17.51. Ýsterse aklýnýza (yeniden dirilmesi) imkânsýz gibi görünen herhangi bir yaratýk! (Bunlar, Allah'ýn sizi yeniden diriltmesini güçleþtirmez.) Diyecekler ki: ”Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?” De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alaylý bir tarzda baþlarýný sallayacak ve ”Ne zamanmýþ o?” diyecekler. De ki: Yakýn olsa gerek!
17.52. Allah sizi çaðýracaðý gün, kendisine hamdederek çaðrýsýna uyarsýnýz ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldýðýnýzý sanýrsýnýz.
17.53. Kullarýma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra þeytan aralarýný bozar. Çünkü þeytan, insanýn apaçýk düþmanýdýr.
17.54. Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandýrýr. Biz, seni onlarýn üstüne bir vekil olarak göndermedik.
17.55. Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kýldýk; Davud'a da Zebur'u verdik.
17.56. (Resûlüm!) De ki: ”Allah'ý býrakýp da (ilâh olduðunu) ileri sürdüklerinize yalvarýn. Ne var ki onlar, sizin sýkýntýnýzý ne uzaklaþtýrabilir, ne de deðiþtirebilirler.”
17.57. Onlarýn yalvardýklarý bu varlýklar Rablerine -hangisi daha yakýn olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabýndan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabý, sakýnýlacak bir azaptýr.
17.58. Ne kadar ülke varsa hepsini kýyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir þekilde azaplandýracaðýz. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazýlýdýr.
17.59. Bizi, âyetler (mucizeler) göndermekten alýkoyan tek þey, öncekilerin bu âyetleri yalanlamýþ olmasýdýr. Nitekim Semûd kavmine, açýk bir mucize olmak üzere bir diþi deve vermiþtik. Onlar ise, (bu deveyi boðazladýlar ve) bu yüzden zalim oldular. Oysa biz âyetleri ancak korkutmak için göndeririz.
17.60. Hani sana: Rabbin, insanlarý çepeçevre kuþatmýþtýr, demiþtik. Sana gösterdiðimiz o görüntüleri ve Kur'an'da lânetlenen aðacý, ancak insanlarý sýnamak için meydana getirdik. Biz onlarý korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgýnlýktan baþka bir þey saðlamaz.
17.61. Meleklere: Âdem'e secde edin! demiþtik. Ýblis'in dýþýnda hepsi secde ettiler. Ýblis: ”Ben, dedi, çamurdan yarattýðýn bir kimseye secde mi ederim!”
17.62. Dedi ki: ”Þu benden üstün kýldýðýna da bir bak! Yemin ederim ki, eðer beni kýyamete kadar yaþatýrsan, pek azý dýþýnda, onun neslini kendime baðlayacaðým!”
17.63. Allah buyurdu: Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezasý cehennemdir. Tam bir ceza!
17.64. Onlardan gücünün yettiði kimseleri dâvetinle þaþýrt; süvarilerinle, yayalarýnla onlarý yaygaraya boð; mallarýna, evlâtlarýna ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Þeytan, insanlara, aldatmadan baþka bir þey vâdetmez.
17.65. Þurasý muhakkak ki, benim (ihlâslý) kullarým üzerinde senin hiçbir aðýrlýðýn olmayacaktýr. (Onlarý) koruyucu olarak Rabbin yeter.
17.66. (Kullarým!) Rabbiniz, lütfuna nâil olmanýz için denizde gemileri sizin için yüzdürendir. Doðrusu O, sizin için çok merhametlidir.
17.67. Denizde baþýnýza bir musibet geldiðinde, O'ndan baþka bütün yalvardýklarýnýz kaybolup gider. O sizi kurtarýp karaya çýkardýðýnda, (yine eski halinize) dönersiniz. Ýnsanoðlu çok nankördür.
17.68. O'nun, sizi kara tarafýnda yerin dibine geçirmeyeceðinden, yahut baþýnýza taþ yaðdýrmayacaðýndan emin misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsýnýz.
17.69. Yahut O'nun, sizi bir kez daha oraya (denize) gönderip üzerinize bir kasýrga yollayarak, inkâr etmiþ olmanýz sebebiyle sizi boðmayacaðýndan emin misiniz? Sonra, bundan dolayý kendinize (intikamýnýzý almak için) bizi arayýp soracak bir destekçi de bulamazsýnýz.
17.70. Biz, hakikaten insanoðlunu þan ve þeref sahibi kýldýk. Onlarý, (çeþitli nakil vasýtalarý ile) karada ve denizde taþýdýk; kendilerine güzel güzel rýzýklar verdik; yine onlarý, yarattýklarýmýzýn birçoðundan cidden üstün kýldýk.
17.71. Her insan topluluðunu önderleri ile birlikte çaðýracaðýmýz o günde kimlerin amel defteri saðýndan verilirse, onlar, en küçük bir haksýzlýða uðramamýþ olarak amel defterlerini okuyacaklar.
17.72. Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu þaþýrmýþtýr.
17.73. Müþrikler, sana vahyettiðimizden baþka bir þeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiðimizden saptýracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
17.74. Eðer seni sebatkâr kýlmasaydýk, gerçekten, nerdeyse onlara birazcýk meyledecektin.
17.75. O zaman, hiç þüphesiz sana hayatýn ve ölümün sýkýntýlarýný kat kat tattýrýrdýk; sonra bize karþý kendin için bir yardýmcý da bulamazdýn.
11.28. (Nuh) dedi ki: Ey kavmim! Eðer ben Rabbim tarafýndan (bildirilen) açýk bir delil üzerinde isem ve O bana kendi katýndan bir rahmet vermiþ de bu size gizli tutulmuþsa, buna ne dersiniz? Siz onu istemediðiniz halde biz sizi ona zorlayacak mýyýz?