-
-
İzmir, 10. 03. 2008
-
Esselamualeyküm
-
Muhterem Dostlarım!
-
Ulu Sultanımızla mülakata girebilme, emrine itaatle Hak yoldan gidip gönlünde yer tutabilme, kaderine rıza göstererek mütevazı kul olabilme, nimet-i uzmasına şükredebilme, hamd edebilme, niçin, niye, nedenlerden geçip fisebilillah kulluk edebilme, al denileni alıp at denileni atabilme, yaratılış gayesini bilip Hak emrine huzû huşû ile itaat edip emrolunduğumuz gibi dosdoğru olabilme, dağların kaldıramayacağı kadar ağır kutsi emanete sahip çıkıp onu muhafaza edebilme çok önemlidir.
-
Mürşid-i kamili, kamil olarak, irşad edici olarak eksiksiz kabul edip ona itaat ederek rızasını kazanabilmek gerekir. Çünkü mürşid-i kamil, aradaki bütün engelleri kaldırarak kulu Allah’a bağlar. Kelam-ı Hak’la sohbet eder. Tevhidi mutlaktan verir. Sevmenin sevilmenin yollarını açar.
-
Onun için Yunus Emre Hz.’leri diyor ki: “Bir kamil mürşide varmadan olmaz.” Allah Hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin.
-
Muhteremler!
-
Kadr u kıymetini biliyoruz desek de yeterli değil. Kadr u kıymetini bilmek, emrine itaat etmek, gönlünde yer tutmak, kelamını Hak’tan duymak, mürşidin kesafetinden letafetine geçmek görevimizdir. Muhterem mürşidimiz, letafetine erdi de “Sen-ben, ben-sen olmuşuz hem.” ifadesini kullandı.
-
Bütün ehlullahlar/Allah dostları, Hak dostlar, mürşid-i kamilden yetiştiler. Hak mürşidin terbiyesinden geçtiler de naz ve niyaza yükseldiler. Emre itaat ettiler de al denileni alıp at denileni attılar. Þekte şüphede kalanlar, gereken sadakati gösteremeyenler, maalesef beklemede kaldılar.
-
Dikkat et dostum! Atı alan Üsküdar’ı geçti. Hâlâ Þam’da Beyaz Minare’nin altında beyaz bir at bekletiyorlar. Bekletiyorlar ki Hz. İsa inip o ata binecek…
-
Gökten İsa (as) inerek etti zuhur
-
Anlamadı isen belki sendedir kusur
-
Hem biz Hz. İsa’nın (as) değil; Hz. Muhammed’in (as) devrini yaşıyoruz. Rabbimize ne kadar hamdetsek, şükretsek, ibadat u taat etsek katiyen yeterli değil. Allah bizi lütfuyla keremiyle sevdiklerinin arasına katsın. Bize de kulum desin. Amin! Amin!
-
Muhterem Dostlarım!
-
Ahmet Efendi Hz.’leri gibi bir efendiye ulaşmanın, lütuf ve keremine mazhar düşmenin aşkı, iştiyakı içerisinde olmalıyız. Can mürşidim, mürşidiyle hemdem olmuş, sırrına sırdaş, yoluna yoldaş, tevhid ile deşarj olmuş.
-
Muhterem Efendimiz, Hasan Fehmi Efendi Hz.’lerinden ne aldıysa, dervişanına eksiksiz onu ikram ihsan eyledi. Ruhu şâd olsun! Arkasında bıraktığı zevilerhamına, evlad u ayâline, tevhid yoluyla sevdiği dervişanına Ulu Mevlam çok iyilikler, huzur, saadetler versin. Muhterem mürşidimizin kadr u kıymetini bilmeyi Allah bütün dostlara nasip eylesin. Amin!
Yahu hayret!.. Bakın bana ne soruyorlar:
-
- Sen Ahmet Efendi’yi iyi tanıyorsun. Nasıl birisiydi?
-
Bende dil mi var, O’nu anlatacak! O’nun kemalâtını ifade edecek ilim irfan mı var bende!
-
O, Allah ve Resulünü halde tevhid eden, kelamı, Hak’tan alıp halka veren Kur’an-ı Kerim’le bütünleşen, “Her okuyuşta siz Kur’an’ın hikmetiyle dolun” diyen
-
“Ahmedim ben bu tende
-
Çıktım Tur’a bedende
-
Cennette cemal buldum
-
Dedim elhamdulillah” buyuran…
Gayet vatanperver, milliyetçi, mukadessatçı. Bayrağını, sancağını çok seven
“Yükselin arşa kadar, mamure edin dört yanı
-
İcabında dönmeyin ölün birbiriniz için” ifadesini kullanan. Vatan millet uğruna ne kutsi ifadeler kullanıyor. Allah can mürşidimizin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin.
-
Ahmet Efendi Hz.’leri mi? Halde tevhid eden, Þeriat’ın ahkâmını yaşayan, dostlarına Þeriat’ı telkin eden, varlıktan benlikten geçip Hakk’ı diyet eden, merhametiyle güzel ahlakıyla tatlı diliyle örnek insan.
-
Eğer fikirleri iktidar olsaydı, dünya sulhe/barışa giderdi. Mazlumlar ezilmezdi. Küçük yavrular/sabiler katledilmezdi. Bir tarafta ezici, sömürücü kuvvet, maddenin, gururun, kibrin, makam, şan ve şöhretin sarhoşları… Bir tarafata zavallı bîçareler, ezilen zümreler… Söyle Allah aşkına insanlık bu mu?
-
Allah’ın Resulü: “Merhamet ediniz! Merhamet ediniz! Merhamet ediniz! Yeryüzünde olan bütün mahlukat-ı Huda’ya merhamet ediniz. Din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan bütün insanlara merhamet ediniz. Hem merhamet ediniz ki merhamet olunasınız.”
-
Tetik çektiler, insanları yaraladılar, öldürdüler, çizmeleriyle çiğnediler. Küçük yavruları analarının gözü önünde, kıymetli anneleri de yavrularının gözü önünde katlettiler. Bir de kalkıp “İnsanız” dediler. Söyle Allah aşkına bunların münevverlik/aydınlık nerelerinde? Þeref ve meziyet nerelerinde?
-
Biz gelmedik; tetik çekmeye, öldürmeye. Biz gelmedik; tefeciliğe, vurgunculuğa, soygunculuğa. Biz gelmedik; insanlar arasında ayrımcılık yaparak onları 1., 2., 3. diye sınıflandırmaya.
-
Ehl-i tevhid, Hakk’ın nuruyla nazar eder. Halka hizmet, Hakk’a hizmeti prensip edinir.
-
İşte can mürşidim Ahmet Efendi Hz.’leri buyuruyor ki: “Gelin iyilikte yarışalım. Tatlı dilde, güler yüzde yarışalım. Açı doyuralım. Sen-ben kavgasına yuvarlanıp gitmeyelim.”
-
Dostlar!
-
İnsanlık İslam’da. İnsanlık tevhitte. İnsanlık gerçek insanda. Kimdir gerçek insan diye sorarsan:
-
O, süzülmüş varlıklardan, elenmiş benliklerden, var olmuş Hak varlıktan. Bunda arayacağız insanlığı.
İslami terbiyeye girmeyen, Allah ve Resulünün kontrolünde olmayan, elbetteki Hakk’ı-batılı, helali-haramı seçemez, yaratılış gayesini bilemez. İnsanı insan eden, Kur’an-ı Kerim’dir. Yürü yavrum, sen, Hak Resulün izinden yürü.
-
Kur’an-ı Kerim’i başımıza kaldırdığımız zaman ne altın sayfalar açmış, ne fetihler yapmıştık… Allah bizi Kur’an’dan ve O’nun yolundan ayırmasın. Dilimizi Allah demekten mahrum etmesin. Amin!
-
Muhteremler!
-
Öyle insan vardır ki Hak mürşidin terbiyesiyle terbiyelenmiş, Kur’an-ı Kerim’in maneviyatından hissedar olmuş. Düşünen/tefekkür eden, adımını göre göre atan bu zat-ı muhteremleri tartacak kantar, ölçecek ölçü yok. Bunlara paha biçilmez.
-
Bir de var ki dinden, Kur’an’dan haberdar değil. Ne yaptığını bilmez. Düşünüp tefekkür edemez. Yaratılış gayesinden haberdar değil. Kişi; nefsinin esiri olmuş. İnat var, gurur var, kibir var; merhametin hiç hiç eseri yok.
-
Ulu Yaratanım!
-
Bunların şerrinden müminleri koru. Bunları da kurtar, bunlara da iman-ı kamil nasip et.
-
Dostlarım!
-
Uyanık olacağız, dikkatli olacağız. Ruh bedende iken onun kadr u kıymetini bileceğiz.
-
Mevlam!
-
Bizleri çok zikreden, tefekkür eden, sözü sohbeti kontrollü olan, iyilikte yarışan, mütevazı/alçakgönüllü eyle. İhvanımızı razı olduğun zümre-yi salihine ilhak eyle.
-
Sevgili Anne-Babalar!
-
Hayırlı anne, hayırlı baba, ailenin manevi mesuliyetini üzerinde taşıyabilen, çocuklarını din için, vatan ve millet için en iyi şekilde yetiştirebilendir. Çocuklarını sokak çocuğu değil, ilim çocuğu yapandır.
-
Onlara aile terbiyesi verelim, Hakk’ı-batılı, iyi ve kötüyü fark ettirelim. Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye gayret edelim. Hamdeden, şükreden, helali-haramı seçen, Allah ve Resulüne gönülden bağlanan yavrular yetiştirelim. Bizden sonra onlar hasene-yi cariyemiz olur. Bizleri rahmetle yâd etsinler inşallah!
-
Allah anne-babalara bu yolda yardımcı olsun, ellerinden tutsun. Anne-babalar manevi mesuliyetini idrak etsinler.
-
Selam, sevgi, dualarımla hepinizi Allah’a emanet ederim.
-
-
HACI BABA
-
-
Hüseyin Sabri SOYYİÐİT
-
Tefekkürle zikreyleyen
-
Aşkla zevkle Allah diyen
-
Dost cemalin seyreyleyen
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
Þehadet zevkini alan
-
Hak dostuyla halvet olan
-
Hak mürşitten ilham alan
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Sırat mizan geçmiş bunlar
-
Rabbim Allah demiş bunlar
-
Canda cananı bulanlar
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Mahremine girmiş bunlar
-
Dosta vuslat etmiş bunlar
-
Telkini Hak’tan alanlar
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Fenafillah olan dostlar
-
Beka zevkin alan dostlar
-
Dost ile dost olan dostlar
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Tefekkürle söz söylerler
-
İnsan kalbini kırmazlar
-
Canda canan incitmezler
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
Nazarları Hak iledir
-
Kullukları zevk iledir
-
Hidayete erenlerdir
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Hikmet ile nazarları
-
Gayrullah görmez gözleri
-
Doğruyu söyler dilleri
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
Telkin ile yürümüşler
-
Sohbeti Hak’tan almışlar
-
SABRİ ile zevk etmişler
-
Hakk’ı diyet etmiş bunlar
-
-
09. 03. 2008
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-