|
46.2. Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafýndan indirilmiþtir. 46.3. Gökleri, yeri ve ikisi arasýnda bulunanlarý biz, þüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattýk. Ýnkâr edenler, uyarýldýklarý þeylerden yüz çevirmektedirler. 46.4. De ki: Söylesenize! Allah'ý býrakýp taptýðýnýz þeyler yeryüzünde ne yaratmýþlar; göstersenize bana! Yoksa onlarýn göklere ortaklýklarý mý vardýr? Eðer doðru söyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmiþ) bir kitap yahut bir bilgi kalýntýsý varsa onu bana getirin. 46.5. Allah'ý býrakýp da kýyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek þeylere tapandan daha sapýk kim olabilir? (Oysa) onlar, bunlarýn tapmalarýndan habersizdirler. 46.6. Ýnsanlar bir araya toplandýklarý zaman (müþrikler) onlara (tapýndýklarýna) düþman kesilirler ve onlara kulluk ettiklerini inkâr ederler. 46.7. Ayetlerimiz onlara açýkça okunduðu zaman hakikat kendilerine geldiðinde onu inkâr edenler: ”Bu, apaçýk bir büyüdür” dediler. 46.8. Yoksa ”Onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: Eðer ben onu uydurmuþsam, Allah tarafýndan bana gelecek þeyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakkýnda yaptýðýnýz taþkýnlýklarý çok daha iyi bilir. Benimle sizin aranýzda þahit olarak O yeter. O, baðýþlayan, esirgeyendir. 46.9. De ki: Ben peygamberlerin ilki deðilim. Bana ve size ne yapýlacaðýný da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarým. Ben sadece apaçýk bir uyarýcýyým. 46.10. De ki: Hiç düþündünüz mü; þayet bu, Allah katýndan ise ve siz onu inkâr etmiþseniz, Ýsrailoðullarýndan bir þahit de bunun benzerini görüp inandýðý halde siz yine de büyüklük taslamýþsanýz (haksýzlýk etmiþ olmaz mýsýnýz)? Þüphesiz Allah, zalimler topluluðunu doðru yola iletmez. 46.11. Ýnkâr edenler, iman edenler hakkýnda dediler ki: ”Bu iþ bir hayýr olsaydý, onlar bizi geçemezlerdi.” Fakat onlar bununla doðru yola girmek arzusunda olmadýklarý için ”Bu eski bir yalandýr” diyecekler. 46.12. Ondan önce de bir rahmet ve rehber olarak Musa'nýn kitabý vardýr. Bu (Kur'an) da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisanýyla indirilmiþ, doðrulayýcý bir kitaptýr. 46.13. ”Rabbimiz Allah'týr” deyip sonra da dosdoðru yaþayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 46.14. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarýna karþýlýk orada ebedî kalacaklardýr. 46.15. Biz insana, ana-babasýna iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taþýdý ve zahmetle doðurdu. Taþýnmasý ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çaðýna erip kýrk yaþýna varýnca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiðin nimete þükretmemi ve razý olacaðýn yararlý iþ yapmamý temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliði devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardaným. 46.16. Ýþte, yaptýklarýnýn iyisini kabul edeceðimiz ve günahlarýný baðýþlayacaðýmýz bu kimseler cennetlikler arasýndadýrlar. Bu, kendilerine verilen doðru bir sözdür. 46.17. Ana ve babasýna: Öf be size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiþken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babasý Allah'ýn yardýmýna sýðýnarak: Yazýklar olsun sana! Ýman et. Allah'ýn vâdi gerçektir, dedikleri halde o: Bu, eskilerin masallarýndan baþka bir þey deðildir, der. 46.18. Ýþte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiþ topluluklar içinde, haklarýnda azabýn gerçekleþtiði kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uðrayanlardýr. 46.19. Herkesin yaptýklarýna göre dereceleri vardýr. Allah, onlara yaptýklarýnýn karþýlýðýný verir, asla kendilerine haksýzlýk yapýlmaz. 46.20. Ýnkâr edenler ateþe arzolunacaklarý gün (onlara þöyle denir): Dünyadaki hayatýnýzda bütün güzel þeylerinizi harcadýnýz, onlarýn zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksýz yere büyüklük taslamanýzdan ve yoldan çýkmanýzdan dolayý alçaltýcý bir azap göreceksiniz! 46.21. Ad kavminin kardeþini (Hûd'u) an. Zira o, kendinden önce ve sonra uyarýcýlarýn da gelip geçtiði Ahkaf bölgesindeki kavmine: Allah'tan baþkasýna kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabýna uðramanýzdan korkuyorum, demiþti. 46.22. ”Sen bizi tanrýlarýmýzdan çevirmek için mi bize geldin? Hadi, doðru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiðin þeyi baþýmýza getir” dediler. 46.23. Hûd da! Bilgi ancak Allah'ýn katýndadýr. Ben size, bana gönderilen þeyi duyuruyorum. Fakat sizin cahil bir kavim olduðunuzu görüyorum, dedi. 46.24. Nihayet onu, vâdilerine doðru yayýlan bir bulut þeklinde görünce: Bu bize yaðmur yaðdýracak yaygýn bir buluttur, dediler. Hayýr! O, sizin acele gelmesini istediðiniz þeydir. Ýçinde acý azap bulunan bir rüzgârdýr! 46.25. O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her þeyi yýkar, mahveder. Nitekim (o kasýrga gelince) onlarýn evlerinden baþka bir þey görülmez oldu. Ýþte biz suç iþleyen toplumu böyle cezalandýrýrýz. |
|
Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları
©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.