38.2. Küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, birgurur ve tefrika içindedirler.
38.3. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artýk kurtulma zamaný deðildi.
38.4. Aralarýndan kendilerine bir uyarýcýnýn gelmesine þaþtýlar ve kâfirler: Bu pek yalancý bir sihirbazdýr!
38.5. Tanrýlarý, tek tanrý mý yaptý? Doðrusu bu tuhaf bir þeydir! dediler.
38.6. Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrýlarýnýza baðlýlýkta direnin, sizden istenen þüphesiz budur.
38.7. Son dinde de bunu iþitmedik. Bu, ancak bir uydurmadýr.
38.8. Kur'an aramýzdan Muhammed'e mi indirildi? diyerek kalkýp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'ým hakkýnda þüphe içine düþtüler. Hayýr! Azabýmý henüz tatmadýlar.
38.9. Yoksa azîz ve lütufkâr olan Rabbinin rahmet hazineleri onlarýn yanýnda mýdýr!
38.10. Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasýnda bulunanlarýn hükümranlýðý onlarýn elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarýnda yükselsinler (görelim)!
38.22. Davud'un yanýna girmiþlerdi de Dâvud onlardan korkmuþtu. ”Korkma! Biz birbirine hasým iki davacýyýz, aramýzda adaletle hükmet, haksýzlýk etme; bize doðru yolu göster” dediler.
38.23. (Onlardan biri þöyle dedi:) Bu, kardeþimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken ”Onu da bana ver” dedi ve tartýþmada beni yendi.
38.24. Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarýna katmak istemekle sana haksýzlýkta bulunmuþtur. Doðrusu ortakçýlarýn çoðu, birbirlerinin haklarýna tecâvüz ederler. Yalnýz iman edip de iyi iþler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediðimizi sandý ve Rabbinden maðfiret dileyerek eðilip secdeye kapandý, tevbe edip Allah'a yöneldi.
38.25. Sonra bu tutumundan dolayý onu baðýþladýk. Kuþkusuz yanýmýzda onun yüksek bir makamý ve güzel bir geleceði vardýr.