7.76. Büyüklük taslayanlar dediler ki: ”Biz de sizin inandýðýnýzý inkâr edenleriz.”
7.77. Derken o diþi deveyi ayaklarýný keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dýþarý çýktýlar da: Ey Salih! Eðer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiðin azabý bize getir, dediler.
7.78. Bunun üzerine onlarrý o (gürültülü) sarsýntý yakaladý da yurtlarýnda diz üstü dona kaldýlar.
7.79. Salih o zaman onlardan yüz çevirdi ve þöyle dedi: Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini teblið ettim ve size öðüt verdim; fakat siz öðüt verenleri sevmiyorsunuz.
7.80. Lût'u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: ”Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadýðý fuhuþu mu yapýyorsunuz?
7.81. Çünkü siz, þehveti tatmin için kadýnlarý býrakýp da þehvetle erkeklere yanaþýyorsunuz. Doðrusu siz taþkýn bir milletsiniz.”
7.82. Kavminin cevabý: Onlarý (Lût'u ve taraftarlarýný) memleketinizden çýkarýn; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmýþ! demelerinden baþka bir þey olmadý.
7.83. Biz de onu ve karýsýndan baþka aile efradýný kurtardýk; çünkü karýsý geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.
7.84. Ve üzerlerine (taþ) yaðmuru yaðdýrdýk. Bak ki günahkârlarýn sonu nasýl oldu!
7.85. Medyen'e de kardeþleri Þuayb'ý (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baþka tanrýnýz yoktur. Size Rabbinizden açýk bir delil gelmiþtir; artýk ölçüyü, tartýyý tam yapýn, insanlarýn eþyalarýný eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayýn. Eðer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayýrlýdýr.
7.86. Tehdit ederek, inananlarý Allah yolundan alýkoyarak ve o yolu eðip bükmek isteyerek öyle her yolun baþýnda oturmayýn. Düþünün ki siz az idiniz de O sizi çoðalttý. Bakýn ki, bozguncularýn sonu nasýl olmuþtur!
7.87. Eðer içinizden bir gurup benimle gönderilene inanýr, bir gurup da inanmazsa, Allah aranýzda hükmedinceye kadar bekleyin. O hakimlerin en iyisidir.
7.88. Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: ”Ey Þuayb! Seni ve seninle beraber inananlarý memleketimizden kesinlikle çýkaracaðýz veya dinimize döneceksiniz” (Þuayb): Ýstemesek de mi? dedi.
7.89. Doðrusu Allah bizi ondan kurtardýktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah'a karþý yalan uydurmuþ oluruz. Rabbimiz Allah dilemiþ baþka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak þey deðildir. Rabbimizin ilmi her þeyi kuþatmýþtýr. Biz sadece Allah'a dayanýrýz. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasýnda adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayýrlýsýsýn.
7.90. Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Eðer Þuayb'e uyarsanýz o takdirde siz mutlaka ziyana uðrarsýnýz.
7.91. Derken o þiddetli deprem onlarý yakalayýverdi de yurtlarýnda diz üstü donakaldýlar.
7.92. Þuayb'ý yalanlayanlar sanki yurtlarýnda hiç oturmamýþ gibiydiler. Asýl ziyana uðrayanlar Þuayb'ý yalanlayanlarýn kendileridir.
7.93. (Þuayb), onlardan yüz çevirdi ve (içinden) dedi ki: ”Ey kavmim! Ben size Rabbimin gönderdiði gerçekleri duyurdum ve size öðüt verdim. Artýk kâfir bir kavme nasýl acýrým!”
7.94. Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora halkýný, (peygambere baþ kaldýrdýklarýndan ötürü bize) yalvarýp yakarsýnlar diye mutlaka yoksulluk ve darlýkla sýkmýþýzdýr.
7.95. Sonra kötülüðü (darlýðý) deðiþtirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoðaldýlar ve: ”Atalarýmýz da böyle sýkýntý ve sevinç yaþamýþlardý” dediler. Biz de onlarý, kendileri farkýna varmadan ansýzýn yakaladýk.
7.96. O (peygamberlerin gönderildiði) ülkelerin halký inansalar ve (günahtan) sakýnsalardý, elbette onlarýn üstüne gökten ve yerden nice bereket kapýlarý açardýk, fakat yalanladýlar, biz de ettikleri yüzünden onlarý yakalayýverdik.
7.97. Yoksa o ülkelerin halký geceleyin uyurlarken kendilerine azabýmýzýn gelmeyeceðinden emin mi oldular?
7.98. Ya da o ülkelerin halký kuþluk vakti eðlenirlerken kendilerine azabýmýzýn gelmeyeceðinden emin mi oldular?
7.99. Allah'ýn azabýndan emin mi oldular? Fakat ziyana uðrayan topluluktan baþkasý, Allah'ýn (böyle) mühlet vermesinden emin olamaz.
7.100. Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâla þu gerçek belli olmadý mý ki: Eðer biz dileseydik onlarý da günahlarýndan dolayý musibetlere uðratýrdýk! Biz onlarýn kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) iþitmezler.