“Festakim” âyetine can feda
“Sırat-ı müstakim” Hak’tan atâ
Kutsî emânet bizlere şifa
Lütfet, kerem kıl cânanım benim
İslâm’ın ana kaidesi
Esselâmualeyküm
İhvanımız Servet Efendi,
Selâm ve dualar eder, Allah’tan iyilikler dilerim.
İslâm’ın ana kaidesi, “Emrolunduğu gibi doğru olma”dır. Cenâb-ı Hak, “Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”[1] buyuruyor.
Kim emrolunmuş?
Kim tenezzül, tevâzu göstermişse, mürşide biat etmiş, yedullah sırrının mazharı olmuş, telkini Hak’tan almışsa, Hak ona emretmiş.
Nefsânî olanları at, Rahmânî olanları al. Ahkâmlı ol, erkânlı ol. Zikret Hakk’ı. Hakk’a perde olan, şirk-i hafi olan nispet efâl, nispet sıfat, nispet vücuttan soyun. Zat-ı Hakk’ın mazharı ol. "Hak geldi, bâtıl gitti!"[2] sırrına kadem bas.
Tenezzül ve tevâzuda topraklar gibi, şefkat ve merhamette güneş gibi, ayıpları örtmede karanlık gece gibi ol. Zâhiri halk ile bâtını Hak şuuruna er. Bulmanın, bilmenin yanında, olmanın sırlarını aç. Zikirle fikirle Hak mürşidin telkiniyle zirveye yüksel. Uruç ve nüzûlün zevkini tat.
Enfüsünüze ekilen tevhid tohumları yeşersin, büyüsün. Canda cânanın muhabbeti tecellî etsin. Bütün bu sırların, telkine riayet, emre itaatle, emrolunduğumuz gibi doğru olmakla ortaya çıkacağından ve gerçekleşeceğinden şüphemiz olmayacaktır. Siz, biz aynıyız, aramızda fark yok. Telkin ve emir mutlaktandır. Kurtuluşumuza vesile olacak olan, sadâkat ve ihlâsımızdır.
O bir dil ki zikrullah ile muhabbetullah ile mâsiva- dan temizlenmiş. O bir göz ki gaflet perdesi kalkmış, eserde müessiri müşâhade eder. “Ona sor mahbubun vasfın ki sorma gözü âmâdan.” O emirde, o telkinde bunlar hep mevcut.
“Þol fakir olup gezenlerde hazine dopdolu
Sâyedip ol kenz-i bîpâyânı bulmazsa ne güç!”
Kendimizi bilme, kemâlimize vesile olacak.
“Hakk’ı istersen yürü, insana bak!”
O insan ki fenâfillâhtan süzülmüş, varlığından, benliğinden nâm u nişan kalmamış. Dünya, ukba, madde, makam... Hiçbir varlık onu kendine çekemez. O’nu Hak çekmiş.
Emre itaatle, at denileni atmış, al denileni almış, yüzüne bakan onda hiç gayrullah görememiş zevki ve anlamıyla sizi ve aile birliğinizi Allah'a emânet eder, buradan bütün ihvanın selâmlarını bildiririm.
28. 01. 1987