HAKİKAT KAPISINI ARALAMAK... / 25. 06. 2007


    

İzmir, 25. 06. 2007

Esselamualeyküm

Muhterem Hak Yolcuları!

İnsan vücudunda aşk, sevgi, muhabbet tecelli edebilmesi için şu insanda, bir ihtilâlin gerçekleşmesi şarttır. Aşkla, zevkle, muhabbetle yazılan eserleri de anlamak için hak mürşidin telkinine sadakat, emrine itaat gerekir. Ancak böyle, kutsi ve ulvî yolda hedefe varılabilir. Bu da her kula olmaz müyesser, hal iledir hal ile.

İnsanı hale, yaşantıya ulaştıracak olan “Zikri ehlinden talim ediniz.” âyetine uyup, Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadık olmaktır. “Mürşidi Hak bil Hakk’ı seversen” inancıyla hedefe varılabileceğine inanmaktır. Bütün âşıklar, Hak yolda sadıklar, emr-i Hakk’a itaat, telkine sadakatle hidayet olunan yolda yürüdüler.

Mürşit gerektir bildire Hakk’ı sana hakkalyakîn. Mürşidi olmayanların kemale gelmeleri mümkün değildir. İlahî nizamiyeden geçebilmek, parolayı ehlinden almak, halde tevhit ederek teşehhüde ermek, fena-yı tamda bekaya erişmek… Bunların mürşitsiz olmayacağını, bu sırra erebilmek için de sadakatimizin rehber olacağını kabul etmeliyiz.

Sevgili Dostlar!

Hak erenler, emre itaatleriyle, telkine sadakatleriyle bütün manialardan, engellerden, geçtiler. Geçtiler de

“Ben dost ile dost olmuşum

Kimseler dost olmaz bana.” zevkine ulaştılar.

Hak dost buyuruyor ki:

Þüphe ve şirkü evhamu hayal ile kalmayın

Vahdette birlikte olun Hak’ta Resulde olun.

Bu ifade, hakikat kapısını aralayıp harem-i ismete giren hak dostun ifadesi. Elbette şüpheden, evhamdan, acabadan hemen ancak can mürşidin telkini kurtarır. Öyle sadık derviş olmalıyız ki…

“Mürşidi Hak bil Hakk’ı seversen

Pîr yüzündendir Hak hidayatı”  buyuruyor üstatlar.

Ve yine:

Biat-ı Hakk’ı Muhammetten kılanlar, merhaba.

Buldunuz iman-ı kamil, cümle yaran merhaba.

Hazret-i Muhammed (sav)’in hakikatine biat edenler! MERHABA.

Kesafetinden letafetine geçenler!  merhaba!

Zahirî görünümünden manasına, ilm-i ledünnüne ulaşanlar!

 merhaba!

Peygamberimizi o zaman görenlerin, maalesef, birçokları göremedi, bilenleri bilemedi. Allah’ın Resulü “Benim yanımdaki Yemen’de, Yemen’deki benim yanımdadır.” Biz, buna çok şükür inandık, iman ettik. Ha Yemen’deki olan, ha  bugün Hz. Peygamberin ilm-i ledünnüne biat edenler… İşte bunlar, Peygamberimizin yanındadırlar. Peygamberimiz zamanında hem biz müslümanız dediler, hem Peygamberimiz hakkında ne dedikodular ettiler… Evlad-ı Resulü katledip Peygamber soyundan intikam aldılar. Peygamber soyuna düşman olup intikam alanların hâlâ kin, öfkeleri devam etmekte.

Sevgili Dostlar!

Biz Hazret-i Muhammed (sav)’i hale getiren, manasına, hakikatine biat edip halde tevhit edenleriz çok şükür elhamdulillah. Allah bizi Muhammediyetten mahrum etmesin. Hakk’ı izhar eden Hak Resulle haşreylesin. Çok şükür halde tevhit edenleriz. Görerek, bilerek, yaşayarak şahadet verenleriz. Bu şahadete erebilmemiz için başka rehbere ihtiyaç yok. Hak mürşidin telkinine sadakat yeterlidir. İman-ı kamil, o telkinde. Riyasız, karşılık beklemeksizin amel, amel-i salih bu telkini alanlarda. Halde tevhit ederek teşehhüt edip şahadete erenlerde iman-ı kamil, amel-i salih.

Muhteremler!

Hak dostlar ne kadar güzel ifadeler kullanmışlar:

Dünya ile ukbayı ko. Yani dünya ve ukba engellerine takılıp kalma. Dünyacılar, ukbacılar gibi olma. Onlar nefisleriyle yola çıktılar. Çünkü amellerinde, şahadetlerinde  kasıt, gaye, bekleyiş vardır. Bizi uyarıyor Hak dost: Sakın ha, onlar gibi yürümeyin!

Ûla ile uhrayı ko. Kasıtlı gayeli hareket edenlerden olmayın. Gelecekte bulacağız, istediğimiz, nefsî arzularımızı dercesine… Sakın bunlardan olmayın.

Var, ol kuru sevdayı ko. Hak dost, bunlara, bir kuru sevda der. Bu kuru sevdadan, bu bekleyişten, nefsî arzu ve isteklerden geçmeden ehli hal, ehli zevk, ehli mana olamazsınız.

Matlap yeter sultan sana. Sultana talip ol. O, yeter. Sultana varmak için hak mürşidin telkini yeterli. İlla ki mezarlıktan varacaksın diye bir kayıt yok.

Hakk’a giden yol

Senden sana gider ol.

Muhterem Efendiler!

Hakk’ı münezzehe koyan, bizim evham, hayalimizdir, şeklerimiz, şüphelerimizdir, varlıklarımız, benliklerimizdir. Þekten, şüpheden, evhamdan kurtulduğumuz zaman Huda gün gibi zahir, arada olmasan perde.

Ehli nefis, ehli maddenin halde tevhit etmeye tahammülleri yoktur. Görerek, bilerek, yaşayarak şahadet vermeye tahammülleri yoktur. Çünkü nispet varlıklar, benlikler, nefsanî olan bütün engeller yıkılacaktır.

Can dost, Hak dost buyuruyor ki:

Ölmeden Fehmi, bu zevke nail oldu sanmayın

"Mûtû kable en temûtû" mevt-i ihfa bizdedir.

Hak mürşidin sırrına sırdaş, yoluna yoldaş, ilmine haldaş olanlar için ne güzel ifade kullanmışlar:

Geçmeyecek onlar sırat

Vermeyecek onlar hesap

Ölmezden evvel öldüler. Þirk fiillerinden, sıfat ve vücutlarından soyunup bahr-ı zata daldılar. Halde tevhit ederek kamil imanla bütün engellerden aştılar.

“Sultanların sultanıyız

Hûdur huzurumuz

Hak’tır zuhurumuz” diye buyuran Efendimiz Hz.’leri gibi.

Sevgili Hak Yolcuları!

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, Allah ihvanımızın, sevgili dostlarımızın ezel ebed elinden tutsun, korusun, muhafaza eylesin. Hakk’a ve hakikate ihvanımızın erebilmesi için hak mürşidin telkini, verdiği rabıta yeterlidir. Hedefe ancak bununla varılır. Allah bizi Muhammedî yoldan bir an olsun uzaklaştırmasın, ayırmasın. Fena-yı tamda bekaya eren, tenezül tevazuda yarışan, mürşidi Hak bilip telkini Hak’tan kabul etme Ulu Yaratanım bütün dostlara, ihvanımıza ihsan, ikram eyle Mevlam.

Selam ve dualarla Allah’a emanet olunuz.

Kıymetli Dostlarım!

Biz böyle yazıları bulamadık, göremedik, okuyamadık. Bugün bu yazıları meydana getirmek iyi bilin ki, geleceğe ışık tutmaktır. Bu yazılar, iyi bilin ki, evhamı, şirki, şüpheyi yıkıp yerine tevhidi getirmektir. Çünkü bunlar fisebilillah, Allah rızası, için bir hizmettir. Art düşünce yoktur. Kasıt ve gayemiz ilm-i ledünnü ehline ulaştırmak. Ehlini halde tevhit ettirerek şahadete erdirmek…

Can dostlara selam olsun. İyi bilsinler ki, tek gayemiz, Allah için hizmet. Hak mürşidin telkinine sadakatle “Bu görevi yapacaksın!” sözünü yerine getirmek. Bu kutsi görevi yerine getirmek için Allah elimizden tutsun, yardımcımız olsun. Hak mürşidin rızası doğrultusunda, himmetleriyle layık hizmet etmeyi Allah bizlere nasip eylesin. Amin!

Sevgili dervişim, kıymetli İsmet hocam yardımcımız olmasa, elbetteki bu tulûat, bu zuhurat olmazdı, olamazdı. Allah kendisinden razı olsun. Sevgisine mazhar kılsın.

Sevgili Dostlar!

Allah cümlenizden razı ve memnun olsun. Dervişanımıza razı olduğu iyilikleri ihsan ve ikram eylesin. Bir an olsun bizleri gaflete düşürmesin.

Cümlenizi Allah'a emanet ederim!

Selam ve iyiliklerle…

HACI BABA 

Hüseyin Sabri SOYYİÐİT





Bu Sayfann Geldii Adres
Tasavvuf Derneği
http://www.tasavvufdernegi.com

Bu Sayfann Adresi:
http://www.tasavvufdernegi.com/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=172