|
18.2. Onu dosdoðru (bir Kitab)olarak indirdi ki katýndan gelecek þiddetli azaba karþý (insanlarý)uyarmak ve yararlý iþler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduðunu müjdelemek için. 18.3. Onlar orada ebedî kalacaklarlardýr. 18.4. Ve ”Allah evlât edindi” diyenleri de uyarmak için. 18.5. Ne onlarýn (Allah evlât edindi, diyenlerin), ne de atalarýnýn bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Aðýzlarýndan çýkan bu söz ne büyük oldu! Yalandan baþka bir þey söylemiyorlar. 18.6. Bu yeni Kitab'a inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa) arkalarýndan üzüntüyle neredeyse kendini harap edeceksin. 18.7. Biz, insanlarýn hangisinin daha güzel amel edeceðini deneyelim diye yeryüzündeki her þeyi dünyanýn kendine mahsus bir zinet yaptýk. 18.8. (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her þeyi kupkuru bir toprak yapacaðýz. 18.9. (Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakîm sahiplerinin ibrete þâyan olduklarýný mý sandýn? 18.10. O (yiðit) gençler maðaraya sýðýnmýþlar ve: Rabbimiz! Bize tarafýndan rahmet ver ve bize, (þu) durumumuzdan bir kurtuluþ yolu hazýrla! demiþlerdi. 18.11. Bunun üzerine biz de o maðarada onlarýn kulaklarýna nice yýllar perde koyduk (uykuya daldýrdýk.) 18.12. Sonra da iki guruptan (Ashâb-ý Kehf ile hasýmlarýndan) hangisinin kaldýklarý müddeti daha iyi hesap edeceðini görelim diye onlarý uyandýrdýk. 18.13. Biz sana onlarýn baþýndan geçenleri gerçek olarak anlatýyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmýþ gençlerdi. Biz de onlarýn hidayetini arttýrdýk. 18.14. Onlarýn kalplerini metîn kýldýk. O yiðitler (o yerin hükümdarý karþýsýnda) ayaða kalkarak dediler ki: ”Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan baþkasýna tanrý demeyiz. Yoksa saçma sapan konuþmuþ oluruz. 18.15. Þu bizim kavmimiz Allah'tan baþka tanrýlar edindiler. Bari bu tanrýlar konusunda açýk bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Öyle ise Allah hakkýnda yalan uydurandan daha zalimi var mý? 18.16. (Ýçlerinden biri þöyle demiþti:) ”Madem ki siz onlardan ve onlarýn Allah'ýn dýþýnda tapmakta olduklarý varlýklardan uzaklaþtýnýz, o halde maðaraya sýðýnýn ki, Rabbiniz size rahmetini yaysýn ve iþinizde sizin için fayda ve kolaylýk saðlasýn.” 18.17. (Resûlüm! Orada bulunsaydýn) güneþi görürdün: Doðduðu zaman maðaralarýnýn saðýna meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneþ ýþýðýndan rahatsýz olmaksýzýn) maðaranýn bir köþesinde (uyurlardý). Ýþte bu, Allah'ýn âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, iþte o, hakka ulaþmýþtýr, kimi de hidayetten mahrum ederse artýk onu doðruya yöneltecek bir dost bulamazsýn. 18.18. Kendileri uykuda olduklarý halde sen onlarý uyanýk sanýrdýn. Onlarý saða sola çevirirdik. Köpekleri de maðaranýn giriþinde ön ayaklarýný uzatmýþ yatmakta idi. Eðer onlarýn durumlarýna muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardýn ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardý. 18.19. Böylece biz, aralarýnda birbirlerine sormalarý için onlarý uyandýrdýk: Ýçlerinden biri: ”Ne kadar kaldýnýz?” dedi. (Kimi) ”Bir gün ya da günün bir parçasý kadar kaldýk” dediler; (kimi de) þöyle dediler: ”Rabbiniz, kaldýðýnýz müddeti daha iyi bilir. Þimdi siz, içinizden birini þu gümüþ paranýzla þehre gönderin de, baksýn, (þehrin) hangi yiyeceði daha temiz ise size ondan erzak getirsin; ayrýca, nâzik davransýn (gizli hareket etsin) ve sakýn sizi kimseye sezdirmesin.” 18.20. ”Çünkü onlar eðer size muttali olurlarsa, ya sizi taþlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsýnýz.” 18.21. Böylece (insanlarý) onlardan haberdar ettik ki, Allah'ýn vâdinin hak olduðunu, kýyametin þüphe götürmez olduðunu bilsinler. Hani onlar aralarýnda Ashâb-ý Kehfin durumunu tartýþýyorlardý. Dediler ki: ”Üzerlerine bir bina yapýn. Rableri onlarý daha iyi bilir.” Onlarýn durumuna vâkýf olanlar ise: ”Bizler, kesinlikle onlarýn yanýbaþlarýna bir mescit yapacaðýz” dediler. 18.22. (Ýnsanlarýn kimi:) ”Onlar üç kiþidir; dördüncüleri de köpekleridir” diyecekler; yine: ”Beþ kiþidir; altýncýlarý köpekleridir” diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkýnda tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) ”Onlar yedi kiþidir; sekizincisi köpekleridir” derler. De ki: Onlarýn sayýlarýný Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkýnda bilgisi olan çok azdýr. Öyle ise Ashâb-ý Kehf hakkýnda, delillerin açýk olmasý haricinde bir münakaþaya giriþme ve onlar hakkýnda (ileri geri konuþan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme. 18.23. Hiçbir þey için ”Bunu yarýn yapacaðým” deme. 18.24. Ancak Allah dilerse (yapacaðým de). Unuttuðun zaman Allah'ý an ve ”Umarým Rabbim beni,doðruya daha yakýn olana eriþtirir.”de. 18.25. Onlar,maðaralarýnda üçyüz yýl kadar kaldýlar ve dokuz yýl da buna ilave etmiþlerdir |
|
Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları
©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.