TD Menü
 Anasayfa
 Sohbet Videoları
 Sesli Sohbetler
 Sohbetler
 Sesli
 ilahiler
 Mektuplar
 Hatıralar
 Öz Geçmişler
 İletişim
 
 
Özlü Söz:Sözün doğrusu,
Ekmeğin helâli,
Yüzün güleni...
 
Kader kaleminin bana yazdığı...

İzmir, 01. 06. 2001

EsselamuAleyküm ve Rahmetullahi ve Berâkâtühü

İlâhî Kader Kaleminin Bana Yazdığı, Emmim Kızı, Dervişem, Eşim, Yavrularımın Annesi, Bütün İhvânın Hacı Annesi!

Gecesini gündüzüne katarak 49 senedir evlâtlarına, bize ve muhterem ihvânımıza cân u gönülden hizmet ederek görevini en iyi şekilde yapan ve yapmaya devam eden, bezginlik ve ikrah getirmeden, şiddetli diz ağrılarına rağmen cân u gönülden hizmeti gaye edinen bu dervişeme Allah razı olsun, derim.

Mevlâ ihvândan, evlât ve torunlarından yüzüne gülsün inşaAllah.

Muhtereme Eşime ne desem az! Dua ediyorum. Sadâkat ve samimiyetimle iyiliğine şahâdet ederim. Bütün ihvâna Þeyh Anne olduğuna, mürşidinin telkînine sâdık olduğuna, melâmeti sadâkat ve samimiyetle kabullendiğine şahâdet ederek Hacı Hanım’ı cân u gönülden tebrik ediyorum.

Bilhassa merhametinden torunların, misafirlerin, bilhassa çocukların üzerinde titizlikle durması ve bize tevhîtte destek olması şâyan-ı hayrettir. Merhametli olmak, Hüdâ’nın mahlûkâtına merhametli davranmak ne kadar güzel, ne hoştur!

 Cami evinde otururken birçok kedilere, köpeklere arka bahçede bakardı. Hacı Hanım, bu evimizde de pencerede kuşları yedirir, onlarla konuşur maşallah! “Merhamet ediniz ki merhamet olunasınız.”

Hacı Hanım; bir zavallı, bir fakir, bir yetim görse hiç dayanamaz. Merhamette, iyilikte yarışır. Allah kendisinden razı olsun!

Bilhassa Efendime yapacağı ikramları özellikle buzdolabında saklar, muhafaza ederdi. Mürşidimin rızasını ve duasını kazandığına şâhidim. Ulu Mevlâm, Hak mürşidin himmetini bir an olsun üzerimizden eksik etmesin.

Türkiye’nin çeşitli vilâyetlerine, Avrupa’da birçok devletlere ziyaret için gidiyorum. Bu da Hacı Hanım’ın desteği ile olur. İhvâna vereceğim hizmette yardımcı olur ve çantamı, çamaşırımı hazırlar. Yine cân u gönülden Allah razı olsun diyorum.

Elbetteki Hacı Hanım, halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğunu zevk etmiştir. Gelecekte değil, gönülde yer tutan çocuklarımın annesine güvenim, itimadım sonsuzdur.

Ben yine O’na va’dediyorum:

-Saadet Hanım, bu hizmetin karşılığını ben ödeyemem. Elbetteki Allah verir. 

Þaka da olsa gönül almaya çalışırım. Derim ki:

-Bir daha gelince yine seni alacağım!

Bu şakama, samimi ifademe çok sevinir.

Demez bana ki:

-Beni iki defa ameliyat ettirdin, gecemi gündüze kattın hizmet ettirdin. Senin bu kadar derdini, sıkıntını başka kim çeker!..

Ben bu söylediklerimi aynen Allah’a da ifade ediyorum:

-Hatunun aşkını, zevkini bol bol ver. Sevgine mazhar kıl. Ender fenadan geçir, diyeti ol, Mevlâm! Seninle sana baksın. Sıfatullah ile giyinsin. Kelâm-ı Hak’la Allah desin. Aşka tutulsun, sevgiye tutulsun, ezel ebed. Mevlâm, bir nefes zâtından ayrı düşmesin.

Bu gün şahit oldum özelliğinden bir taneye: Beş altı misafir hanıma, aniden kalkmalarından dolayı üzülmüş, sardıkları sarmalardan yoğurt kaplarına koyarak kendilerine ikrâm etmeye uğraşıyordu.

-Ne yapıyorsun? diye sordum.

-Ne yapayım, bunları çabuk kaldırdınız, yediremedim. Hiç olmasın evde yerler.

Zaten hep böyle yapar Emmim Kızı!..

-Hadi, oturun oturun, dedim, burda yiyin için de öyle...

Ona da çok sevindi. Erkeklerle biz dergâhta, hatunlar da mutfakta yediler. Þifa olsun, devâ olsun. Allah ihvânımızdan, onlara hizmet verenlerden, Hacı Baba’dan razı olsun.

Hatun!

Yuvamızı kurduğumuz zamanı hatırlarsın. 3 Aralık 1951. Ne hâdisat, ne olaylar!.. Cenâb-ı Mevlâ öyle elimizden tuttu ki... Çok şükür Allah diyen dil var bizde. Hak’la gören göz var bizde. Kadere rıza, emre itaat, Hak yolda yürüyen, Hakk’ı-bâtılı fark eden derviş ve dervişe ihvânımız var. Gerçek derviş işte bunlar. Allah ihvâna hizmet vermekte elimizden tutsun, ebediyen yardımcımız olsun inşaAllah!

Þu anda Makedonya, İtalya hazırlığı yapmaktayız.

Hanım!

Siz, evde oldukça ben hiç arkayı düşünmüyorum. Çok şükür Allah sana sâdık evlâtlar vermiş. Kızlar, oğlanlar, gelinler. Bilhassa cân ciğer ihvânımız var. Onlar da evlâtlarımızdır.

Allah yolunda hizmet etmek, suskun dile Allah dedirtmek, ahkâm-ı şer'iyye, ahlâk-ı Muhammediye’yi ihvâna aşılamak, sırat-ı müstakîmden, hidâyet olunan yoldan yürütmek ne büyük şeref, ne büyük meziyet! Mevlâ bu yolda cümlemizin elinden tutsun. Hidâyet, lütuf, kerem Mevlâ’dandır. 

Ulu Yaratanım, Sabri’yle Saadet’i bu yolda görevlendirdi ise, bundan daha büyük lütuf ve kerem olamaz!

Ulu Yaratanım!

Anlamayarak, bilmeden hataya düşüyorsak, bizleri affet. Ezel ebed tut elimiz. Rahîmsin Mevlâm, Kerimsin Mevlâm, Settâru’l-Uyûpsun Mevlâm. Lütfen ve keremen dilimizi Allah demekten mahrum etme. Gönlümüzü sevgine mazhar kıl. Bu Hacı Hanım’ı yanımdan ayırma. Sev ve sevdiklerinden ayırma.

Ulu Yaratanım!

Lâyık kul olmada yardımcımız ol.

Hacı Hanım, Allah rızası için gece gündüz vakitlerini Kur'an-ı Kerim ve dîvanlarla değerlendirir. Teşrif eden dervişe hanımlara sohbet eder. Kur'an-ı Kerim’in meâlini birkaç defa okuduğundan dolayı maşallah bazen beni de durdurur:

-Ben Kur’an’da böyle okudum.”der.

Elbetteki Allah bire on mükâfat verecek. İyiliklerin karşılığı, rızadır, sevgidir, Allah aşkıdır. Mevlâ bizi bu ilâhî aşktan, zevkten, muhabbetten mahrum etmesin.

Bir kişiye Allah’ı sevdirmek, o kişiyi de Allah’a sevdirmek... Bundan daha büyük hizmet, şeref düşünülemez.

 İşte Hacı Hanım, biz bu görevi yapmaya çalışıyoruz. Çok şükür kahra lütuf var bizde, nâra nûr var bizde.

“Ko diyen desin

Hak bizim olsun

Nâdan ne bilsin

Bizi bilen var.”

Sevmek, sevilmek, Hak yolda yürümek, Hakk’ı-bâtılı fark etmek, iyilikte, tenezzül, tevâzuda yarışmak, öfkesini yutup, insanlara iyilikle muamele yapmak, fenâfillah zevki ve rabıtasıyla şuhûd üzere durabilmek, varlığından soyunup  Hak varlığına ulaşmak, kelâmı Hak’tan alıp, Hak’tan vermek dervişem Saadet Hanım’a, ihvânın Þeyh Annesi Hacı Hanım’a, dolayısıyla ihvânın Hacı Baba’sına Mevlâ nasip ve müyesser eylesin. Mevlâ ezel ebed tutsun elimiz.

Hacı Hanım!

Kendimin çok hassas olduğunu anlamışım. Avam-ı nastan kırılmıyorum, ama sevdiklerimin en tatlı ifadesi bile beni bazen üzüyor. Anlıyorum! Çok samimi davranan ihvânıma karşı bile ve sizlere gayrı ihtiyarî yanlışlık yapıyorsam ki, yapıyorum, sizin de bunları anlayışla karşılamanızı istiyor ve size Allah razı olsun diyorum. Sağ olun. Sağ olsun yavrularım. Sağ olsun ihvânım. Sağ olsun bütün dervişlerim.

Kim bilirsin ne kadar celâlli, kırıcı hareketler yapmışım da bunu hoşgörüyle karşılamışsınızdır. Çok şükür bir kasıt yok.  Çok şükür sevgi, muhabbetten başka bir düşünce de yok. Çok şükür Hak’tan gayrı ne var bizde!..

Hacı Hanım!

Sizi ve sizin sevdiklerinizi Allah'a emânet eder, daima duacı olduğumu bildirir, sonsuz iyilikler dilerim.

Allah sizi ihvâna, çocuklara, torunlara hizmet etmekten mahrum etmesin. Aşkını, zevkini, muhabbetini Cenâb-ı Hak bol bol ihsân eylesin. Bize de duacı olduğunu bilerek teşekkürlerimi arz eder ve sizden Allah razı olsun derim.

Mürşidin, Emmin oğlu, Çocuklarının peder-i âlileri, Kader Kalemiyle Sana Eş Yazılan Hüseyin Sabri Hoca.

Aile birliğini Allah'a emânet eder, hoşça kalın derim.

 

 


 

Aşkın âşıklar öldürür,

Aşk deryasına daldırır,

Tecellisiyle doldurur,

Âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

 

Aşkın, fi’lim ifnâ etti.

Mutlak fâil zuhûr etti.

Çok şükür nisbetim kalktı.

Âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

Sıfat ve zâtım kalmadı

Nisbet varlık ifnâ oldu.

Tecellî zât ayân oldu.

Âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

Sırr-ı tevhid zâhir oldu.

Hüviyyet ilân olundu.

Enfüs âfâk nûrla doldu.

âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

 

 

 

Kulluğumuz zevk iledir.

Sohbetimiz aşk iledir.

Kemâlimiz Hak iledir.

Âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

 

Halkla Hak olmuş bir vücut,

Ne varsa Âdem’de mevcut.

Ârif olan etsin sücûd.

âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.

 

 

 

SABRİ’nle kemâle erdin.

Þahâdet sırrını bildin.

Dostunla sohbete daldın.

âşık olan cânlar gelsin.

Sâdık olan cânlar gelsin.        

 

 

15.12.1981


E-Kitaplar
Bir Ayet

36.29. (Onlarý helâk eden) korkunç sesten baþka bir þey deðildi. Birdenbire sönüverdiler.

[ Yâsîn Sûresi:29]

Anasayfa | Kur'an-ı Kerim | Videolar | İlahiler (mp3) | İlahiler | Hatıralar | Mektuplar | Sohbetler | Öz Geçmişler | Kullanım şartları

©2002 Tasavvuf Derneği Tüm hakları saklıdır.