7.126.Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiðinde onlara inandýðýmýz için bizden intikam alýyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabýr ver, müslüman olarak canýmýzý al, dediler.
7.127. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yý ve kavmini, seni ve tanrýlarýný býrakýp yeryüzünde bozgunculuk çýkarsýnlar diye mi býrakacaksýnýz? (Firavun): ”Biz onlarýn oðullarýný öldürüp, kadýnlarýný sað býrakacaðýz. Elbette biz onlarý ezecek üstünlükteyiz” dedi.
7.128. Musa kavmine dedi ki: ”Allah'tan yardým isteyin ve sabredin. Þüphesiz ki yeryüzü Allah'ýndýr. Kullarýndan dilediðini ona vâris kýlar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakýnanlarýndýr.”
7.129. Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize iþkence edildi, dediler. (Musa), ”Umulur ki Rabbiniz düþmanýnýzý helâk eder ve onlarýn yerine sizi yer yüzüne hakim kýlar da nasýl hareket edeceðinize bakar” dedi.
7.130. Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanlarý ders alsýnlar diye yýllarca kuraklýk ve mahsül kýtlýðý ile cezalandýrdýk.
7.131. Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, ”Bu bizim hakkýmýzdýr” derler; eðer kendilerine bir fenalýk gelirse Musa ve onunla beraber olanlarý uðursuz sayarlardý. Bilesiniz ki, onlara gelen uðursuzluk Allah katýndandýr, fakat onlarýn çoðu bunu bilmezler.
7.132. Ve dediler ki: ”Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak deðiliz.”
7.133. Biz de ayrý ayrý mucizeler olarak onlarýn üzerine tufan, çekirge, haþere, kurbaðalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladýlar ve günahkâr bir kavim oldular.
7.134. Azap üzerlerine çökünce, ”Ey Musa! sana verdiði söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eðer bizden azabý kaldýrýrsan, mutlaka sana inanacaðýz ve muhakkak Ýsrailoðullarýný seninle göndereceðiz” dediler.
7.135. Biz, ulaþacaklarý bir müddete kadar onlardan azabý kaldýrýnca hemen sözlerinden dönüverdiler.
7.136. Biz de âyetlerimizi yalanlamalarý ve onlardan gafil kalmalarý sebebiyle kendilerinden intikam aldýk ve onlarý denizde boðduk.
7.137. Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduðumuz yerin doðu taraflarýna ve batý taraflarýna mirasçý kýldýk. Sabýrlarýna karþýlýk Rabbinin Ýsrailoðullarýna verdiði güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarýný ve yetiþtirdikleri bahçeleri helâk ettik.
7.138. Ýsrailoðullarýný denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakým putlara tapan bir kavme rastladýlar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onlarýn tanrýlarý olduðu gibi, sen de bizim için bir tanrý yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi.
7.139. Þüphesiz bunlarýn içinde bulunduklarý (din) yýkýlmýþtýr, yapmakta olduklarý da bâtýldýr.
7.140. Musa dedi ki: Allah sizi âlemlere üstün kýlmýþken ben size Allah'tan baþka bir tanrý mý arayayým?
7.141. Hatýrlayýn ki, size iþkencenin en kötüsünü yapan Firavun'un adamlarýndan sizi kurtardýk. Onlar oðullarýnýzý öldürüyorlar, kadýnlarýnýzý sað býrakýyorlardý. Ýþte bunda size Rabbiniz tarafýndan büyük bir imtihan vardýr.
7.142. (Bana ibadet etmesi için) Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilâve ettik; böylece Rabbinin tayin ettiði vakit kýrk geceyi buldu. Musa, kardeþi Harun'a dedi ki: Kavmimin içinde benim yerime geç, onlarý ýslah et, bozguncularýn yoluna uyma.
7.143. Musa tayin ettiðimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuþunca ”Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!” dedi. (Rabbi): ”Sen beni asla göremezsin. Fakat þu daða bak, eðer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!” buyurdu. Rabbi o daða tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygýn düþtü. Ayýlýnca dedi ki: Seni noksan sýfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananlarýn ilkiyim.
7.144. (Allah) Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiðim görevlerle) ve sözlerimle seni insanlarýn baþýna seçtim. Sana verdiðimi al ve þükredenlerden ol.
7.145. Nasihat ve her þeyin açýklamasýna dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdýk. (Ve dedik ki): Bunlarý kuvvetle tut, kavmine de onun en güzelini almalarýný emret. Yakýnda size, yoldan çýkmýþlarýn yurdunu göstereceðim.
7.146. Yeryüzünde haksýz yere böbürlenenleri âyetlerimden uzaklaþtýracaðým. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doðru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgýnlýk yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onlarýn âyetlerimizi yalanlamalarýndan ve onlardan gafil olmalarýndan ileri gelmektedir.
7.147. Halbuki âyetlerimizi ve ahirete kavuþmayý yalanlayanlarýn amelleri boþa çýkmýþtýr. Onlar, yapmakta olduklarý amellerden baþka bir þey için mi cezalandýrýlýrlar!
7.148. (Tûr'a giden) Musa'nýn arkasýndan kavmi, zinet takýmlarýndan, böðürebilen bir buzaðý heykelini (tanrý) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuþuyor ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrý olarak) benimsediler ve zalimler oldular.
7.149. Piþman olup da kendilerinin gerçekten sapmýþ olduklarýný görünce dediler ki: Eðer Rabbimiz bize acýmaz ve bizi baðýþlamazsa mutlaka ziyana uðrayanlardan olacaðýz!
7.150. Musa, kýzgýn ve üzgün bir halde kavmine dönünce: ”Benden sonra arkamdan ne kötü iþler yapmýþsýnýz! Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?” dedi. Tevrat levhalarýný yere attý ve kardeþinin (Harun'un) baþýný tutup kendine doðru çekmeye baþladý. (Kardeþi): ”Anam oðlu! Bu kavim beni cidden zayýf gördüler ve nerede ise beni öldüreceklerdi. Sen de düþmanlarý bana güldürme ve beni bu zalim kavimle beraber tutma!” dedi.