Melâmet anlayışımız


Fenâfillah olanlarız

Bekâda yer tutanlarız

Vahdet zevkin alanlarız

Ehl-i mânâ derler bize

 

 

 

 

 

 

Melâmet anlayışımız

 

Muhterem Dostlar!

Melâmîlik, insanı fenâfillaha uğratır. Varlığından soyar, Hak varlığına ulaştırır. Zâhiri halk ile bâtını Hak şuurunu, anlamını verir.

Melâmet-i Fehmiye, kişiyi fehmetmeye, tefekkür etmeye sevk eder. Bütün engellerden, nefsânî isteklerden kurtarır, vuslat-ı yârla halvet ettirir. Kişiyi kendinden alır, Hak varlığı ile doldurur. Bir güneş misâli karanlıkları aydınlatır.

Elbetteki bu, Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadâkatle; aşkla, zevkle, zikrullah ile olur. Allah bizi bu nurlu yoldan zerre kadar ayırmasın.

Bizim Melâmet anlayışımız; fenâ-yı tamda bekâyı bulmak, vuslat-ı yârla halvet etmektir. Biz Melâmet merdiveninden buraya yükseldik. Yoklukta olan bu merdivenden her an çıkmaktayız. O merdiven bizi gerçek varlığa ulaştırıyor, vuslat-ı yârla halvete getiriyor, fenâ-yı tamda bekâyı bulduruyor.

“Sermayemdir yokluÄŸum

Hak varlığıdır kârım.”

Yokluğu sermaye eden Hak dostlar, fenâfillah ile yokluğa uğradılar. Uğradılar da Hak varlığını kâr ettiler.

Bu kutsî ve ulvî merdiven, bizi vuslata getirmiştir. Ona can ü gönülden saygılıyız. Öyle mahviyet (tevâzu) öyle yokluk ki ebedî vara kavuşturur insanı.

Üçüncü devre Melâmet’i bize bahÅŸeden Pîr Seyyid Muhammed Nur, bu yokluÄŸu Kur’an’dan almıştır.

Yeryüzüne ilk gelendir Melâmî

Sandılar ki suç iÅŸledi Âdem’i

Oldu Melâmet Âdem’in cenneti

Melâmîyiz Melâmîyiz Melâmî

Melâmet, bizi nispet fiilden fiilullaha, nispet sıfattan sıfatullaha, nispet vücuttan vücudullaha geçirir. Bu öyle bir ifade, öyle bir terim, öyle bir hakikat ki Melâmet’e uÄŸramayan, fenâfillah olamaz kemâlata eremez.

Melâmet, insan vücudunda ihtilâl yapar. Zandan, evhamdan, şüpheden arındırır. O zaman kiÅŸi: “Görürsün hiç, bilirsin hiç, olursun hiç’” hâline ulaşır. Bu hiçliÄŸe bizi kavuÅŸturan, o ilâhî telkindir. Onun için kendisine nam verilmiÅŸtir:

Melâmîdir evliya

Dahi nice enbiya

Giy Melâmet hırkasını bînişan etsin seni

Bizi Hak’tan uzak tutan; gurur, kibir, benlik, gizli ÅŸirkten, Melâmet kurtarır. Þirkten, benlikten, bütün kötülüklerden Melâmeti zevk edip yaÅŸayarak kurtulan ehl-i tevhid dostlar, Hak mürÅŸidin erkân ve âdabıyla, telkin ettiÄŸi merâtip ve makâmat zevkiyle bu hakikate ermiÅŸlerdir.

Melâmet’in fenâfillah mertebelerinde ender fenâya uÄŸramak, varlıktan, benlikten geçip Hak benliÄŸine ulaÅŸmak; Hak mürÅŸidin telkiniyle erkân, âdâbıyla olmuÅŸtur.

Daima yokluk râbıtalarına ihtiyacımız vardır. Çünkü bu yokluk; nispet fiilden fiilullaha geçirdi, nispet sıfattan sıfatullaha geçirdi, nispet vücuttan vücudullaha mazhar kıldı.

"Mûtû kable en temûtû!" sırrına bizi uÄŸratan, vuslat-ı yârla halvet ettiren, kesret vahdet tevhid ettiren, Melâmet’in özü ve mânâsını bize telkin eden, Hak mürÅŸittir. Hak mürÅŸide ve onun telkin ettiÄŸi Melâmet’e sonsuz saygı ve hürmetlerimizi bildirir, râbıtaya can simidi gibi sarılmanızı tavsiye ederiz.

Melâmet’in derslerini görenler, yokluktan varlığa kavuÅŸtular, sırra sırdaÅŸ, Hak yolda yoldaÅŸ oldular. O telkin dünya, ukbadan geçirip ol dost ile halvet ettiriyor. O telkini verene de sonsuz saygı ve hürmetlerimizi arz ederiz.

Mektubun zarfı, mektup kadar kıymetlidir. Mektubun edebini, hayâsını koruduğu için, mahremiyetini muhafaza ettiği için. Hakikati koruyan, telkin eden Melâmet, hakikatin zarfı gibidir.

Sakın soyma onu nâmahrem içre

Yüzü suyu hayâsıdır şeriat

Þeriatsız yürüme râhe noksandır

Þeriat aynen hakikattir.

Zâhir ulemâ şeriatı telkin ederken, hakikat ulemâ- sı da şeriatla hakikati bir vücut olarak anlatmalıdır. Þeriatın hakikatsiz, hakikatin de şeriatsız olması mümkün değildir. Peygamber Efendimizin (s.a.) ledün ilmine, hakikat ve mânâ ilmine ulaşabilmemiz için fenâ-yı tam- da bekâyı bulacağız.

Üçüncü Devre Melâmîlik, kiÅŸiyi nefsinden geçirip Hakk’a vuslat ettirir, yokluÄŸa uÄŸratır, Hak varlığına ulaÅŸtırır. Hak erenler hep bu yolda gittiler. Gittiler de öyle bir hâle geldiler ki… Yâni Melâmet’in mahviyetine uÄŸradılar. YokluÄŸu sermaye edip Hak varlığına ulaÅŸtılar.Telkin edilen bu ilâhî merdivenden tırmandılar. Tırmandılar da -aman Allah’ım- Kur’an’ın, hadisin hikmetlerini çözdüler.

Üç mertebe olan tevhid, fenâ-yı tamda bekâya ulaÅŸtırır. Fenâfillah olmayanın tevhidi ÅŸirkten kurtulmaz. Þirk-i hafiden kurtaran, telkin edilen Melâmet’in hikmet ve mânâsıdır.

Fenâ-yı tamda bul bekâ

Yetmez mi sana bu safa

Her nefes zikrullah eyle

Kalp ile fikrullah eyle

Selâm, sevgi, dualarımla Allah'a emânet olun, derim.

 

20. 07. 2005

 





Bu Sayfanýn Geldiði Adres
Tasavvuf DerneÄŸi
http://www.tasavvufdernegi.com

Bu Sayfanýn Adresi:
http://www.tasavvufdernegi.com/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=128