TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
Haziran 25, 2009 05:02 CDT

SEVGİLİ DOSTLAR

Yazar: semiye. 10379 Okunma
  Bu Sayfay Yazdr   PDF Dosyas Olutur   Bir Arkadana Gnder


23. 06. 2009

Esselamualeykum

Esselamualeykum

Sevgili dostlar,

Selam sevgi ile Allah’tan sonsuz iyilikler dilerim. “Akl-ı Selim’e Hitap” diye bir kitap yazdık. Akl-ı selim olmak; düşünen, tefekkür eden, adımını göre göre atan, sözü, sohbeti murakabeli/kontrollü olmaktır.

Kendimize çeki düzen verelim. Adımımızı göre göre atalım. Dikkat edelim de canda cananı incitmeyelim. Dikkat et dost,

Melamidir evliya, dahi nice enbiya

Hem cihar-ı basafa, kendine gel hey kendine

Þu insan, kendini abes, alelâdi görmemelidir. Dikkat etsin, yaratılış gayesini bilsin. Kendine sorsun:

Ben kimim?

Yaratan, yaşatan, rızkımı veren benden ne istiyor?

Ben nasıl olmalıyım?

Sevgili dostum,

Sen o kadar kıymetli bir varlıksın ki dağların kaldıramayacağı bir yükü Allah sana vermiştir. Emanetin sahibi insan. Vuslat-ı yarla halvet insana ait. Hak mürşidin elini öpmüş, telkinini almış, al denileni alıp at denileni atan Hz. İnsan!

Neyi atacak bu insan?

Þirk fiili atıp fiilullaha geçecek. Þirk sıfatı atıp sıfatullaha geçecek. Þirk vücuttan geçip vücudullaha mazhar olacak. İşte o zaman Hakk’ı diyet etmiş olacak. Cenab-ı Hak da buyuruyor ki: “Ben sevdiğim kulumun diyeti olurum.”

Sevip sevip çok sevilen kul olmak, tevhidin manevi duygusuyla duygulanan, varından geçip, Hakk’ı diyet eden kul olmak, Hak'la mülakata, sohbete giren bir kul olmak… Öyle bir kul ki tarifin üzerinde bir kul. Sultandan içeru bir kul. Sultanı diyet eden bir kul.

İşte bunlar,

Geçmeyecek bunlar sırat

Vermeyecek bunlar hesap

Mürşide verdiler hesap

Hep gördüğü didar olur, cemal olur

Cemal-i yare bakarken Fehmi, tevhid hançerini duymadı canda

Bütün Hak dostlar, velayet ve nübüvvet makamlarına, Kavseyn, Ev edna makamlarına, bu kutsi ve ulvi makamlara, hep mürşid-i kamilin terbiyesiyle yetiştiler. Gözlerinden perdeler kalktı.

Söyler kelam bakar sana

Görmez gözü hiç masiva

Vermiş gönül Hak'tan yana

Hep gördüğü didar olur, cemal olur

A canım,

Bir mürşide varmadan olmaz

Varıp da sözünü tutmadan hiç olmaz. 

Allah'a muhatap olacak, harim-i ismetine girecek, Hakk'ı diyet edecek zat-ı muhteremler, hep mürşid-i kamilin telkiniyle onun terbiyesiyle yetişenler, bu sırra erdiler. Ne mutlu! Sevgiliye dost olmak, sevmek, sevilmek her kula nasip olmaz.

Muhteremler,

Bulunduğumuzun yerin kadr u kıymetini bilelim. Çokça zikir yapalım. Allah bizden çok zikir istiyor. O zikir ki Allah’ın emri, O zikir ki onu, mürşid-i kamil telkin etmiş. O zikir ki perdelerden öte geçirir, vuslat-ı yarla halvet ettirir.

Gel sevgili dervişim, çokça zikir yapalım. Zikir, fikrimizi açar, tefekkürümüzü açar. Zikredenler mest olur,Allah ile dost olur. Bir saat tefekkürle zikretmek yetmiş sene nafile ibadetten efdal olur.

O zikir, insan vücudunda ihtilâl yapar. Hasedi, inadı, varlık ve benlikleri kökünden siler atar. Her mertebede her makamda önce zikir vardır. Tecelli-yi efal, tecelli-yi sıfat ve tecelli-yi zata zikrullah ile girilir. Zatından zatına mazhar olanlar, zikrin sayesinde ihtilâl inkılap yaptılar.

Sevgili dostlar,

İnsan, Allah'ın sır ve hikmet hazinesidir. Bu sır ve hikmet hazinesini zikrullah ile karıştıralım. Onlar tefekkür ederler, bu âleme nazar ederler de Allah'ın batıl bir şey yaratmadığını fehmederler.

Kimdir onlar?

Allah'ı Allah'ın efaliyle zikredenler, Allah'ı Allah'ın sıfatıyla zikredenler, Allah'ı Allah'ın zatıyla zikredenler. İşte bu zat-ı muhteremler, bu âleme nazar ederler de “Rabbimiz bâtıl bir şey yaratmamış, derler.” Her şeyi yerli yerinde görürler.

Ulu Yaratanım,

Bize aşk, muhabbet ver. Bizi bir an olsun kendinden uzaklaştırma. Kaderimize rıza gösterelim. Hak emrine itaat edelim.

Ulu Sultanım,

Sevilen kul olup Hakk'ı diyet edelim. Öyle derviş olalım ki Mevlâm, mütevazı/alçakgönüllü, emre itaat eden, Hak mürşidin telkinine sadakat gösteren, al denileni alıp at denileni atan dervişlerden olalım Mevlâm. Bu kutsi ve ulvi yolda ezel ebed tut elimiz. Elimizden tutmazsan, bize “Dervişim, kulum benim!” demezsen halimiz ne olur? Elbetteki perişan olur.

Kulum demezsen hâlimiz ne olur

Yüz kara, gönlümüz perişan olur

Sensiz bütün âlem karanlık olur

Sen vallahi can u cananımızsın

Gözümüz hikmetle cemale baksın. Dilimiz hikmetle Hak sohbeti etsin. Huzurda olduğumuzu fehmetmek, idrak etmek, aşkla zevkle o hali yaşamak ikram eyle ihsan eyle Mevlâm.

Bize can damarından daha yakınsın. Bizi sıfatınla süslemişsin. Dilimizin dönmesi, gözümüzün görmesi, kulağımızın duyması hep sıfatının tecellisidir Mevlâm.

Dilimizi Allah demekten, gözümüzü cemale bakmaktan, kulağımızı sohbetini dinlemekten bir an olsun uzaklaştırma Mevlâm. Bu hali fehmedip, yaşayıp zevk etmeyi ikram ihsan eyle Mevlâm. Sonsuz hamd u sena Mevlâm.

Selam, sevgi, dualarımla Allah'a emanet olun, dostlar.

HACI BABA

Hüseyin Sabri SOYYİÐİT

 

 

 

İlahi rahmetinle eyle ganî

Settârü’l-uyûp’sun ey kerem kâni

Yek padişahsın sultanlar sultanı

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Sana kul olmak bizlere kâfidir

Bütün âlemler ins ü cin âcizdir

Ah u feryadımız Mevlâ’mızadır

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Neyimiz vardı ki hesap verelim?

Fâil-i mutlaka kurban olalım

Nasip etsin Mevlâ hayat bulalım

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

İnandık fâil, mevsuf, mevcut sensin

“Hüvel evvelü vel âhiru” diyensin

“Vez zâhiru vel bâtın” yine sensin

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Kulum demezsen hâlimiz ne olur?

Yüz kara, gönlümüz perişan olur

Sensiz bütün âlem karanlık olur

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Rahimsin Mevlâm aşkınla hep yanam

Himmet et kuluna, seninle kanam

Canım feda olsun ben sana varam

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Biz neredeyiz, nemiz vardır Mevlâm?

Allah deriz, Hak deriz böyle yanam

Aşk ile zevk ile sana kavuşam

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Merhametin sonsuz, hem de Settârsın

Kerimsin Rahimsin birde Gufransın

Aşk ile Allah diyene ne dersin?

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Bana nâr-ı cehim uzak durmaktır

Gafletin narına böyle yanmaktır

Zikirsiz, ilhamsız, ebter olmaktır

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Naz ve niyâzım seninle sanadır

Hüseyin Sabri de seninle vardır

Zatına perde yine sıfatındır

Sen vallahi can u cânanımızsın!

 

Esselamualeykum

Muhterem Efendiler,

Melâmet, bir tarikatla kıyas-ı kabil değildir.

Melâmidir evliya, dahi nice enbiya

Hem cihar-ı basafa, kendine gel hey kendine

Onlar, nefislerini levmetmişler, benliklerinden geçip Hakk'ı diyet etmişler, sırattan mizandan geçip dost ile halvet etmişler. Allah bu zat-ı muhteremlerin adedini çoğaltsın. Himmetlerini üzerimizden eksik etmesin. Bunların sözlerinde sohbetlerinde hikmet ve mana vardır. Halde tevhid edenlerdir. Þuhut ve tefekkür üzre duranlardır. Ender fenadan bekaya geçmişlerdir. Halk arasında nişansızdırlar.

Bu zat-ı muhteremler zahiri halk ile batınları Hak olanlardır. Cehrî zikirleri Hz. Ali’den, hafî zikirleri de Hz. Sıddîk’den gelir. Salat-ı daimune girer bu zat-ı muhteremler.

Âşıklar kıblesi semme vechullah, nereye baksan hemen Allah.

Bunların sohbetlerine, muhabbetlerine doyum olmaz. Kelam-ı Hak'la sohbet ederler veya kelamı Hak'tan duyarlar. Ender fenadan bekaya geçen dervişlerdir bunlar.

Geçmeyecek onlar sırat

Vermeyecek onlar hesap

Mürşide verdiler hesap

Hep gördüğü didar olur, cemal olur

Gel dervişim melamet hırkasını giyelim. Varımızdan geçip Hak varlığına ulaşalım. Niçin, niye, nedenlere hiç takılmayalım.

Hak dostlar,

Melamet sır ve hikmet hazinesidir. Her kula olmaz müyesser. Hal ilmi, aşk ve muhabbet ilmidir. Onlar Hak dostların sırrına sırdaş, yoluna yoldaştırlar. Harem-i ismetin üyeleridir onlar.

Mürşidim buyurur ki:

Nerde görsen ver onlara selamı

Onlar söyler her an Allah kelamı

Bulunduğumuz kutsi ve ulvi makamların kadr u kıymetini bilelim dostlar. Rabıtamıza sımsıkı sarılalım dostlar. Tenezzül, tevazuda topraklar gibi olalım. Niçin öyle, neden böyle demeyelim. Gönül kırıp insan darıltmayalım. Halkı sevelim de halkın yüzünden Hakk'ı sevelim. Halde tevhid ederek sırra kadem basalım. Çokça sevelim sevilelim dostlar. Tenezzül tevazuda yarışalım. Dilin en tatlısını, sözün en güzelini biz söyleyelim.

Selam, sevgi ve dualarımla sizi ve sizi sevenleri Allah'a emanet ederim.

HACI BABA

 

Hüseyin Sabri SOYYİÐİT

 

 

 

 

 



Telif Hakk © Tasavvuf Derneği
Tm Haklar Sakldr.


Kategori: Mektuplar
Anahtar Kelimeler: Yok
aretle: Share/Save/Bookmark

[ Geri Dn ]
E-Kitaplar
Bir Ayet

23.72. (Resûlüm!) Yoksa sen onlardan bir karþýlýk mý istiyorsun? Rabbinin vereceði daha hayýrlýdýr. O, rýzýk verenlerin en hayýrlýsýdýr.

[ Mü'minûn Sûresi:72]

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.