29.26. Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (Ýbrahim): Doðrusu ben Rabbim'e(emrettiði yere) hicret ediyorum. Þüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi.
29.27. Ona Ýshak ve Ya'kub'u baðýþladýk. Peygamberliði ve kitaplarý, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatýný verdik. Þüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin) dendir.
29.28. Lût'u da (gönderdik). O, kavmine demiþti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadýðý bir hayâsýzlýðý yapýyorsunuz!
29.29. (Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaþacak, yol kesecek ve toplantýlarýnýzda edepsizlikler yapacak mýsýnýz! Kavminin cevabý ise, þöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptýklarýmýzýn kötülüðü ve azaba uðrayacaðýmýz konusunda) doðru söyleyenlerden isen, Allah'ýn azabýný getir bize!
29.31. Elçilerimiz Ýbrahim'e (iki oðul ihsan edeceðimize dair) müjdeyi getirdiklerinde þöyle dediler: Biz bu memleket halkýný helâk edeceðiz. Çünkü oranýn halký zalim kimselerdir.
29.32. (Ýbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Þöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduðunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracaðýz. Yalnýz karýsý müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasýndadýr.
29.33. Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkýnda tasalandý ve (onlarý korumak için) ne yapacaðýný bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracaðýz. Yalnýz, (azapta) kalacaklar arasýnda bulunan karýn müstesna, dediler.
29.34. ”Biz, þüphesiz, bu memleket halkýnýn üzerine, yoldan çýkmalarýna karþýlýk gökten (feci) bir azap indireceðiz.”
29.35. Andolsun ki, biz, aklýný kullanacak bir kavim için oradan apaçýk bir ibret niþânesi býrakmýþýzdýr.
29.36. Medyen'e de kardeþleri Þuayb'ý gönderdik ve Þuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut baðlayýn, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karýþýklýk çýkarmayýn! dedi.
29.37. Fakat onu yalancýlýkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsýntý yakalayýverdi ve yurtlarýnda diz üstü çöke kaldýlar.
29.38. Âd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onlarýn baþýna nelerin geldiði) oturduklarý yerlerden apaçýk anlaþýlmaktadýr. Þeytan onlara yaptýklarý iþleri güzel gösterip onlarý doðru yoldan çýkardý. Oysa bakýp görebilecek durumdaydýlar.
29.39. Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ý da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçýk deliller getirmiþti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamýþlardý. Halbuki (azabýmýzý aþýp) geçebilecek deðillerdi.
29.40. Nitekim, onlardan her birini günahý sebebiyle cezalandýrdýk. Kiminin üzerine taþlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladý, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boðduk. Allah onlara zulmetmiyor, asýl onlar kendilerine zulmediyorlardý.
29.41. Allah'tan baþka dostlar edinenlerin durumu, örümceðin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvalarýn en çürüðü þüphesiz örümcek yuvasýdýr. Keþke bilselerdi!
29.42. Allah, onlar'ýn kendisini býrakýp da hangi þeye yalvardýklarýný þüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
29.43. Ýþte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onlarý ancak bilenler düþünüp anlayabilir.
29.44. Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattý. Þüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ýn varlýk ve kudretine) bir niþâne bulunmaktadýr.
29.45. (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ý oku ve namazý kýl. Muhakkak ki, namaz, hayâsýzlýktan ve kötülükten alýkoyar. Allah'ý anmak elbette (ibadetlerin) en büyüðüdür. Allah yaptýklarýnýzý bilir.
29.46. Ýçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrýmýz da sizin Tanrýnýz da birdir ve biz O'na teslim olmuþuzdur.
29.47. (Resûlüm!) Ýþte böylece sana (önceki kitaplarý tasdik eden) bu Kitab'ý indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. Þunlardan (Araplardan) da ona iman eden nice kimseler vardýr. Âyetlerimizi, ancak kâfirler (inatlarý yüzünden) bile bile inkâr eder.
29.48. Sen bundan önce ne bir yazý okur, ne de elinle onu yazardýn. Öyle olsaydý, bâtýla uyanlar kuþku duyarlardý.
29.49. Hayýr, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçýk âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
29.50. ”Ona Rabbinden (baþkaca) mucizeler indirilmeli deðil miydi?” derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'ýn katýndadýr. Ben ise sadece apaçýk bir uyarýcýyým.