesreti şuhud, tefekkürle -bu hâli- zevk edip yaşamak Mevlâ cümle ihvanımıza ihsan eylesin.
Muhteremler!
Mevlâ ihvanımızı ikilikten korusun. Bazı hâdiseler beni derin derin düşündürüyor. Ne kadar dil döksem Efendimizin o veciz ifadelerini anlatmam mümkün değil!
Efendimiz:
Her okuyuşta siz Kur’an’ın hikmetiyle dolun
Ayrılmayın can dostlarım Kur’an yolunda olun.
Lütfen mektubum okunduğu zaman bu “Can Dostlarıma Nasihatım”ı dikkatle okuyalım, -hemen hemen herkesin evinde var- tekrar okuyalım. Bu nasihatte Kur’an yolunda gitme, Allah için birbirimizi sevme, birlik beraberlikle arşa kadar yükselme var. Tefrikaya düşer, bölünürseniz, yuvarlanır, kaybolur gidersiniz. Sen-ben kavgasına düşmekten Mevlâ cümlemizi korusun.
Bu nasihat sohbetini okuduktan sonra bir de 28. sayfada Efendilere yazmış olduğumuz 08. 05. 1994 tarihli mektubu tekrar okumanızı tavsiye ederim. Hem inceleye inceleye, dikkat ede ede okumanızı istiyorum. Allah ihvanımıza anlayış ve iyilikler ihsan eylesin.
Muhteremler!
Öyle bir ortamda Melâmet’e intisap ettik ki çok bozuk bir düzen vardı!.. Çizgi bozulmuş, ehil olmayan, işbaşına gelmiş, ölçü, intizam kaybolmuş.
Hasan Fehmi Efendi’nin, Efendimize, vefat ederken söylediği şu üç söz bizlere rehber olmuştur:
“Oğlum Ahmet! İhvan arasına ihtilâf sokma. Þeriat-ı Muhammediye’den ayrılma. Nasıl aldın, öyle ver!”
Biz Muhammedî Melâmîleriz. Sözümüzü, sohbetimizi Kur'an-ı Kerîm’e dayanarak yapacağız ve çok şükür yapmaktayız.
Can dostlarımızdan ricamız, ahkâm-ı şeriye’ye uygun hareket eden, ahlâk-ı Muhammediye’yi giyinen, emre itaat, telkine sadâkatle gönüller fetheden, tenezzül ve tevâzuda yarışan, elinden, dilinden, âzâlarından kimseye zarar gelmeyen olsunlar. Haneleriniz hane-yi saadet olsun. Hak Resûlün yaşatıldığı evler, sizin haneleriniz olsun.
Çocuklarınızı Allah ve Resûlü’nün rızası doğrultusunda yetiştirmeyi ihmâl etmeyin. Fidan küçükken eğilir. Çok ve çok dikkatli olun. Allah sizi bütün enfüsî ve âfakî tehlikelerden korusun. Gönlünüze aşk ve muhabbetini ihsan eylesin.
Bizler hamd olsun iyiyiz. Buradaki ihvan cümleten selâm ve saygılarını arz ederler. Biz de selâm ve dualarla hepinizi Allah'a emânet ederiz.
23. 04. 1999