MEYVELİ AÐAÇLAR: İLİM SAHİPLERİ!.. 12. 06. 2007
İzmir, 12. 06. 2007
Muhterem Okuyucularım!
Kur'an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer s. 9) İlk emir de “Oku!” (Alak s. 1) Hadiste “Allah, önce kalemi yarattı.” buyruluyor.
Okumak, yazmak… Bunlar bize ilahî emirlerdir.
Ve yine bir hadiste: “İlmi, kundaktan teneşire kadar öğrenin.” İnsan her yaşta talebe olmalıdır. İlim Allah’ın sıfatıdır. Peygamber Efendimiz: “Ömrünüzden bir gün değil; bir saat dahi kalsa onu da ilimle kıymetlendireceksiniz.” buyuruyor.
Ne güzeldir öğrenmek, öğretmek… Sizin hayırlınız, bilen ve bilgisiyle çevresine faydalı olandır. İlmin tadına, lezzetine doyum olmaz. Peygamberimiz: “İlmi talep edin, Çin’de olsa bile.” buyurmakta. İlmin zekatı da o ilmi, talebelere vermek, o ilimle çevresini aydınlatmaktır.
Kalkınan devletler hep ilim sayesinde kalkınmışlardır. İlmimiz vatanımıza, aziz milletimize faydalı olmalıdır. Bu memlekete, bu millete hizmet için çocuklarımızı iyi yetiştirelim. Fennin, tekniğin, ilmin, irfanın yanında yer alsınlar. Çocuklarımızı kendi zamanlarına göre yetiştireceğiz. Düşmanlara karşı, onların silahından daha üstün silahla mukabele yapmak gerekir. Onun için durma yavrum hemen tahsil hemen tahsil! Ben yine derim ki: Yürü yavrum, sen, ilmi tahsile yürü!”
İlim bir taç imiş nur-i Huda’dan
Giy ol tacı emin ol her beladan
Muhterem Dostlar!
İlim sahipleri meyveli ağaca benzer. Öyle bir ağaç ki her zaman, her mevsimde meyvesini verir. İlim hem maddî hem de manevî büyük zenginliktir. Maddî ilimler zahirî ilimlerdir. Manevî ilimler de batınî ilimlerdir. Kur'an-ı Kerim “Biz size kitabı ve hikmeti tâlim ettik, öğrettik.”(Al-i İmran, 81) buyuruyor.
Kesbî ilim, zahirî ilim, tahsil edilir, sonradan kazanılır. Vehbî ilim ise, bir mürşid-i kamilden talim edilir, öğrenilir. Onun için Yunus diyor ki: “Bir kamil mürşide varmadan olmaz.”
Allah bizi sevgisinden, muhabbetinden, hak mürşidin himmetinden mahrum etmesin. Amin!
Biz öyle bir ilim istiyoruz ki, bize huzur versin, sevgi versin, muhabbet ve dostluk versin. Zararlı ilimlerden, memleket ve milletin zararına olan ilimlerden Allah korusun.
Bu memlekete, ilimleriyle ihanet edenler olmuştur. İmanları kamil değil, amelleri salih değil. Menfaatleri uğruna aman Allahım, vurguncular, tefeciler, hortumcular, nefsanî emellerinin esaretinde mahkum olanlar ne kadar zararlı, ne kadar tehlikeli olmuşlar…
Onun için biz diyoruz ki, öyle bir ilim tahsil olmalı ki, zahirî ve batınî yönüyle insanlığa hizmet olsun, çevreye iyilik saçsın.
Þer’i ilimler, insanları huzura kavuşturur. Bu ilimlerle amel edenler; yalan söylemezler, haram yemezler, gönül yıkmazlar, insan darıltmazlar. O ilim sahibinin hakkında hiç kimse şüpheye düşmez. O ilim, kişiye emniyet, güven, kazandırır.
Elbetteki ilmin, irfanın yanında güzel ahlak şart. İslam dahi güzel ahlak ile olursa faydalı olur. Peygamberimiz “İslam güzel ahlaktır.” demiştir.
Tarihte geçen zahirî ve batınî ilim adamları memlekete büyük hizmetler etmişlerdir. Hacı Bayram-ı Veli, Akşemsetin, Yunus Emreler… Bizler, onların yolunda, izinde gidenlerden olalım inşallah! Allah himmetlerini üzerimizden eksik etmesin!
İnsan, gerçek ilimle, zahirî ve batınî ilimle kemâle erer. Zahirî ve batınî ilim sahipleri iki kanatlıdırlar. Ezelden ebede zahirî ve batınî yönüyle uçarlar. Nitekim hak dostları hem uçtular, hem bize ışık tuttular. Pir Seyyid Muhammed Nur, 57 tane eser yazmış. Mevlana Celaleddin, Þeyh Muhittin ve Bedrettin, Niyazi Mısrî… Onlar, ilimlerini tevhit ile ilm-i ledünle süslediler. Onlar iyilikten başka bir şey düşünmediler. Halkı sevip, Hakk’ı sevdiler. Kur'an-ı Kerim’den ve Hadis-i Nebevî’den aldıkları ilhamla feyizle çevrelerine nur saçtılar ve saçmaktalar.
Allah bizi rızası doğrultusunda yaşayan, vuslata eren hak erenlere dost eylesin. Bizlere rızasını, sevgi ve muhabbetini versin. Amin! Amin!
Zikrullah ile vuslata eren, kemal bulan hak dostlar, hep hidayet olunan yolda yürüdüler. Hak yolda yürüdüler de Kur'an-ı Kerim’i başlarına kaldırdılar, fetihler yaptılar, karadan gemiler yüzdürdüler. Koca imparatorluğu ilim ve irfanla ayakta tuttular, 630 sene.
Mürşid-i kamillerin telkin ettiği manevî ilim, insanları bütün engellerden geçirir. Onlar; zikrullah ile Allah’ı anmanın yolunu, sevmenin yolunu, buluşup, bilişip, sevişmenin yolunu açarlar.
Zikredenler mest olur
Allah ile dost olur
Gel dervişim zikredelim
Zikrullah, insan vücudunda büyük bir ihtilal yapar. Hasedi, inadı, öfkeyi, bütün kötülükleri siler atar. Bu zikir ihtilaline uğrayanlar ne veciz ifadeler kullandılar:
“Hubbu’l-vatan, minel iman.” Vatan sevgisi imandandır, dediler.
Vatan uğruna ölürsen şehit, kalırsan gazi olursun, dediler.
İnsanların iyisi, insanlara iyilik edendir, dediler.
Sevgili Dostlar!
Muhterem Efendiler!
Tek kanatlı uçanlar, uçamadılar. Aman Allahım neler neler, ne hezeyanlar, ne kötülükler yaptılar. Zahirî ilimle hakikati inkar ettiler, Kur'an-ı Kerim’e karşı çıktılar. Gurur, kibir, inat, menfaat… Nefsanî yolda neler, ne yanlışlar yaptılar.
Peygamber Efendimiz diyor ki: “Hikmetlerin başı Allah korkusudur.”
Sözüne, sohbetine nefsaniyet girmesin
Tul-u emeller, menfaatler, hırslar, art düşünceler seni esir etmesin. Dikkat et! Allah’ın Resulü; yolumuzdan gelenin elinden, dilinden, azalarından kimseye zarar gelmez, diyor.
Allah dostu ne kadar da güzel söylemiş:
Tevhit et Hakk’ı Hak ile
Efal, sıfat u zat ile
Gir ol vücud-u vahide
Allah bütün dostları, cümlemizi, bu zümre-yi salihine ilhak eylesin.
Amin! Amin! Amin!
Dostlarım!
İlim hakkında ne kadar yazı yazsak yeterli değildir. Allah bizi razı olduğu ilimlerle mücehhez eylesin. Allah hepinizden razı olsun. El-Fatiha!
HACI BABA
Hüseyin Sabri SOYYİÐİT