17.26. Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkýný ver. Gereksiz yere de saçýp savurma.
17.27. Zira böylesine saçýp savuranlar þeytanlarýn dostlarýdýrlar. Þeytan ise Rabbine karþý çok nankördür.
17.28. Eðer Rabbinden umduðun (beklemek durumunda olduðun) bir rahmet için onlarýn yüzlerine bakamýyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alýcý bir söz söyle.
17.29. Eli sýký olma; büsbütün eli açýk da olma. Sonra kýnanýr, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.
17.30. Rabbin rýzký dilediðine bol verir, dilediðine daraltýr. Þüphesiz ki O, kullarýndan haberdardýr, (onlarý) çok iyi görür.
17.31. Geçim endiþesi ile çocuklarýnýzýn canýna kýymayýn. Biz, onlarýn da sizin de rýzkýnýzý veririz. Onlarý öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.
17.32. Zinaya yaklaþmayýn. Zira o, bir hayâsýzlýktýr ve çok kötü bir yoldur.
17.33. Haklý bir sebep olmadýkça Allah'ýn muhterem kýldýðý cana kýymayýn. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkýný almasý için) yetki verdik. Ancak bu velî de kýsasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacaðýný almýþtýr.
17.34. Yetimin malýna, rüþdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaþýn. Verdiðiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluðu gerektirir.
17.35. Ölçtüðünüz zaman tastamam ölçün ve doðru terazi ile tartýn. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakýmýndan daha güzeldir.
17.36. Hakkýnda bilgin bulunmayan þeyin ardýna düþme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunlarýn hepsi ondan sorumludur.
17.37. Yeryüzünde böbürlenerek dolaþma. Çünkü sen (aðýrlýk ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de daðlarla ululuk yarýþýna girebilirsin.
17.38. Bütün bu sayýlanlarýn kötü olanlarý, Rabbinin nezdinde sevimsizdir.
17.39. Ýþte bunlar, Rabbinin sana vahyettiði hikmetlerdir. Allah ile birlikte baþka ilâh edinme; sonra kýnanmýþ ve (Allah'ýn rahmetinden) uzaklaþtýrýlmýþ olarak cehenneme atýlýrsýn.
17.40. (Ey müþrikler!) Rabbiniz, erkek çocuklarý sizin için ayýrdý da, kendisi meleklerden kýz çocuklar mý edindi! Gerçekten siz, (vebali) çok büyük bir söz söylüyorsunuz.
17.41. Biz, onlarýn akýllarýný baþlarýna toplamalarý için bu Kur'an'da (çeþitli ikaz ve ihtarlarý) türlü þekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçýp uzaklaþmaktan baþka bir þey saðlamýyor.
17.42. De ki: Eðer söyledikleri gibi Allah ile birlikte baþka ilâhlar da bulunsaydý, o takdirde bu ilâhlar, Arþ'ýn sahibi olan Allah'a ulaþmak için çareler arayacaklardý.
17.43. Allah, onlarýn söyledikleri þeylerden münezzehtir; son derece yücedir ve uludur.
17.44. Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir þey yoktur. Ne var ki siz, onlarýn tesbihini anlamazsýnýz. O, halîmdir, baðýþlayýcýdýr.
17.46. Ayrýca, onu anlamamalarý için kalplerine bir kapalýlýk ve kulaklarýna bir aðýrlýk veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliðini yâdettiðinde onlar, canlarý sýkýlmýþ bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
17.47. Biz, onlarýn seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarýnda fýsýldaþýrlarken de o zalimlerin: ”Siz, büyülenmiþ bir adamdan baþkasýna uymuyorsunuz!” dediklerini çok iyi biliriz.
17.48. Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptýlar! Bu yüzden, (öyle bir) saptýlar ki, artýk (doðru) yolu bulamayacaklardýr.
17.49. Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yýðýný ve kokuþmuþ bir toprak olmuþ iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceðiz, öyle mi!