Ahmed Efendi Hazretleri:“Hacı Efendi, sen olmasaydın ben bu görevi yürütemezdim. Sen-ben, ben-sen; aramızda hiç fark yok” ifadeleri ile takdirlerini ifade eder ve hatta “Hacı Efendi, sen benim evimin hem Þeriat Babası, hem de Hakikat Babasısın!”derdi. Sağlığında bütün aile fertlerini H.Sabri Efendi’ye biat ettirmiş kendisinden sonraya bırakmadan bu ulvî görevi Hacı Babamızın devam ettireceğini ifade buyurmuşlardı. Her zaman Hacı Babamıza “Allah muhabbetini arttırsın. İhvânını anlayışlı kılsın. Allah seni ihvânsız bırakmasın!” diye dualar ederdi.
Hacı Babamızın Melâmet’e intisap etmesi, önceleri aile çevresinde büyük tepkilere yol açtı. Fakat daha sonra kendisindeki ilâhî feyz ve kemalâtı müşahade eden babası ve yakınları kendisini takdir ederek ona teslim olmuşlardır. O günkü Melâmiliğin bozuk bir ortam içerisinde oluşunu dikkate alırsak, tepkilerin ilk bakışta normal olduğunu görürüz. Bu olumsuz şartlara ve o günkü dejenere olmuş Melâmilere karşı Hacı Babamız, büyük mücadeleler vermiş; Þeriatsız, abdestsiz bu yolda gidilemiyeceğini ortaya koymuş, Kur'an ve sünnetin rehberliğinde Muhammedî Melâmiliği zuhûra getirmiştir ve bu inancını her ortamda muhafaza ve müdafaa etmiştir. 1983 senesinde mahkemede Melâmet’in bir hâl ilmi, bir ahlâk manzûmesi olduğunu ifade ederek cesaretle savunmuş, mahkemece takdire lâyık görülmüştür.
Babası H.Muhiddin Efendi’yi yanına alarak ömrünün sonuna kadar hizmet etmiş, hayır dualarını almıştır. Babası, bütün evlâdına: “Þeiat babında, tarîkat babında hepinizin babası H.Hüseyin Sabri Efendi’dir...” vasiyetinde bulunmuş; Trabzon'da halka yaptığı bir vaazında: “Ben oğlum H. Hafız Sabri’den memnunum, Allah da memnun olsun. O’na olan haklarımı helâl ettim. ” diye memnuniyetini ifade etmiştir.
1978 senesinde Ahmet Efendi Hazretleri’nin darü’l-bekâya hicret etmesinden sonra Hacı Babamız aynı birlik ve beraberlik ortamını muhfaza ederek gerek İzmir ve gerekse Anadolu’nun dört bir yanındaki ihvâna hizmeti devam ettirmektedir. Bu hizmetlerini yurt dışına da taşıyan Hacı Babamız, Almanya’ya da giderek oradaki Müslüman -Türk kardeşlerimize sohbetler etmiş ve birçok insanı irşat etmiştir.
Üçüncü haccına büyük bir gurup ihvânıyla giden Hacı Babamız, o mukaddes topraklarda tevhit zevklerini etrafındaki bahtiyar insanlara takdim etmiş ve bizlere de ma’nâ dolu ilâhîleri hediye getirmiştir.
Allah yolunda hizmetle dopdolu olan bir ömrü, kalemle ifade etmenin ne kadar güç olduğunu takdir edersiniz. Efendimiz Hacı Babamızın affına sığınarak birçok hususlara değinemediğimizi ifade ederken kısa özgeçmişini tanıtmaya çalıştık.
Cenab-ı Hak’tan uzun ömür, sıhhat ve âfiyetler niyâz eder; bizlerin de onun feyz ve bereketinden hissedâr olmamızı Yüce Mevlâ'dan temenni ve niyâz ederiz.
Hasan Hilmi SOYYİÐİT