14.26. Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparýlmýþ, o yüzden ayakta durma imkâný olmayan (kötü) bir aðaca benzer.
14.27. Allah Teâlâ saðlam sözle iman edenleri hem dünya hayatýnda hem de ahirette sapasaðlam tutar. Zalimleri ise Allah saptýrýr. Allah dilediðini yapar.
14.28. Allah'ýn nimetine nankörlükle karþýlýk veren ve sonunda kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri görmedin mi?
14.29. Onlar cehenneme girecekler. O ne kötü karargâhtýr!
14.30. (Ýnsanlarý) Allah yolundan saptýrmak için O'na ortaklar koþtular. De ki: (Ýstediðiniz gibi) yaþayýn! Çünkü dönüþünüz ateþedir.
14.31. Ýman eden kullarýma söyle: Namazlarýný dosdoðru kýlsýnlar, kendisinde ne alýþveriþ, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiðimiz rýzýklardan (Allah için) gizli-açýk harcasýnlar.
14.32. (O öyle lütufkâr) Allah'týr ki, gökleri ve yeri yarattý, gökten suyu indirip onunla rýzýk olarak size türlü meyveler çýkardý; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanýz) için akýttý.
14.33. Düzenli seyreden güneþi ve ayý size faydalý kýldý; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi.
14.34. O size istediðiniz her þeyden verdi. Allah'ýn nimetini sayacak olsanýz sayamazsýnýz. Doðrusu insan çok zalim, çok nankördür!
14.35. Hatýrla ki Ýbrahim þöyle demiþti: ”Rabbim! Bu þehri (Mekke'yi) emniyetli kýl, beni ve oðullarýmý putlara tapmaktan uzak tut!”
14.36. ”Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoðunun sapmasýna sebep oldular, Rabbim. Þimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karþý gelirse, artýk sen gerçekten çok baðýþlayan, pek esirgeyensin.”
14.37. ”Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazý dosdoðru kýlmalarý için ben, neslimden bir kýsmýný senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanýnda, ziraat yapýlmayan bir vâdiye yerleþtirdim. Artýk sen de insanlardan bir kýsmýnýn gönüllerini onlara meyledici kýl ve meyvelerden bunlara rýzýk ver! Umulur ki bu nimetlere þükrederler.”
14.38. ”Ey Rabbimiz! Þüphesiz ki sen bizim gizleyeceðimizi de açýklayacaðýmýzý da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte hiçbir þey Allah'a gizli kalmaz.”
14.39. ”Ýhtiyar halimde bana Ýsmail'i ve Ýshak'ý lütfeden Allah'a hamdolsun! Þüphesiz Rabbim duayý iþitendir.”
14.40. ”Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazý devamlý kýlanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamý kabul et!”
14.41. ”Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacaðý gün beni, ana-babamý ve müminleri baðýþla!”
14.42. (Resûlüm!) Sakýn, Allah'ý zalimlerin yaptýklarýndan habersiz sanma! Ancak, Allah onlarý (cezalandýrmayý), korkudan gözlerin dýþarý fýrlayacaðý bir güne erteliyor.
14.43. Zihinleri bomboþ olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göðe dikilmiþ bir vaziyette koþarlar.
14.44. Kendilerine azabýn geleceði, bu yüzden zalimlerin: ”Ey Rabbimiz! Yakýn bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalým ve peygamberlere tâbi olalým” diyecekleri gün hakkýnda insanlarý uyar. (Onlara denilir ki:) ”Daha önce, sizin için bir zevâl olmadýðýna, yemin etmemiþ miydiniz? ”
14.45. ”(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarýnda oturdunuz. Onlara nasýl muamele ettiðimiz size apaçýk belli oldu. Ve size misaller de verdik.”
14.46. Hilelerinin cezasý Allah katýnda (malum) iken, onlar, tuzaklarýný kurmuþlardý. Halbuki onlarýn hileleriyle daðlar yerinden gidecek deðildi!
14.47. O halde, sakýn Allah'ýn peygamberlerine verdiði sözden cayacaðýný sanma! Çünkü Allah mutlak üstündür, kimsenin yaptýðýný yanýna býrakmaz.
14.48. Yer baþka bir yer, gökler de (baþka gökler) haline getirildiði, (insanlar) bir ve gücüne karþý durulamaz olan Allah'ýn huzuruna çýktýklarý gün (Allah bütün zalimlerin cezasýný verecektir).
14.49. O gün, günahkârlarýn zincire vurulmuþ olduðunu görürsün.
14.50. Onlarýn gömlekleri katrandandýr, yüzlerini de ateþ bürümektedir.